Sınav, Doktor, Ölüm
Küçükken ne zaman bir sınava girecek olsam, hastalandığımda ne zaman bir doktora gidecek olsam, ne zaman tanıdığım birisinin ölüm haberini alsam tam şurama kaburgaların buluştuğu yere yani gövdemin tam ortasına bir şey otururdu. Sınava girecekken bunu dediğimde "Heyecandan çişin gelmiştir" derlerdi annemgil. Doktora gidecekken "Geçti ki, ağrımıyor hiçbir yerim" derdim. Ölüm haberinde zaten oturmalıydı o şey her ne ise tam burama. Buradan cümleyi nasıl toparlayabilirim bilemiyorum ama sana gelecek olursak, seni gördüğümde bunların hepsi aynı anda olup ve o anda tam burama bir şey oturuyor. Oturmalı da zaten. Sevilmek güzel şey olsa gerek ve bunu bilmenin ayrı bir tadı vardır eminim bunu da yaşadım çünkü. Bunların hepsi, yani sınav, doktor ve ölüme de gelince. Gözlerini görünce o hırçın sınavlar geliyor aklıma. Her on dakikada kalan süreyi hatırlatan hoca vs. Benim en büyük sınavım gözlerinle olandı. Aşkı bir ameliyat diye nitelendirirsek kendimi sana emanet edip, masada kalma ihtimalini de düşünmem gerekirdi. İyi bir doktor olmadığını beni öldürdükten sonra anladım. Ve ölüm... Şuan tam şuramda bir şey oturmuş bekliyor. Sevdam, uğruna kurulan hayaller, ve sana söyleyemediğim binlerce söz... Sen; nakaratını yazamadığım bir şarkısın artık..
Semih Uludoğan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.