HACI AMCA
Satılan şortları uzun bulup, eski kotlarımızı kesip, giydiğimiz yıllardı.Hani şu herkesin giydiği beyaz tokyolarla , leş gibi ayaklarla eve gelip, kovulduğumuz yıllar.Sadece karnımız acıkınca evin yolunu bulabildiğimiz o pembe yıllar !..
Tek sorumluluğumuz ders çalışmaktı!..
Okul bitmiş, yine yaz tatili gelmişti.Her yaz, mahallenin çocukları toplanıp camiye gider ,gelince de ne kadar eğlendiklerini anlatırlardı.Cami denen olayı kafamda oturtamadığım ,karmaşa yaşadığım o yıllar , buna biraz da sebep yetişkinler olmuştu .Dinli ,dinsiz bütün sene oturunca külotu görünen kadının çocukları da , akşama kadar içen adamın çocukları da caminin yoluna ram olurdular.
Onları hep beraber gülüp eğlenerek ,şakalar yaparak camiye gittiklerini görünce ben de eğlenmek ve onlara katılmak isterdim.Her ne kadar külotu görünen kadın ve içki içen adam da desem onları kınayamam.Çünkü benim de niyetim onlardan farklı değildi.Onlar eğer çocuklar arkadaşlık kursun ,,kafa dinleyelim , diye gönderiyorlarsa benim de eğlenmek ten başka bir niyetim yoktu.
Arkadaşlarımın çikolata kaplarını Kuranın içinde özenle saklamaları,sürecek denilen tahta işlemeli Kuran okuma aletleri kullanmaları ,onlara özel dikilen basma etekler ve örtüler,gidip gelirken oyunlar oynamaları, anneme:’’ Biz gavur muyuz niye gitmiyoruz’’ diye bağırmama sebep olmuştu.Arkadaşlarımın muhabbetlerine Fransız kalmak şöyle dursun mahallede çıt olmuyordu ,onların camiden gelecekleri saatleri iple çekiyordum.
Gelince onların kıyafetlerini,malzemelerini incelemeye alıyor , anlattıkları komik olayları duydukça çok özeniyor ve kendimi aptal gibi hissediyordum.
Bizim kızlar camiye ilk başladıklarında askılı tişört ve şort ,diğer hafta pantolon ve kısa kollu tişört, elde bir örtü, diğer hafta ise basma etek uzun kollu tişört ve elde cami önünde takılan bir namazlık ile sezonu bitiriyorlardı.
Uzun bir zaman sonra hocanın sevdiği çalışkan kızlar evde örtü takıp hocaya yağcılık etmeye başlarlardı.Belki bütün bunları onlar fark etmeden yapıyorlardı , ben ise radar gibi izleyerek ,gözlemler yaparak çözüyordum.
Annem benim aşırı tepkilerim ve bir iki kez camiye kaçmamdan sonra radikal bir karar almış ve bombayı patlatmıştı.
.Bizi göndermemesinin sebebini , caddede çok çocuk ezilmesi olarak öne sürmüştü.Doğruydu bir çok arkadaşımızı kamyonun altında can çekişirken görmüştük Camiye gitmek için iki tane git gelli büyük cadde geçmek gerekiyordu .Şu yetişkinler niye zamanında anlatmazlar ki.Annem çalıştığı için ,haklı olarak aklı bizde kalıyordu.
Annem bize bir amca bulduğunu ,eve gelip bize Kuran okumayı öğreteceğini söyledi.Gördüğünüz gibi hak verilmez alınır.
İyi de, yoksa kendi kazdığım kuyuya mı düşmüştüm ne?.Ay!.. Ne sıkıcı, hacı amca !
Yaşlıdır ,mutlaka uyuzun tekidir,her şeye kızar,her şey günahtır.Hem ben arkadaşlarımla olmak istiyordum,yaşlı bir gıcıkla değil!
Yine bir gün sokakta oynamış ve toz duman içinde eve su içmeye gelmiştim.Annem:’’ Elini yüzünü yıka da gel bak hacı amca geldi,tanışın ‘’dedi.Aman ne eğlenceli , hacı amca, adı bile sıkıcıydı.Sahi bu adamın adı yok muydu?Ben de pinpon oynuyordum ,neden bana pinponcu demiyorlardı ki!
Kendime salak diye diye, elimi yüzümü yıkadım .Salona girdiğimde, annem adamcağızı reklam ederek beni içeri aldı.’’Bak hacı amca bu ,çok alim bir amca hadi gel tanış,bilmediği yok hepsini sana öretecek,camideki çocuklardan hızlı öğreneceksin’’.Kıyafetime kızacağını tahmin ettiğim için içeri girmeyi biraz ağırdan aldım.Daha sonra’’ Beni böyle sev seveceksen ‘’der gibi içeri daldım.İçimden birden ona göz dağı vermek geldi.Ona’’ Sadece kuran öğreneceğim,ona göre’’ mesajını vermeliydim.Kıyafetlerimi hiç değiştirmeden ortaya çıkarak ,ona ilk meydanı okuyordum.İçimden’’ Hadi bana kız ve bitsin ,bende seni sevmedim’’ diyerek ona yaklaştım.
Hiç beklemediğim bir tepkiyle karşılaşmıştım.Beni görünce :’’Aman Allah’ım bu ne güzel bir kızdır’’ deyip iltifatlara başladı.Ben ise az önceki burnum havada duruşumu hemen bozmayıp ‘’Tabi tabi ders alayım diye dimi ‘’diyordum içimden.Burnumu havada unutmuş düşünürken annem hoş geldin de diye zorladı.Amca ise benim bu halim için anneme kızdı ve :’’ biz anlaşırız sen karışma önemi yok’’ dedi.Biz anlaşırız derken beni salak mı sanmıştı ,ben yer miyim? Elbette ki yemezdim !
Burnumun ucuyla amcaya hoş geldiniz dedikten sonra hayranlıkla bakan bu gözlere ümit vermekten korkarak içeri gittim.Benim üzerimden bir beklentisi olmasına asla izin veremezdim.
Odaya gitmem sadece gururumdandı.Aklım benim hakkımda ne konuştuklarındaydı.Annem ile hacı amcanın konuşmalarını dinledim.Ders saatlerini ayarlıyorlardı.Yanında duramadığım birinden nasıl ders alacaktım ki.O gidince onu hiç sevmediğimi ,ders falan istemediğimi söyledim.Annem’’ Senin camiye kaçmalarınla mı uğraşacağım’’ dedi ve kabul etmedi.
Akşama annem hacı amcayı sevebilmemiz için onun hakkında bilgiler verdi bize.Hiç evlenmemiş deyince’’ iyi olmuş, onunla kim evlenir ki gıcığın teki ‘’dedim.Annem kızdı ve’’ Çok kültürlü bir insan bu ilçede onun kadar okuyan biri yoktur’’ dedi.Annem anlattıkça şaşırmıştım.Anlattıklarının içinde bana en ilginç gelen şey bütün maaşını fakirlere harcamasıydı.
Arkadaşımdan gelince hacı amcayı bizde oturuyor bulmuştum.Çantamı yandan fırlatıp hemen içeri geçtim.Elimi yüzümü yıkadım ve mutfakta ayakta yemeğimi yedim.Onun yanına girmek istemiyordum ama annem’’ Hadi gel, ben işe gideceğim ‘’deyip duruyordu .Sığınağımdan çıkarken ‘’Bir hacı eksikti bu evde’’ diye söylene söylene salonu bulmuştum. Annem avrak savrak konuşuyor beni sinir ediyordu.Amcan, hacı amcan …Adam bir anda benim hacı amcam olmuştu.Sanki ben onun için ölüyormuşum gibi !
İçeri girerken annem ‘’Hacı sen kızını bu gün gördün mü ,artis gibi’’ deyince, çok sinirlenip , artık kıyafetimden dolayı hiç çekinmemeye ve adama kan kusturmaya niyet ederek odaya girmekten vaz geçmiştim.İçeri gidip tırnaklarıma yeni aldığım mor ojeyi sürüp ellerime üfleyerek içeri girdim,yanlarında oturdum.
Annem işe gitti.Hacı amca ‘’Benim güzel kızım ne güzel de kınalar yakmış ‘’dedi.Ben ilk anda anlamadığına sevindim fakat sonra bunu bir oyun olabileceğini düşünerek ‘’Bu oje ,kına değil’’ diye sert bir uslupla kestirip attım.Öyle ya sadece kuran öğrenecektim.Hayatıma karışmaya hakkı yoktu.Hacı amca ilk imtihanını veriyordu.
Amca’’Güzel kızım ,sen abdest almayı biliyor musun ‘’ dedi.Ben ‘’Hayır’’ dedim.Hacı amca olsun sonra öğretirim ,şimdi abdest şart ama sen çocuksun ,öğrencisin Allah asla zorluğu sevmez, ama abdest alacağımız zamanlar oje su geçirmez ,tırnakların ıslanmalı anladın mı, şu an kalsın sorun değil ’’ dedi. Beklediğim olmamıştı.Bu adam bir an önce kızıp gitmeli ve özgürlüğüme geri dönmeliydim.
Ne de kolaydı her şey .Din kolay, adam kolay bu ne ya?Böylesini de ilk kez görmüştüm!
Yargılamıyor,kızmıyor,kınamıyor!..Üstelik bizimle oynuyordu.Tatlı dilli ,güler yüzlü bir adam.Ben onu gönderecektim ve bunu unutmuştum.Ders aralarında sahabeleri anlatıyor ve ağlıyordu.Hayatımda Allah için ağlanabileceğini gördüğüm ilk insandı o.İlk ağladığını gördüğümde şok olmuştum.
Dersin ortasında aniden durup iltifatlar etmesi , gerçekten beni çok beğendiğinden mi , yoksa beni oltaya gelecek bir balık gibi gördüğünden miydi karar veremiyordum.O bütün kötü niyetime karşı , sevgiyle yaklaşıyordu ve ben şaşırıyordum.
Annem uzun zamandır artık’’ Hoşgeldin de kızım’’ demiyordu.’’Hacı amca kahveyi sever hadi yapın ‘’diye emirler veriyor ,onu kıracak veya kırmaya kalkacak herkesin yolunu kesiyordum.Ondan çok şey öğrenmiştim ama nasıl olduğunu bile anlayamamıştım.Bazen kendi kendime nasıl oldu bu diye kara kara düşünüyor ,onun samimiyeti hatırıma gelince ön yargılı olduğuma karar veriyordum.
Annem hacı amca yokken giydiklerimi ona anlatıyor ve beni utandırıyordu.Tam tesettür kuran okumak için hazır beklerken annem’’Hacı senin kızın var ya’’ diye başlayıp beni deli ediyordu.Annem gevrek gevrek gülerek beni tehdit edercesine bakıyor , ben ise o bunları anlatırken, onu koltukla beraber bir dozer kepçesiyle dışarı attığımı hayal ediyordum. Doğru o gelince daha çok dikkat ediyordum çünkü onun iyi bir insan olduğunu düşünüyor kırılabileceği şeyleri yapmak istemiyordum.
Hacı amca ilk geldiği günlerde, beni şımartmasına güvenerek, namazda kibritle onu yakmıştım.Cidden insan ne kadar sabredebilir.Sanırım ben olsam böyle bir çocuğu döverdim.Zavallı adamcağıza ‘’Bakalım ne kadar kendini kaptırıp transa geçebiliyorsun,namazı kılmazsan böyle cehennemde yanacaksın’’ diyordum. Çünkü bize namazın ne demek olduğunu anlatmıştı .Yaptığım terbiyesizliğe karşı onun yaptığı tek şey, kahkahalarla gülmek ti.Bana’’ Hayatta tek sen namazımı bozdurdun’’ demişti.Ben ise ona’’Sen iyi bir Müslüman değilsin kendini Allaha tamamen veremiyorsun’’ demiştim.
Annem onun yorganlarını kaplıyor ,çamaşırlarını yıkıyordu.Bir ara onu evlendirmeye kalktı.Cevabı ise hayır odamda küçük bir fare var onu bile istemiyorum olmuştu.Hacı amcanın böyle enteresan cevapları vardı.Annemin tanıştırdığı bir kadın sakalını kesmesini isteyince ‘’Kırk tane başım olsa ,kırkı da sakallı olsa senin için bir tanesini bile kesmem’’deyince evde herkes kahkahalara boğulmuştu.Annem ‘’Ama hacı olmaz ki’’ deyip sürekli gülüyordu.
Annemin bütün milleti seferber ederek bana yaptığı iğnelerde, o da yerini almış ve benim müthiş uçan tekmelerime maruz kalmıştı.İğne yapılacağı zaman anneme’’Ne olur ben tutmayım’’ diye yalvarır ama annemi ikna edemezdi.Annemin elinde havaya dikilmiş ucu parlayan sivri iğneyi görünce inanılmaz bir kuvvet sahibi olurdum. Bu arada iğne yapılacak bir çocuğun ağzının ne kadar bozulabileceğini tahmin edersiniz.Zavallı hacı amca da nasibini almıştı elbet.
Artık Kuran ı sökmüştük ama hacı amcayı bırakamıyorduk.Gelmediği günle r arayıp, sorup soruşturup ,haber yollayıp eve getirtiyorduk.Onunla çok eğleniyorduk.O da bize çok alışmış ,evimiz evi olmuştu.Geldiğinde herkes hizmet etmeye çalışıyor,nasıl rahat edecekse öyle davranıyorduk.
Yalnız bazı sorunlar başlamıştı.Annemin beklediği film i vakti gelince o haber açmaya ve annemin izlediği filmleri kapatmaya başlamıştı.Bu arada tatsızlık çıkacak diye çok korkuyorduk.Hacı amca kalkıp tv yi kapatıyor, annem açıyordu. Annem hacı amcanın filmi kapamaya gidene kadar kadınlara baktığını söylüyordu. Ara sırada annem laf atıyordu.Bazen öyle oluyordu ki karşılıklı söz düellosuna dönüşüyordu olay.Biz hacı amcadan yana olup annem şaka yapıyor gibi davranıyor ve anneme kızıyorduk.Akşamları annem o gidince babama’’Koca oldu başıma be’’ deyip şikayet ediyor babam da gülerek onu savunuyor ve’’Hacı öyledir , sus karışma’’ diyordu.
Annem ‘in bize Kuran öğrenmemiz için getirdiği amca sonunda annemi çılgına çevirmişti.Etme bulma dünyası işte!Biz sonunda sevip kabullenmiştik ,imtihan sırası annemdeydi sanırım.
(Devam edecek)