- 438 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Oysa
Sıkıştırıldığımız ne çok köşe var. Yaşam alanı bırakmıyor bize yaşamın tam da kendisi.
Bir lambayı ovuşturup duruyoruz bazan. Sanki cin lambadan çıktığında, söyleyecek şeyimiz varmışcasına.
Senden önceki senden ne çok şey isterdim! Başka başka renkler desenler, başka başka görüntüler sesler, başka başka sarılışlar dokunuşlar, başka başka sözcükler. Ama senden sadece uslu durmanı, içimi kaşımamanı, karanlığımı derinleştirmemeni isteyebiliyorum. Bir de, izlemeyi istiyorum büyümelerini, büyü gibi hepsi bu.
Yakında en uzun güne ulaşacağız. Tabi bir çukura düşmez, biber gazından zehirlenmez, elektrik akımına kapılmaz, sarhoş bir sürücünün aymazlığına kurban gitmez, iyileşmemiz için bize verilen kandan hastalık kapmaz, uyurken boğazımıza kaçmaz ise tükrüğümüz.
Meyve bahçelerine güneş parıltı dolu damlalar gönderecek o gün. Hani şu en uzun gün işte. Zambaklar beyazlıklarından utanmayacak, kağıt parçaları yangın yerlerini ateşlemeyecek, çocukların gözleri kötüyü görmesinler diye kapatılmayacak.
Zincirdeki halkalardan yalnızca biri, o da en zayıf olanı ise yalnızlık, kopup ayrılacak çemberimizden. Geçişli zamanlardan birine evriliyoruz galiba. Kütükler, variller, sanrılar, kuytular, kelebekler, fırtınalar ve hepsinden de ötesi benliğimizin sarsıp silkelediği, demsiz fakat keyifli acılıklara gebe bırakılıyor huzur.
Oynaşmayı sevdikçe kelimelerimizle, oynatılmazlığımızı keşfedeceğiz belki. Kabul ile inkarın kardeşliğine şaşırmamak elde değil.
Oysa sadece bir kaç bin salı önce, at sırtında yüklüydük. Ne zaman dönüştük bu kadar ve hangi ara büyüdük?
Her mesaj, her anlam, her gurbet, her sıla, her sevişme, her düşünce, her el uzatış daha iyi bir yarına. Soluğumuza karışsa da bazan kötü havalar, zor değil uzağımıza itmeyi o zerrecikleri. Yeter ki isteyelim. Hep ayaklanmalardan korkulur ya, bence keramet ellenmektedir. Tanıdık tanımadık herkesin elindeki tılsımı çözmektedir keramet. Elele yürüdüğümüz mutlu bir yol olmalıdır yaşamak. Ağaçların serinliğinde, yine onların himayesinde...
YORUMLAR
Her mesaj, her anlam, her gurbet, her sıla, her sevişme, her düşünce, her el uzatış daha iyi bir yarına. Soluğumuza karışsa da bazan kötü havalar, zor değil uzağımıza itmeyi o zerrecikleri. Yeter ki isteyelim. Hep ayaklanmalardan korkulur ya, bence keramet ellenmektedir. Tanıdık tanımadık herkesin elindeki tılsımı çözmektedir keramet. Elele yürüdüğümüz mutlu bir yol olmalıdır yaşamak. Ağaçların serinliğinde, yine onların himayesinde...
merhaba ,bütün var olan anlatılmış yazıda mutlu ve serin gölgeler altında güzel serin soluklar almak dileğimle.