- 523 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Düşünce Devinimindeki Mutluluklar 21
21-En az iki sosyal yapı, ittifak nedeniyle; ittifakın içinde bir araya geldiler. Bir araya gelen sosyal yapıların otorite simgesi olan totemleri de, bu ittifak içinde çoğul bir totemler görünüşü arz etmeye başladılar. İşte her bir totemi düşünmeli anlayışların; ittifak içinde bir arada, yan yanalıktı olmalarının kümesine politeistik durum diyoruz. Değilse, politeizm zaten bir arada olan tekil düşüncelerin; birden yolunu şaşırmışlıklarıyla ve azıtıp sapıtmalarından kaynaklı görüntüleriyle çoklaşmış bir şekil içinde bulunmuyorlardı
Monoteizm ise, plural yapının girişmesinden edindiği öğrenmelerin yeni kültürel süreciyle sentezci olup; sürece bambaşka boyut katarak, tarihi görevini yaptı. Eskiyen, yeni durumla uyumsuzlaşan her şey gibi sonunda, plüralizm de olumsuz çatışmacı yüzünü ortaya koydu. Zıt uçlu olan sürece doğru daha çok kaymağa başladı. Yeni oluşan monoteistti kültürel değişme ve dönüşmelerin engelci olmağa başladı. Artık bu çoğulluğun yeni bir sentezi gerekiyordu.
Politeist çokluğun kendisi bir heterojenlik içinde şimdi homojen olmanın ecza kıymetiyle sentezi yapıldı. Bu sentez referans noktası kılındı. Bu süreç gide gide bir iyice tevhid anlayışı dediğimiz sosyo toplumsa sürece dönüşerek, kendi olgunluguna kendi noktasını koyacaktı. Bu süreçlerin gelişme ve dönüşmesi içinde, anormal olan hiç bir şey yoktu.
Her şey kesikli (sınırlı-topaklı-düğüm) ve sürekli (sınırsız bir olgu olaylar koordinatı) oluşla devam etmekteydi. Bu devamlılık içinde siz; süreçle belirlenip, süreci belirleyen bir diyalaktik içindeydiniz. Elbette sürecin olumlu olumsuz olan yığınlarca dallanıp, yarılma saçaklanmaları da pek ala olacaktı. Bunlar sürecin zıtların birliği ve çelişme, yasasıyla ilgiliydi.
Bu nedenle ittifakı oluşturan çokluktu yapı, şimdi sentezci oluşla; tekleşen yekpare oluşun süreç yapısına doğru kaydı. İttifak, kendi içindeki plural yapıdan sonraki aşamasının yeni oluşumcu olan kültürel birliğine karşı koyan pluralliği; ikinci aşama içindeki ittifaka aykırı gördü. İkinci evrede ittifak çokluğa karşı durdu.
Bu etnik anlayışın emilimi ve milletleşme oldurmasının emareleriydi. Heterojen yapı adeta homojen ve bir örnekleyişlerle ittifakın merkezi otoritesini kuran bu evreye, sosyal elci tinsel düşünsel sentezler evresi diyoruz. Ki pluraldi aykırılık olan, bir den çok totemdik kurallı etnikti çatışmacı yapıların; insan fikrinde eşitlenmesi düşüncesi, tarihte ilk kez; bu evrede oldu. Ve ilk kez insan ve insan fikri yaratıldı
İnsanlara çoklu düşünmenin kalıbını enjekte eden ilk ittifakı inşa; ittifakı dönemlerin ittifak yapısı içine gelen her bir aykırı totemi anlayışları, ittifakı yapının aynı pota düzlemi içinde giriştirmiş olmasıyla ittifakı yapı; çoklu düşünme mantığını kazandı. Yeni pota içindeki yeni düzlemle oluşan bu çoklu matriks alt yapı; ileride olacak olan, dine karşı olmanın; özgür düşüncesini savunacak tohum (çekirdek) yapılardı.
Politeizm monoteizmi doğurmuştur. Yani monoteizm çokluktaki tekliktir. Bunlar zorunlu olacakla bir birinden yansırlar ve bir birine dönüşlüdürler. Bir çokluk olmasaydı, teklik hiç olmayacaktı. Çokluğun karşıtında birleşen ve tekleşen bir sentez vardır. Yine tekliğin karşıtında, teklikle tartışan ayrışan ve çoklaşan plurallikte dediğimiz politeizm vardır.
Örneğin; geniş coğrafyaların yönetilme biçimi içinde zorunlu süreçleşen bir kök üzerinde yepyeni oluşla dallanıp budaklanan yönetim şeklinin, imparatorluklar içinde belirmesi vardır.
İşte bu bakiye; bir ulus devlet içinde laik sistemle egemenliği (otoriteyi) ortaklar arası bir konsensüse bıraktı. Tevhitçi olan, ortak tanımayan mutlakçı yapının elindeki egemenlik alındı. Meşruiyetlik denen bu yapı, kendi kombinasyon dağılımlarının içinde bir çeşidi olan; yasama, yürütme, yargı gibi güçler ayrılığını ortak egemenlik alanına koyarak ortaklaşa olanın plural oluşu bir tek devlet yapısına dönüştü. Meşruiyet bir güçler ayrılığı ortaklık üniteliğidir. Oysa kendisinden önce otorite (egemenlik) mutlak olan, ortaklığı şirk sayan bir yapının elindeydi.
Bu nedenle mutlaktı dönemlerin sosyal söylemli ve sosyal düzlem anlamalı ideolojisi olan dinler de, tevhitçi olan; bir yaratıcının mutlak egemenliğini, ortama dayatıyordu.
Yani monoteizm, çok olanın; çok olabilenin tekilliğidir. Başlanış ittifakı dönem politeizmi bir tekilliğin yorum farkı ile oluşmuş biçimi, değildirler. Hele de dosdoğru bir hanif yol üzerinde olmanın; azıtışlarıyla sapıtışlarıyla oluşmuş tapınışlar çeşitlilikleri hiç değildirler.
Her şey zıtlarıyla olasıdır. Tekillik çoklukla, çokluk tekillikle olanaklıdır. Yüce Tanrı evreni süreçlemiştir diye düşünebiliriz. Bizim anladığımız anlamda; Yüce Tanrı evreni yansımalar kuramı gereği; bir yansımanın değişik bağıntılı girişmeleri ile çoklaşan; olay olgu kesikli sürekliliğine büründürmüştür. Bu büründürme içinde oluşun geliştirme ve dönüştürmeleriyle de evrenin süreçlenme dinamikliği olan bağıntılara yol vermişe benzemektedir.
Işık, yansıma bağıntısı içinde, ısı ve sıcaklık topaklanması oluşturur. Işık yine başka bir bağıntı yansımalarıyla; erime, ergime, kuru otlar üzerinde tutuşma, meyvelerde olgunlaşma, yaprak üzerinde özümleme süreçleri, sularda buharlaşma, hava hareketinde siklon alanları, insan teninde esmerlik vs. oluşla çoklaşan bir girişme ve görünüştü bağıntı devinmesidir.
Politeizm, ilk başlardaki grup insanlarının kendi sosyal oluşmaları içinde, insan-doğa ve insan-insan ilişkileri içinde; dış gruplarla temas etmeyen sosyal insan coğrafyasının kuş bakışı bir izlenimle yaşantılaşmalarıydı.
Sosyal insan gruplarının her yerde bir tek tek oluşların totemler tikelliği vardı. Bu tür totem tekilliklerden yansıyan sanal oluşumların görüntü durumu politeistikliğin kendisidir. Bu kabil izole oluş yaşantılaşmaları içindeki her sosyal yapı, kendi düzenleşmesini kendi yorumlayışçı düşünme mantık bağı içinde oluşla, tekil mantık bağını; kendi tutumlarına ilintilemiştirler.
Yani Dünya’nın insanlı belirişi, insanın Dünya üzerindeki her bir insan grupları dağılımı içinde, aynı belirişle, farklı bağıntılı yansıma girişmesiyle; süreçlime oluşlarıydı. Aynı egocu Dünya belirişinin, dıştaki her değişik yansıma bağıntılı durumları, insan gruplarınca farklı bağıntılarla algılanıp yaşantılaşıldı. Bu tür mantıki öznel oluşçu her bir farklı yaşantılaşmalar genel manasıyla totemi, yaşantılaşmadırlar.
Sürecek
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.