- 537 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Görebiliyorum
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Karanlığıma ışık düşürüyorum pencerenin önünde. Sokak lambasını sırdaşım yaptım, odama gönderdiği bir tutam aydınlıkta seçmeye çalışıyorum içimde uyanmaya başlayan o kötücül varlığı. Bu saatte herkes uykunun kollarında ruhunu dinlenmeye çekmişken, lambayı yakıp müziği sonuna dek açamam ya karanlığı içimden def etmek için! Ben de onların boşluğunu bir nebze de olsa telafi etmeye çalışıyorum bu kör ışıkla. Hiç değilse yalnız bırakmıyor beni kendimle, yarım yamalak da olsa görebildiğim o şekiller… Ayrıca sokağın tanıdık olması da işimi epey kolaylaştırıyor. Işığın loşluğunu azaltıyor o gölgemsi şekillerin asıllarına dair zihnimde var olan resimler.
Bir de şu sessizlik olmasa… Hemen teybe uzanıyorum, azıcık da olsa bir ses olsun diye… Büyüyü bozsun, alabildiğine gerçek yapsın her şeyi…
Şarkıcının sesi bölüyor karanlığı. Sokak lambasına epey bir katkıda bulunuyor şeytanlarımı def etme işinde. Son yarım saattir tek sakininin ben olduğu bir yer olmaktan çıkarıyor bu şehri.
O yokken odada, yani açmamışken henüz teybi tüm aynalarım kırılmıştı sanki. Yanlışım doğrum birbirine girmiş, ne istediğimi sorup duruyordum kendime. Küçük bir çocuk gibiydim.
Gündüz ne rahat kovuyordum oysa yanlış olan şeyleri. İki koca kutudan birine yollayıveriyordum hemen, üzerinde ‘yanlış’ etiketi olan… Şimdi kayboldu o kutu. Sadece ‘doğru’ yazanı kaldı. Artık her şey doğru… Seçim için farklı bir ölçüt var artık: O şeyin ne kadar keyif verip vermediği…
Bana bir pusula gerek hemen… Birileri anlatmalı en başından yanlışı doğruyu. Film mi seyretsem?..
Nette gezinmeye başlıyorum. Sokak lambasının ışığı yeterince kovamıyor hayaletleri. Sanal dünya bu saatlerde gerçek dünyadan çok daha sahici… Eski bir aile filmi buluyorum. İzlemeye başlıyorum hemen. İçimdeki şeytanlardan birkaçını yere seriveriyorum hemen.
Kötü insanlar var filmde. Bana yanlışların bulunduğu kutuyu hatırlatıyorlar. Filmi seyretmeye başlamadan önce artık gereksiz bulmaya başlamıştım o kutuyu oysa. Şimdiyse tam aksine…
Filmdeki gündüz odamda da hüküm sürmeye başladı. Şeytanlarım derinlere kaçıyor canhıraş. Karanlıklara… Az önce bana fısıldadıkları o şeyler ne kadar anlamsız kaçıyor şimdi! Şimdi var olan o çerçeve az önce yoktu çünkü. Karanlık sınırları görünmez ediyordu. İş yerinde bana kur yapan o evli adamın sol elindeki yüzüğü sislere gömüyordu en çok da. Ama yüzüne hiç dokunmuyordu nedense.
Dışarıdaki karanlık içeridekine karışınca tuhaf bir işbirliğine girişiyor ikisi. En olmadık yerlerde ışıklar peyda oluyor. En yanlış, en yasak, en kirli şeyler onlardan başka her şeyin görünmez olduğu o aydınlıkta kendilerini savunmaya başlıyorlar. Karşı çıkan tek bir ses olmayınca baştan haklı oluyorlar zaten. Zevkinden başka hiçbir şey düşünmeyen o bencil mahlûk tamamen ele geçiriyor o zaman insanı.
Bu film çerçevemi geri veriyor bana. Artık her şey onun çizdiği sınırlara tabi olmak zorunda… Doğru ve yanlış yine iki kutuya ayrıldı. O adamın sol elindeki yüzüğü görebiliyorum artık.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.