- 683 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Kaddâfi, Saddam Hüseyin ve Hitler
Bugün, sokağa çıkan ve 13-14 günden beri eve dönmeyen halktan ve yakın geçmişten birkaç söz etmek istiyorum...
Sondan başa doğru; Kaddâfi, Saddam Hüseyin ve Hitler’in sonunu bilmeyen yoktur; son önemli değil, sona nasıl gelindiğini irdelemek lâzım.
Her lîder, halkı için çalışır. Bu azim, bâzen düz, bâzen de ters gidebilir ya da yönlendirilebilir. İnsan hayâtı, sâdece kendi dediği ve dilediği gibi sonuçlanmaz; hak ve adâlet sınırlarını zorladıkça, kendi neslin bile enbüyük düşmanın olabilir; bu da yetmez, hayat sistemi insanı, olmadık yere oturduğunuzda kendi elinizle oluşturduğunuz zeminle sizi yakabilir!.
Sözü çok dolandırıp okuyucuyu yormaya ne gerek var Kadir, çıkart baklayı ağzından dediğinizi hissediyorum...
Memlekette, aşırı şişirilmiş ne kadar balon varsa, söndürülme ve asla dönme vakti net olarak görünmeye başladı... Saddam Hüseyin, kızının beyini yâni, dâmâdını öldürtecek noktaya gelindi!.
Anam, birine beddua edeceğinde, hep bunu söylerdi: "kimseden bulmasınlar; kendi- kendilerinden bulsunlar"
Düşünebiliyor musunuz?... İsrail’in elindeki atom bombaları, sonunda kendilerini mahvedebileceğini?... hayır diyeceğinizden emînim; ben de... amma, târihe dön bak ki, hep böyle olmuştur: "ele mezar eşen, içine kendi düşen"
Şimdi hâyatlarını geri çevirip kendimize soralım: bu üç lîder, hayâta geri dönseler, yine aynı şeyi yaparlar mıydı?... oradan geri dönüş olmaz ya... ruhları sağ... siz söyleyin duyarlar.
Dikkat: Bütün civcivler, hayâta gelebilmek için kabuklarını içten- dışa kıracak kadar güçlüdür; bu güç, vatanın kötü günlere dönmesine de sebep olabilir!... kendi kozasını örebilir!.
Duyana sivrisinek saz; sağıra davul-zurna az.
Saygılarımla...
kadiryeter Kadir Yeter.
Anlık yazılmış ve yayınlanmıştır; kusûrum varsa affola.
BUGÜN, 10 HAZÎRAN 2013 PAZARTESİ. TRABZON.
YORUMLAR
Bir şiir yorumumdan(naklen):
11 Haziran 2013 Salı 19:37:49
Masa ayakları bilerek üç tâne yapılıyor ve masayı yapanlar(tasarlayanlar), kendilerini dördüncü ayak yerine koymaktan sakınıyorlar!.
Türk Askeri, Türk Polisi ve Türk Gençliği... hepsi, Birer Genç.
Hani bu memleketin zengin yaşlıları?!. yine geci gence düşürmek var gibi geliyor içimden; daha yeni bittiydi genç aşı budamaları.
Memleket meselesi olanda öne sürülenlerin hayat sıkıntılarına pekçok kimse, cebinden dokunarak katkı yapmak lûtfunda bulunmayı akledemiyor!.
40 Yaş ve üstündekiler, kat, yat ve yeni model araba peşindeler!...
Karın tokluğuna orada olanların ceplerinde ve istikballerinde ne var?..
Parasız dağıtılanların kimin parası olduğunu, orada sabahlayanlar biliyorlar mı?
Polisin yaralısı sivilinkinden fazla ise; burada da bir ileri görüşlülük var... anlıyorlar ki; gençleri gaza getirenler var?.
Kaç Şehîdimiz 50 Yaşın üstünde ve hâli- vakti fevkalâde?.
1980 Yılı evveli olaylar aklıma takılıyor; yeni nesil gençler, sahneye mi, sürülüyor?... namluya mı?.. hedefe mi?!.
Seçime 1 yıldan az vakit kala, bu taktik niye?... hükûmeti gizli bir acındırma(mağdur olduk) yatırımımı yine!?
Son söz: Biz Türkler, sokağa dökülmeyi ve dökmeyi sevmeyiz... Asîl Millet bu'dur.
(yarı şaka: Yorumumu etkili yorum seçmezseniz hakkım olsun!)
Saygıdeğer Ustama, Selâm ederim...
kadiryeter Kadir Yeter.
11.6.2013- TRABZON.
w.edebiyatdefteri.com/siir/736592/direnis-cocuklari
Mustafa Çetiner (cetiner07)