meselci'ye MEKTUPLAR -46
Seni can-ı gönülden kucaklıyorum meselci.
Açıkçası ve kısacası sana hitap edince, sana yazınca rahatlıyorum.
Ne bileyim mutlu oluyorum. İçime nur yerleşiyor. Hafifliyor üzerimdeki ağırlıklar...
Neden böyle kendimi iyi hissediyorum, bilemiyorum.
Bildiğim seninle iletişim halinde olunca, pozitif enerjiyle doluyorum. Gecelerim bereketli geçiyor. Gündüzlerimle ziyanla akşamlara merhaba demiyorum. Sesim gür çıkıyor konuştuğumda biriyle. Zamanlarım altın değerinde akıyor. Pişmanlıklarım azalıyor. Günahlarım sıfıra iniyor.
Tırmanışta görüyorum kendimi, seninle birkaç satırda engelsiz bir şekilde buluşunca...
Havalar iyi değil. Gündem hem sıcak hem kritik bir süreçte.
Çapulcular ve Tencere tava, hep aynı havacılar arasında memleket paylaşılıyor. Arada kalanlar yine de hayata tutunmaya çalışıyor benim gibi.
Ve senin gibiler de biliyorum şiirler yazmaya, duygularla devrimler yaratmaya devam ediyorlar. Etsinler. Aslında herkes kendini sansürsüz ifade etsin. Aslında kimsenin canı yanmasın. Aslında herkes istediği hülyada yaşasın.
Yeter ki saygı olsun aramızda, yeter ki canlar ölmesin boş yere. Yeter ki sağ duyu yerini bulsun. Yeter ki farklılıklar zenginlik kabul görsün...
İyimserim senin gibi. Kötümser olduğumda ilk üzülen ben oluyorum çünkü.
Kötü düşüncelerle nefes aldığımda yaşamım tepetaklak oluyor.
O sebeple sabra dayıyorum soluğumu. Sessizliğimi en büyük silah sayıyorum.
Tabi ki haksızlıklar karşısında susmuyorum. İstesem de susamam. Şarkımı kesenin karşısında sus pus olmam.
Türküme karışana tepkimi gösteririm. Kalemimi kırana tavrımı ortaya koyarım. Arkadaşımı haksız yere tokatlayana suskun kalmam.
Uçan kuşa tekme atana, ’’hop’’ derim...
Meselci, duyarlılığımı kaybetmem Dostum. Olayları analiz ederim.
Sadece kendimden bilmem Dünya’yı.
Gezegenimize, yeşile, ağaçlara ve edebiyata sahip çıkarım...
Böyle tanımlayabilirim kendimi sana, bir çocuk saflığında...
Mehmet Selim ÇİÇEK
7 Haziran 2013, 02.54, Kızıltepe
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.