- 979 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
HA GAYRET
YAZININ ÇİZGİNİN ALTINDAKİ KISMINI OKUYUN EĞER UZUN YAZILARDAN SIKILIYORSANIZ.
Ben doğduğum sene( 25 Şubat 1954 ) Adnan Menderes Başbakanmış ve 20. Hükümet başta imiş. Adnan Menderes ‘in kurduğu ikinci hükümetmiş görev başında olan. Daha sonra Adnan Menderes üçüncü, dördüncü ve beşinci hükümeti kurmuş.
Sonra
Cemal Gürsel 2 Kez
Emin Fahrettin Özdilek 1 Kez
İsmet İnönü 3 Kez
Suat Hayri Ürgüplü 1 Kez
Süleyman Demirel 7 Kez
Nihat Erim 2 Kez
Ferit Melen 1 Kez
Naim Talu 1 Kez
Bülent Ecevit 5 Kez
Sadi Irmak 1 Kez
Bülend Ulusu 1 Kez
Turgut Özal 2 Kez
Ali Bozer 1 Kez
Yıldırım Akbulut 1 Kez
Ahmet Mesut Yılmaz 3 Kez
Erdal İnönü 1 Kez
Tansu Penbe Çiller 3 Kez
Necmettin Erbakan 1 Kez
Abdullah Gül 1 Kez
Recep Tayyip Erdoğan 3 Kez
Hükümet kurmuşlar . Yani 1954ten 2013 yılına kadar Kırk bir Hükümet görmüş , yaşamışım. 59 yılda 41 Hükümet... Ortalama olarak 59 : 41= 1,43 yılda bir hükümet değişmiş bu ülkede.
Bu süre içinde iki tane askeri ihtilal, üç kez de demokrasiye balans ayarı yapılmış.
1 Kasım 1923te kurulan ilk hükümetten 22 Mayıs 1950 de sona eren 18. Hükümete kadar( 18. Hükümet dahil ) Halk Fırkası- Cumhuriyet Halk Fırkası ve Cumhuriyet Halk Partisi adlarını alan ülkenin tek siyasi partisi, 11 Kez oy birliği ile, 7 Kez de ezici oy çokluğu ile tek başına iktidar olmuş.
1 Kasım 1923ten sonra kurulan iki siyasi parti ( Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Cumhuriyet Fırka ) herhangi bir genel seçime katılamadan kapatılmış ya da kapanmışlar.
18 . CHP Hükümeti T.B.M.M. de 391 Millet Vekilinin 349 unun oyunu alarak iktidar olurken, 19. D.P .Hükümeti 282 Millet Vekilinin tamamının güven oyunu alarak tek başına iktidar olmuştur. ( 192 Milletvekili oylamaya katılmadı )
1954te yapılan genel seçimler soncunda D.P toplam 541sandalyenin 502sini kazanmış; 520 Milletvekilinden güven oyunu almıştır. Yani Cumhuriyetçi Millet Partisinin toplam 5 ve Bağımsız Millet Vekillerinin toplam 3 oyunu almış olduğunu var sayarsak 10 tane güven oyunu da C.H.P li Milletvekillerinden almıştır.( Bir başka kaynağa göre de oylamaya katılan 520 Milletvekilinin 491inin oyunu almıştır )
1960 İhtilalinden sonra 20 Kasım 1961 de İsmet İnönü Başbakanlığında kurulan 26. Hükümet T.B.M.M’nde güven oylamasına katılan 351 Millet vekilinin 269unun güven oyunu alarak A.P ile koalisyon hükümeti kurarken 25 Aralık 1963te yapılan güven oylamasında 401 Milletvekilinin 225inin güven oyunu alarak bağımsızlarla birlikte 28.hükümet i kurmuştur.
17 Kasım 1974te Güven oylamasına katılan 378 Millet Vekilinden sadece 17 sinin güven oyunu alan Sadi Irmak Başbakanlığında 38. Hükümet kurulmuştur.
21 Haziran 1977de 448 Milletvekilin katıldığı güven oylamasında 217 oy alan, yani güven oyu alamayan Bülent Ecevit 40. Hükümeti bir azınlık hükümeti olarak kurmuştur. Ancak Aynı Bülent Ecevit 5 Ocak 1978de 42. Hükümeti kurarken 447 Millet vekilinden 229 unun güven oyunu alabilmiştir.
5 Ekim 1995te 421 Milletvekilinin sadece 191 inden güven oyu alan ( Yani güvensizlik oyu alan ) Tansu Çiller ( Bir de Penbesi varmış !) 51. Hükümeti kurmuştur.
Bülent Ecevit 28 Mayıs 1999 da MHP ve ANAP ile birlikte 57.Hükümeti kurarken 536 Millet Vekilinden 346sının güven oyunu almıştır. Ancak 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra ne ANAP ne de DSP nin artık esamesi bile okunmaz olmuştur.
18 Kasım 2002 de Türkiye Cumhuriyetinin 58. Hükümetini kuran Abdullah Gül ve AKP , 516 millet vekilinden 346 sının güven oyunu alırken 59. Hükümeti kuran Recep Tayyip Erdoğan 512 Millet Vekilinin 350 sinin güven oyunu almıştır. 60. Hükümette 535 Millet Vekilinin 337sinin, 61. Hükümette ise 495 Millet Vekilinden 322 sinin Güven oyunu almıştır.
1923-2013 Yılları arasındaki doksan yıllık süreç içinde Cemal Gürsel, Emin Fahrettin Özdilek,Nihat Erim, Ferit Melen, Naim Talu,Sadi Irmak, Bülend Ulusu Hükümetleri seçim sonucu olarak gelen hükümetler değildir. Yine aynı doksan senelik süreç içerisinde yapılan iki ihtilal ( 1960 ve 1980 İhtilali ) ve muhtıralar hep sağ görüşlü partiler iktidarda iken yapılmıştır çünkü 1950 den sonra sol görüşlü partiler hiç bir zaman tek başına iktidar olamamışlardır.
--------------------------------------------------------------------------------------------------
Bütün bu kadar uzun bilgileri şunun için yazdım:
Bu ülkede mevcut bir iktidarın gidip yerine yenisinin gelmesi genelde iki şekilde olmuştur 1- Seçimle, Milletin İradesiyle. 2- Askeri İhtilal ya da askerin sopasını göstermesi sonucu şapkayı alıp gitmekle.
Üçüncü bir yol var mıdır?
Tunus, Fas,Cezayir, Libya, Mısır , Irak örneklerine bakarsak var…Arap Baharı gibi bir de Türk Baharı sağlayabilirsek neden olmasın?
Mesela evlerinde zor zabt edilenler ile hiç bir zapt-u rapt altında olmayanları karşı karşıya getirdiğimiz zaman al sana mis gibi bir Türk Baharı…Hani biraz daha dayanır, biraz daha ölü sayısını arttırırsak …Mesela Gösterici Abdullah Cömertlere bir kaç Abdullah daha ilave edip daha sonra da ‘’ Abdullah Yoldaş Ölümsüzdür- Katil Polis’’ Yazılı bez parçalarıyla yürürsek…Hani Polis de ( Bir ihtimal ) ‘’ Şehit Polis Mustafa Sarı Kardeşler Ölümsüzdür- Katil Göstericiler ‘’ Diye yazarsa ve yürürse neden olmasın? Koskoca AB, Koskoca ABD o kadar da eşek değil yani. Mutlaka gereğini yapacaktır.
Ha gayret…Bıçak kemiğe dayandı…2014 Seçimlerine kadar bekleyecek takatimiz yok ama birbirimizi öldürecek kadar dermanımız var nasılsa…Ha gayret aslanlar…
Ha gayret aslanlar…Biraz daha gayret…Hiç bir şey yapamıyorsanız bile anama avradıma küfür edin ki ben de çıkayım sokağa..Evde otura otura pas tuttum..Beni de çıkarın sokağa..Korkmayın ! Ne göstericiye ne de polise bir şey yapmaya muktedir biri değilim…Arada bok yoluna gitmek için aranızda olacağım…Sonrasında isterseniz ‘’ Sami Yoldaşlar ölmez- Katil polis’’ Diye yürüyün, isterseniz de ‘’ Şehidimiz Sami…Seni hiç unutmayacağız- Kahrolsun göstericiler ‘’ Diye…Hiç fark etmez.
YORUMLAR
FIRSATI
Beceremedik :
Demokrasi dedik bilmedik ,
Elbise yaptık giymedik .
Büyük geldi bedenimize ,
Özgürlüğü hazmedemedik .
Japonlar bulmuş onun çaresini ,
Yapmışlar bir oda boşalmış sinirler orada.
Bizde düşman özel mülkiyet,
Kimin varsa dükkanı arabası yak anası..
Belediyeyi,hükümeti sevmezsin saygı duyarım .
Toplu taşımalardan ne istediğin .
Kin bürümüş gözler ,
Kazma olmuş taşı söker eller .
Ben de isterim boğazda villam ,
Altımda son model arabam .
Olmayınca acısını onlardan mı çıkartayım ,
Molotov ,taş atayım , yakayım.
Bu oyun daha öne de oynandı.
Yüreğimiz kan bağladı .
Duamız iyi ki kan dökülmedi ,
Yeseydik birbirimizi yamyam derlerdi birileri .
Yaş kesenin baş keserim torunlarıyız .
Ne güzel duyarlı olmak tabiata.
Haklı olan davanız haksız çıkar ,
O içinizdeki hainler olmasa...
Ha gayret az kaldı birbirimizi yemeğe,
Sahaya inmeyenlerde inerse...
Tebrik ederim hocam saygılarımla.
Hem gayet bilgilendiriciydi yazı, hem de hepimizin ortak aklının sesiydi. Olan bitenden kar edip kazanan kim olacak, tarih kaydedecektir her şeyi. Susmak, sessizlik ve her şeyi kabullenmek karşısında durduğumuz bir anlayış. Fakat gürültü çıkatrmak adına yaptıklarımızı da itidal dahilinde yapmalıyız. Yoksa aynı filmin bu yıllara uyarlanmış halini göreceğiz. Bir klişe çöpe gitti aslında: Sezen Aksu böyle söylüyor. Onca yanar dönerliğine, onca fikir değişimine rağmen ne kadar kulak verilmeli söylediklerine bilinmez. Ancak çöpe giden klişe, gençlerin uyuşmuş ve kafası kıyak biçimde ortalarda dolaştıklarıydı ki, görüldüğü üzere durum pek te böyle değil. Gençler sahip çıktılar yarınlarına. Şimdi bizim de onları sahiplenmemiz lazım. Hem protestocular, hem de polisler arasında pek çok genç var. Kendilerini kontrol etmekte zorlandıklarında, onlarla birlikte hareket edip onları frenlemeliyiz. Belki de bu nedenle alanlarda bulunmalı ileri yaşlardan insanlar.
Buradan ne kadar etkili olur bilmiyorum. Ama insanların sosyal medya hesapları kontrol altında olduğuna göre, buraya da bir bakan vardır. Eğer var ise, ortam geren açıklamalara son verilip bir an önce herkesin kucaklandığı söylemlere başvurulmalıdır. Yoksa... Yoksası yukarıdaki yazıda gösterilmiş. Tebrikle.
1923 den 1950 ye kadar tek partili sistem vardı ve bu tek parti sol partilerdi. 1950 de çok partiliye geçilince sağ parti yani Demokrat parti kazandı. Bundan çıkan sonuç özellikle 1938 den sonraki tek partili yönetimden ve sol yönetimden halk memnun değilmiş. Yada değişiklik olsun diye Demokrat partiye oy verdiler ama değişikliği beğenmeselerdi bir dönem yaparları 10 yıl iktidarda kalmazdı sonrası ihtilal ve Menderesin asılması. Yıllar sonra Süleyman Demirelin hükümeti ve yine darbe ama asılmadı çünkü Demirel siyasetin kurduydu. İhtilal sonrası halk Turgut Özal'la tanıştı ve Özal ezici çoğunlukla başa geldi yeni bir soluktu halk hep aynı havayı solumaktan bıkmıştı. Yıldırm Akbulut hükümetinide sayarsak 3 hükümet kurdu ve cumhurbaşkanıyken öldü yada zehirlendiğini yani öldürüldüğünü düşünüyorlar. Yıllar sonra sahneye yeni bir parti ve yeni bir soluk geliyor. Halk havam değişin diye ona oyveriyor çünkü hep aynı partiler hep aynı insanlr sonuç iyi değil ve AK parti sahnede 10 yıldırda başrol oynuyor ve Tayyip ilk kez parti kuruyor ve başbakan
Ama Türküye'nin siyasi geçmişine baktığımızda Adnan Menderes, Turgut Özal bunlar yeni partiydi öldüler yada öldürüldüler ve asıldılar. Recep Tayyip Erdoğan da yeni parti kurdu ve 10 yıldır iktidar. Tarih tekerrürden ibarettir olmasın. Burası Türkiye ve burada herşey mümkün.
Tespit ettiğim bir diğer şey de. Sağ partiler daha çok iktidara gelmiş demek ki Türk milleti Sağ eğilimli bir millet. Peki neden birçok dizide filmde hep sol eğilimli olduğu gösteriliyor demek ki reklamı iyi yapıyorlar. Sen bana bir keresinde solcudan sanatçı olur demiştin galiba haklısın.
Diğer ilginç bir şey daha var. Ben Kıbrıs Harekatını Ecevit tek başına yaptı yani tek başına iktidarken yaptı zannediyordum. Ama Erbakan yani takunyacıyla koalisyon hükümeti ile yapmış. Peki neden herkes Kıbrıs fatihi ve kahhramanını tek Ecevit biliyor. ''Kara oğlan Kıbrıs'a girdi ve Kıbrıs halkını kurtardı'' diye ajans geçiyordu. Bu Erbakana yapılmış bir haksızlık. Ve yine solcular iyi reklam yapıyorlara geliyoruz.
Ve yukarıdaki bilgilere baktığımda bu ülkede hep erken seçim olmuş ve 2 seneden fazla hükümet pek durmamış veya güvensizlik oyuyla hükümet kurmuşlar. Bu halk bu kadarmı maymun iştahlı hemen baştakinden sıkılıyor ve erken seçime gidiliyor. Yada bu siyasiciler bu kadar mı becereksiz 2 seneden fazla bir ülkeyi yönetemiyorlar.
Bir diğeride Bu millet koalisyon hükümetleriyle yönetilemiyor. Bu millet koalisyonu sevmiyor yada iki üç siyasi parti ve bunlrın başkanları birbirilerinle geçinmeyi bilmiyorlar. Hepsi kendi doğrularını ve dediklerini kabul ettirme derdinden ülkeyi yönetemiyorlar.
Sonuç olarak iktidardaki parti gitsin. İyice diktatörlüğe döndürdü yönetimi ve bu olaylardan dolayı geri adım atmıyor. Ama sokakları savaş alanına çevirerek göndermeyin yada ihtilalle göndermeyin. 1980 ni hatırlayın ben küçük bir kasabada yaşadım o yılları bizler birşey görmedik. Üniverstede okuyan abilerimiz ablalarımız çok çekti. Şimdi aynı şeyleri gençlerimiz çekmesin. Yazık olur onlara.
Seçime çok az kaldı hangi partidenseniz partinizle birlik olun partinizle seçimlere hazırlanın enerjinizi parti çalışmalarına harcayın ve seçimlerde kim gitmesi gerekiyorsa kim gelmesi gerekiyorsa getirin. Herşey bu milletin elinde.
Yazından çok şeyler öğrendim. Çok teşekkürler. Tebrikler.
Sevgiler
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA tarafından 6/7/2013 10:57:14 AM zamanında düzenlenmiştir.