- 1129 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Öpüşün Yasal, Bakışın Masaldı
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Tersinden izlenmiş filmler aşınmış vakitlerin hazin düş huzmesidir
Ansızın buluttan ayrılan zerrenin damla olup yeryüzüne düşmesidir
Bu yüzden kitapları biriktirir sahaflar, aşk dünümüzle yüzleşmedir
Kaybolmuş ülkülerimizi ararız durmadan, yalnızlığın çığlığı içtendir
Seninle bir kıyı kasabasında avuçlarımızın terli yapışkanlığını gölgeyle seviştirmek vakti şimdi. Özleminle kavrulan dudağımın retinasından akan coşkuları bir yatağa sabırla sıvamak zamanı. Sevdalı bakışlarının derin vahalarına dalıp tenini avuçlamak, kavramak ve kaygan okşayışlarla tadına varmak vakti. Mevsimler çiftleşirken karanlıkla, kokuna diz çökmek, mevsimlerin en ateşlisi baharı uykulardan uyandırmak vakti.
Yanık tarlalara serçeler gül polenleri bırakır ben seni düşünürken. Avuç içlerimi terletirken özlemin, gün akşamın saçlarını sevdalısı gibi okşar. Mağrur gemiler geçer senli sulardan, su saçlarını yıkar, tuz dudağın olur, coşkularımı harlar. Gülüşünün resimlerini ararım dünlerden gülüm, kuşlar gemileri kucaklar, yangın yeri olur bir anda gönlüm senli anıları sayıklar.
Senli düşünüşlerin asırlık gölgesine özlemli bir adam sokulur, gelgitli vakitlerin kaçak buluşmalarına şiir yüreğini asarak aşkla doyurur. Az sonra sevdanın ayak sesine kapılır telaşlı gönlüm, ruhumun aynalarına güzel gülüşlerin tutunur. Vakti geçmiş sevgiler duruşmasına rüzgârın kokusu dolar, terli avuçlarım varlığını kucaklar ve aşk tanımsız bir gülücükle seni bana sunar.
Aşk sorgusuz güzelliğinin en uçarı kanadı, meneviş gözlerindeki anlamlı yansıyış, yoksul gönlümdeki en asil duruş. Mevsimler sen olup dönerken, yaşamak ülküsü gövdemi yaşama bilerken, ben seninle söylerim en umutlu türkümü ve seninle içerim mutluluk bademi. Seni düşünmek suları okşamak, seni okşarcasına şu hayata karışmak. Her düşünüş sen olmuşsun yar, seninle döner, seninle anlam bulur bu çelişkili kâinat.
Vakitler kalburüstü bir düşün kanamalı sığınağı, yakarılarla tutunduğumuz kayboluşların uçarı slâydı. Uzaktaki bir değirmenin duvarına resim yapar bir kadın, bekleyişlerle boyanır tuval, renklerle sarmalanır boynundaki şal. Yanık türküler sofrasından aç kalkar cümleler, su tenden kayar, sorgulu günler avuçları terle yıkar. Umut dağınık bir yataktır gülüm, sorular dudakta titrerken aşk kangren sevilerle öfkeleri bile yürekten siler.
Ağacın gölgesini sevmez rüzgâr, hışırtılı bir arzuyla okşanırken yapraklar, kurt gölgeden sıyırır öfkesini damara yüklenir coşkular. Özlemdir yutkunuşlarla ve iç çekişlerle geçiştirdiğimiz, rüzgârlı göğsümüzü bunun için güneş sarmalar. Beyaz yastıklara kapanarak ağlayan bir kadının saçlarını dolaşır ellerim, ruhumda gezinir uyku mahmuru gözleri, sarılır gövdeme, sokulur gölgeme petekten sızarak dillenir sevilerim.
Devrilmiş ağaçların gözyaşını içer sevdalı balıklar asırlardır, yıldızların mağrur iç geçirişlerine aldırmadan. Yosunlarla donatılı aşk denizlerinin yorgun derinlikleri bu yüzden soğuktur sevda bakışlım. Kangren masallar biriktirme bana, kanaması kesilmeyen özlemlerle gelirim bir gün yurduna.
Fırtınayla düşleri hasat ettiğimiz bir ömrün penceresinde vakit aşkın tüllerini okşarken biz yanık bir sevinin hicazkâr ateşleriyle yangınlar yakarız, ömrümüze hiç dolmayacak gülüşler gibi. Umutla hüznü katık ederiz lokmamıza, uzaklarda bir ateş yanar ve meçhul düşünüşlerimiz yârin saçlarını okşar. Güz girer kapımızdan içeri, davetsizdir Eylüller, yorulmuştur seviler, kanamıştır ansızın güller. Kapatırız yürek kapılarımızı sonra, mağrur bir ikindi olur vakit, üşür ellerimiz, şiirlere düşer gözlerimiz ve ardından çok derinlerden gelen bir keman tınısıyla örselenir yapayalnız yüreğimiz.
Gecenin derinliğine atılan kovalardan gün yüzüne çıkar hüzün, bir damla aşk badesi olur aşk, ruhumu okşar kadın kokun. Devrilmiş bedenleri okşar gizlice yel, el teni sıvazlar, ten tomurcuk bir lale gibi topraktan koparır yolculuğu. Islak öpüşlerin kalıpları kırılır o an, ısırık teni acıtır, dişlerin valsına dilin kaygan kahrı karışır. Yetmez kalbin ritmini durdurmaya sarılışlar, eksik bir parçadır coşku, tamamlayamaz ne yapılsa azgın dalgaları tuza dönüştürmeden kahırlı gelgitleri anlar.
Tüketilmiş günlerin perdelerini kemiriyordu düşünüşlerim, mevsim rüzgârlarını beklemeden demir alıyor aşkın sularında gemiler, yasak adalara yolculuk yapıyor nicedir ruhumdaki sevgiler. Yanaklarımın tuzlu ovalarından çıplak ayakla geçiyor sevda, umutların panayırlarında şenlikler var. Gülüşlerini gönder ruhumun pazarlarına gül bakışlım, kaderde ayrılık var, ölüm var. Savur kadın saçlarını arzulu tenime sürüklesin sevgi gemimizi rüzgâr, patlasa da sonsuza dek fırtınalar.
Yorgun gün kristallerinden bir düşünüş zerresi yaptım sana, kıvrım bakışlarının masum sularında yüzdür diye. Kalabalık insan suretleri resmettim yanık duvarlara, içimde aşkın kıymıkları tenime battı ansızın. Devrilmiş gölgeler yüzüyordu dağ sularında, cılız bir ağacı sulara attım aşka ulaşsın diye. Cümleler sukutun irinini emziriyordu dalgalı denizlerde, dudağın mor sancılar sağıyordu varlığıma aldırmadan. Gölgeler dağların ardında kalınca veda ettik aşka, öpüşün masal, bakışın yasaldı.
Selahattin YETGİN
YORUMLAR
Yanıbaşımızdayken beklemlerimiz. uzaktaki özlemlerimizi bu denli yaşayabiliyorsak. biz doğru kişiyi özlüyoruz demektir. Varsın sevda bize sırtını dönsün. varsın aşka dair birikenlerimizi tavan arasına kaldıralım. Büyük duygular tek başınada yaşanabiliyormuş. Büyük duyguların bıraktıklarıyla bir ömre yetecek kadar azık oluyormuş. Vurunca deli dalgalar yüreklere. bir lokma özlemi kocaman sevgiyle katık edip. aşk suyuyla içer sevdalılar.
Bunun içindir. ayrılıklar zedelemez yaralı yüreklerini. Bunun içindir aşka hep onurla bakmaları. Ve tabi ki bunun içindir. kalemlerine vurur yaşayamadıklarının yaşıyormuş gibi anlatımları.
Ey aşk. sen bize gün yüzünü göstermedin diye. biz gecemizi sana ah ederek geçirmiyorsak. bu senin vefandan değildir. bizim engin yüreklerimizde dinmeyen duygu sağnaklarımızdandır bilesin.
Bir defa daha yineliyorum. ben sizin yazılarınızı okurken dünya değişiyorum. Yazamadıklarıma tercüman oluyorsunuz. yazacaklarımı yazamıyorum. Anlatmayı başarabilseydim. ben de bunun gibi yazmak isterdim. Varolun sevgili usta. kaleminizin ışığı kesilmesin.
Yazınızdan çılgınca bir aşkın evlilikle neticelenip monotonlaştığı anlamını çıkarır gibi oldum. Doğrusu, anlamak için de çok fazla kafa yormak istemedim. Zira fazlasıyla imgesel bir yazı. Bazan bende de bu tarzı deneme isteği oluşuyor; imgeler ardına saklanarak , anlatamadıklarımı anlatmak... Tebrikler ve selamlar.