BU ÜLKE BİZİM, HEPİMİZİN..

• 5 Haziran 2013 Çarşamba 16:59:37

Bizim vatanımız, bizim ülkemiz dünyadaki en güzel ülkedir. Bizim bayrağımız dünyadaki en güzel bayraktır, en kutsal bayraktır. Bizim dağlarımız, bizim ırmaklarımız, ovalarımız, ormanlarımız, çeşmelerimiz, çimenlerimiz, kuşlarımız, bizim gökyüzümüz bile ayrı güzeldir. Çok başkadır çook… Ben ki, vatandaşlık, yurttaşlık, vatan sevgisi, bayrak sevgisi nedir bildiğimi sanırdım taa ki 1977 yılında araba ile Türkiye-Kapıkule’den giriş yapana kadar.. Daha önce kaç kez uçakla Hamburg-İstanbul arası uçmuştum, büyük bir heyecanla, vatana kavuşmanın sevinciyle. Uçak Atatürk Hava Limanına inerken tekerlekleri piste değdiği an uçak içinde büyük bir alkış tufanı kopardı (hala öyle midir bilmiyorum ama sanırım hala öyledir). Oysa araç ile karayolundan Kapıkule sınır kapısına ilk gelişimizde karşıda koskoca Kapıkule yazısını ve dalgalanan Ay-Yıldızlı şanlı Bayrağımı görünce ağlamak, haykırmak, koşmak o bayrağa sarılmak, yere eğilip sere serpe uzanmak, toprağı kucaklamak istemiştim. Hissettiklerimi asla anlatamam, çünkü anlayabilmek için o duyguları yaşamak gerek. O an bana öyle geldi ki, karşıda sınırın öte yanında dalgalanan bayrağın ötesi benim ya, benim memleketim ya, benim vatanım ya, oradaki ağaçlar bambaşka, oradaki toprak bambaşka, yemin olsun o taraftaki rüzgar bambaşka, gökyüzü bambaşkaydı. Çünkü o taraf benim vatanım, benimmm! İşte o zaman anladım ki; Vatan sevgisi, Bayrak sevgisi demek böyle bir şeymiş, demek buymuş.
Ben Boğaz Köprüsünden olsun, F.S.Mehmet Köprüsünden olsun geçerken bayrağım dalgalanırken hep dua ederim, Çamlıca tepesinde bayrağım dalgalanırken ona aşağıdan yukarı doğru gururla bakarım, dua ederim.. “Allah’ım sen bayrağımı indirme, ezanımı susturma, benim bu cennet vatanımı koru, kötü gözlerden, kötü kalplerden muhafaza eyle, dirliğimizi ve birliğimizi bozma” derim.
Son günlerde yaşananları gördükçe çok derin bir acı hissediyorum. Yeşilimizi koruyalım derken ülkemizi ateşe atıyoruz. Her sökülen kaldırım taşı ciğerimden bir şeyler söküyor..
En çok korktuğum şey; içerde kardeşin kardeşe düşmesidir. Her inancımız ile, her fikrimiz ile bizler bu güzel vatanın, bu cennet ülkenin insanlarıyız, evlatlarıyız. Yok mezhebi farklı, yok özü farklı, aleviymiş, Şii, Sünni, Laz, Kürt, Çerkez, hepimiz biriz, hepimiz aynıyız. Hangi takımı tutarsak tutalım milli maçlarımızda hepimiz kırmızı-beyaz giymiyormuyuz. Nereli olursak olalım, başka bir şehirde kendi yaşadığımız şehrin plakasını görünce mutlu olup korna çalmıyormuyuz. Biz böyleyiz işte. Biz kızsak da yeri geldiğinde yine birbirimizin yanında oluruz, birbirimizi severiz. Biz yaradılanı severiz Yaradan’dan ötürü.. Hepimizi Allah c.c. yarattı ve hiç birimizin birimize karşı üstünlüğü yoktur ve olmamalıdır. Bizim ülkemiz çok zengin, kültürü ile çok zengin. Ben şahsen hoyratı da, zeybek havasını da, uzun havayı da, çiftetelliyi de, Karadeniz türküsünü de, bozlağı da, klasik şarkıları da çok seviyorum, zevkle dinliyorum ve severek yüreğimde hissederek söylüyorum. Vatanımın, her karış toprağına, kültürünün her rengine, her çeşidine, hepsine sevgim saygım sonsuz. Bizler bu toprağın bağrından geldik ve yine bu toprağın bağrına düşeceğiz. Bize neler oluyor, bir PKK belasından kurtuluyoruz derken neden kardeş kardeşe düşecek hale geliyoruz. Çok haklı bir şekilde başlayan en doğal hak ve özgürlüğümüz olan demokrasimizi koruyalım, savunalım derken olay başka boyutlara kaymaya başladı. Hepimiz birbirimize destek olurken şimdi üzülmeye başladık, kendi adıma ben çok üzülüyorum, çok endişeleniyorum. Eylem yapalım, sesimizi duyuralım dendi ve sesimiz duyuldu ama yapılanları gördükçe yüreğime derin bir acı saplanıyor. Yakılan yıkılan iş yerleri, yakılan yıkılan araçlar, belediye otobüsleri, durakları v.s.. Bu ileri demokrasi değil, bu özgürlük değil saygıdeğer dostlarım. Bazı sayfalarda resimler görüyorum, yabancı polis resimlerini (polis yazmıyor, police yazıyor, polisin biri de zenci) bile bizim polisimiz gibi paylaşanlar, öfkelenenler var. Allah aşkına aldığınız resmi bir inceleyin bir okuyun! Günlerdir sayfalarda bir sürü fotomontaj gözüme çarptı, bunlara çok dikkat etmek gerek. Bunlara inanıp öfkelenip haklı durumdayken haksız duruma düşmeyelim. Her iki tarafta da çok kötü bir çok kirli bir fotoğraf trafiği var, çok kötü daha doğrusu utanç verici mesajlar, karikatürler var. Bunlar sadece ve sadece insanımızı kışkırtır ve kardeşi kardeşe düşürür.
Şüphesiz ki, Gezi bardağı taşıran son damlaydı, T.C., Ulusal bayramların es geçilmesi, okul kıyafetlerinin gündeme gelmesi, eğitimin 4+4 olması, kürtaj, içki düzenlemesi ve bir çok neden sıralayabiliriz. Benim de yeğenlerim ilk gün Taksim’e gittiler ve bayrakları ile destek verdiler ama bugün gelinen noktayı endişe ile üzüntü ile takip ediyoruz. Dediğim gibi devletimizin hataları vardır ve bunlara karşı olan her vatandaşımızın da itiraz hakkı vardır ama bu da son birkaç gündür yapılanları haklı kılmıyor. Çünkü başkalarının emellerini gerçekleştirmeye doğru gidiyoruz. Sakın ola hükümeti savunduğumu sanmayın, ne kadar milliyetçi görüşlü olduğumu beni tanıyanlar bilir, ben de her vatandaş gibi vatanımı, bayrağımı, Edirne’den Van’a kadar toprağımı, hangi şehirli olursa olsun, hangi köylü olursa olsun halkımı yürekten seviyorum. Bizler her birimiz T.C. nin parçalarıyız, bu parçalarla bir arada bir bütünüz. Keşke çok masumane çok iyi niyetle başlayan eyleme daha anlayışla yaklaşsalardı, oradaki duyarlı vatandaşlarımıza Belediye Başkanı veya Vali veya diğer yetkililer bizzat birebir anlatsalardı, hatta projeyi izah etselerdi, sundukları yöntem çok yanlıştı, geç de olsa anladılar ama iyi niyetli vatandaşlarımızın arasına kötü niyetli kişilerin girmesi hiç de geç olmadı, nasıl da olayın akışı değişti.. Toplanmak, yürüyüş yapmak, protesto yapmak, sesini duyurmak, itiraz etmek, doğru bildiğini savunmak şüphesiz ki hepimizin en doğal hakkı, ama etrafa zarar vermek, işyerlerini yakmak, yıkmak, otobüsleri, araçları, durakları her yeri yakmak yıkmak hiç kimsenin doğal hakkı değildir olamaz da. Ben onların zaten iyi niyetli gruba dahil olduklarına asla inanmıyorum, ben onların bu vatanı sevdiklerine de asla inanmıyorum. Birbirimizi kırarak hiçbir yere varamayız. Bizler ki bir karıncaya bile basmamaya çalışırken, hiç günahı olmayan, akşam evine ekmek götürme derdi olan vatandaşın işyerini, arabasını nasıl yakar yıkarız?! Kaldırım taşlarını sökmek her tarafı talan etmek bu ülkede güzellik olmasını, park olmasını, ağaç olmasını isteyen zihniyetin işi olamaz. Camii’ye sığınmak güzel de; ama orayı mahvetmek batırmak ne demek! Bu kadar milli servetimizi ziyan etmek ne demek! Bugün artık daha dikkatli, daha ölçülü ve daha tahammüllü olmalıyız. Çünkü bizleri birbirimize düşürmek isteyenler dört gözle fırsat kolluyor. Ne olur onlara bu fırsatı vermeyelim. Sonra çok geç olur Allah korusun. Öfke ile kalkan zarar ile oturur, bu hem hükümet tarafımız için hem de vatandaş tarafımız için geçerli. Çevremizdeki, sayfalarımızdaki dostlarımıza yakınlarımıza arkadaşlarımıza telkinde bulunalım lütfen, Allahaşkına. Paylaşılan her resme, her yazıya itibar etmeyelim. Gerçekten çok zor bir süreçten geçiyoruz. Bu zor süreci fırsat bilenlerin ekmeğine yağ sürmeyelim. Olimpiyat hayalimiz suya düştü, piyasalar allak-bullak, yatırımlar askıya alınacak, rezervasyonlar iptal ediliyor. Bütün bunların faturası bize vatandaşa çıkacak, ülkemiz kaybedince biz kaybediyoruz.
Herkes sandık başına gittiğinde gerekeni zaten yapacaktır. Ama bu zor süreçte çok sağduyulu çok sakin olmalıyız. Olayların bu boyuta gelmesi sadece ve sadece ülkemize zarar verir. Kardeşlerimize zarar verir. Bize zarar verir.

Bu cennet ülke, bu güzel ülke bizim, hepimizin…Daha güzel günlere..

Kandiliniz mübarek olsun..

Sevgi ve saygılarımla..MG