- 620 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Gelsen?
Otobüste biri var. Daha önceden tanıdığım, artık beni tanımayan, yeniden tanışmak istediğim, sesini özlediğim... Hep görüyorum onu. Öyle güzel bir yan gülümsemesi var ki… İnsanı mahvediyor o gülüş.
1 ay 14 gündür ki konuşmuyoruz. 20 Nisan beni mahveden bir gün oldu. Kendime gelemedim hala. Sevgilim değil, sevdiğim de değil, vazgeçemediğim. Vazgeçemediğim benden vazgeçti. Hem de hiç vazgeçmeyecek gibiydi. Oyun yapmış bana. Bunca yıl kandırmış beni. İnsan sevdiğini kandırır mı? Onun için her şeyi yapacağını bildiği birini, yanımdan gittiği anda onu özlemeye başladığını bildiği birini kandırır mı hiç? Ayıp değil mi bu yaptığı. Bunu düşman düşmana yapmaz. Yapılmaz çünkü..
Özlemimden ağlıyorum. Her gördüğümde, her görmediğimde, her sesini duyduğumda biraz daha fazla özlüyorum onu. Artık sıkıldım. Özlemek çok çirkin bir şey. Ben hiç bu kadarını beklemiyordum kendimden. 1 hafta içinde kendime gelirim diyordum. 1 buçuk ay oldu. Daha ne kadar devam edecek böyle çok merak ediyorum. Kafamı çevirdiğim, bulunduğum, nefes aldığım her yerde biraz o var. Onun isminin harflerini görmek bile canımı acıtıyor. Onsuz geçirdiğim her saniye yüzyıl gibi geliyor. Hayır ona aşık değilim. Ama onsuz olmuyor nedense. Sırf onu görebilmek için gittiğim yerler var benim. Biraz daha fazla göreyim diye boynumu ağrıttığım günler.. Her seferinde geri çekilmesine rağmen attığım birçok adım, kendime verdiğim sözleri tutmayışlarım var benim..
Ben böyle değildim.
Ne yaptın sen bana adam? Sen o kadar muhteşem görünüyorsun ki gözümde, şimdi bile daha çok özlüyorum seni. Sana bir ara çok fazla ısrar etmiştim, fotoğraf çekinelim diye. Bugünler içindi o isteğim. Sen yoksun şimdi. Hiç gelmiyorsun. Hep biraz daha geri çekiliyorsun, hep uzaklaşıyorsun, iyice bitiriyorsun beni kendinde. Ama benim elimde bir fotoğrafın bile yok. Sarılıp uyuyacağım hiçbir şeyin yok bende. Sen de yoksun zaten. Keşke olsan…
Kartopu oynamayı özledim ben, kafama vurmanı, bana sarılmanı, kolumdan tutmanı, elimden tutmanı, yağmurdan, arabadan, pis pis bakan adamlardan, köpekten korumanı, yemek yemediğim için kızmanı, suratım üşüdüğünde avucunun içine alıp ısıtmanı, benim için telefonuna karikatür toplayıp getirmeni, beni yağmurun altında 2 saat beklemeni, ağladığımda kızmanı, sonra da “ağlama değmez hayat gözyaşlarına” şarkısını açıp söylemeni özledim. Bakışlarını özledim, dalga geçmeni, gülmeni, bana triplenmeni özledim. Arkadaşlarıma “adam edeceğim ben onu, her şeye ağlıyor, bu böyle olmaz” demeni özledim. Bana şişko demeni bile özledim. Ben komple seni özledim.
Hani sen beni adam edecektin? Böyle mi adam olacağım ben? Uzaktan kumandalı mıyım ben? Hem adam olmam ki böyle. Daha çok ağlıyorum. Artık dolmuşum, en ufak şeyde gözlerim doluyor. En ufak şeyde seni buluyorum, hıçkıra hıçkıra ağlıyorum gecelerce. Olmuyor. Böyle adam olmam ben. Gelmen lazım senin. Gitmesi lazım onların. Yanımda olması gereken biri varsa o da sensin.
Hem sen niye gittin ki? Biz ne güzel eğleniyorduk. Şimdi her şeyden biraz eksik.. Tamamlanamayan bir eksiklik bu. Sen yoksun diye eksik. Pudingin dibinin bile tadı yok sensiz. Şarkıların, eğlencenin, su savaşının bile tadı yok artık. Zamanın, tatilin, telefonun anlamı yok artık. Çünkü her şey sensin. Pardon! Her şey “sendin”.
Ben kimseyi bu kadar özlememiştim. Göğsümde bir yumru var. Altı boşluk. Yumru zamanla büyüyor, boşluk doluyor. Nefes alamıyorum. Oksijen bile karbondioksit oldu. Gelsen?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.