- 2043 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
Nevbahar ..
Nevbahar ..
Mayıs başlarında pek rastlanmayacak güzellikte bir gündü İstanbul için. Salacaktan Kız Kulesine bakan parkın kenarına çekmişti arabasını, morali bozuktu, ortalığı savaş alanına döndürdüğü evine gidecekken vazgeçti. Denize bakan ferforjeli ahşap bir banka oturdu genç adam. Yağmur yağıyordu hafiften ama belli ki hissetmiyordu. Canının acısı yüzüne vurmuş gibi, yumruklarını sıkmış, şakaklarına dayamış, hep kuzeyi gösteren pusula gibi gözlerini tek bir yöne dikmiş bakıyordu tarihi yarımadaya. Arabasındaki makinasını almaya bile üşeniyordu. Aslında bu kadar güzel bir manzara kaçmazdı, karelemeliydi ama bu bozuk moralle deklanşöre basmak bile eziyetti sanki ! Beyaz gömleği ve koyu renk kotunun üzerine giydiği deve tüyü rengi deri ceketiyle diğer insanlardan kolaylıkla ayrılan bir tipti… Az sonra akşam olacaktı ve Nevbahar adamın yüzünü seçemeyecekti.
- Hemen gelmeliydi ! -
Tek başına Kız Kulesine gitmişti öğleden sonra, taş duvarlarına yaslanıp neredeyse bir paket sigarasını tüketmişti. Tanıştıklarında ilk akşam yemeğini orada yemişlerdi sıcak şarap ve kocaman bir arpın büyüleyici sesi eşliğinde… Sevgilisiyle yaşadığı fırtına gibi bir tartışmadan sonra çekip çıkmıştı kapıyı, bir daha dönmemeyi düşünürcesine. Kulenin iskelesine yanaşırken, banktaki adama takıldı gözü, düşünceliydi adam. Tekneden iner inmez sigarasını yaktı yine ve oturdu yanına;
-“Ne güzel değil mi?” demesiyle irkildi adam yüzünde anlayamadığı bir hayret ve tebessümle!
-“Evet, dünyadaki en mutlu kız sanırım bu Kız Kulesi” dedi Nevbahar’a.
-“Çok mu kızdırdı sizi?”
-“Çooook “dedi , elleriyle tuttuğu başını Nevbahar’a çevirerek.
-“Buradan Kadıköye nasıl giderim” dedi genç kadın yüzünde masum bir ifadeyle ve onun en sevdiği tonda !
-“Salacak’tan Kadıköy’e gitmek zor, evvela Tıbbiye Caddesine çıkmalısınız,
Selimiye tabelasını görünce dönerseniz az ilerde Kadıköy tabelasını da görürsünüz” dedi adam hayretle.
-" Fakat, isterseniz ben sizi gideceğiniz yere bırakayım .." demeye kalmadan adam !
-“Ayrıldınız mı ?” dedi Nevbahar yüzünü ekşiterek.
-“Bilmiyorum ...” dedi genç adam kaşlarını alnına yapıştırmışçasına !
-“Nasıl bilmezsiniz !!!”
-“Bilmiyorum anlaşamadığımız konular var elbette ama seviyorum onu hem de çok . ”
Nevbahar gülümseyerek;
- “ O zaman neden burada gemileriniz batmış gibi oturuyorsunuz ?” dedi
-“Değil mi? Haklısınız” dedi adam sıcacık gülümseyerek.
-“Kedileri sever misiniz? dedi Nevbahar .
-“ Evet evde üç kedim var !”
-“ Hadi gidip onları besleyelim, onca bağırış çağırıştan sonra korkmuşlardır !!! ”
Fotoğraf: Seçil Nimet :)
Kurgu bana uzak ama bir deneme yapmak istedim o kadar ! :)
YORUMLAR
Hımmmm!...
Kurgu yazıları sevmiyoruz ama,
samimi, akıcı anlatımınız gerçekten bağlayıverdi bakışlarımızı satırlarınıza...
Çok güzeldi...
Etkileyici idi...
Sevimli idi...
Bir de,
İstanbul'u sevmeyiz genelde ama,
bu Üsküdar sahillerine dedense ilgimiz var ufaktan...
Yorumlamaya geç kaldık ya yazınızı,
hayırlısı diyelim...
Umarım yenilerine geç kalmayız...