Annemin Gözleri
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Güneşli, sımsıcak bir haziran sabahıydı ve son sınavı da atlatmıştık şükür. Hüzün-sevinç hepsi bir arada, okul bahçesinde gırgır - şamata muhteşemdi. O kadar çekilen sınav stresinden sonra, hiç kimse son sınavın sonucunu bile düşünmüyordu.
Aynı güzergâha gidecek olanlar için otobüs tutulmuş, harika yolculuk olacaktı . Hatta ben bile o otobüsün içinde olmayı ne çok istemiştim. İzmir istikametine gideceklerin hepsi aynı otobüste, hayali bi,le güzeldi.
Aaah evvet!.. . Ayşe de çıktı sınavdan, otobüs kalkana kadar laflarız. "Çok özleyeceğim seni canım benim" dedim. Ayşe asıl Manisa’lı, fakat İzmir’de teyzesi olduğundan, ilkönce oraya uğrama kararı almıştı.
Sınavdan çıktığında, arkadaşımın yüzü bir tuhaftı. "Ne oldu kötü mü " dedim, başıyla "hayır" cevabını verdi . "Sana bir şey anlatacağım beni dinler misin"? Şaşırdım, birbirimizden izin alarak mı konuşuyorduk biz , böyle mi olduk şimdi diyerek hayıflandım kendi kendime. "Bir rüya gördüm" dedi ve başladı anlatmaya…
"Rüyamda babamı gördüm ( babasını iki yıl önce kaybetmiş), babam beni çok özlediğini söyledi. Ben de gittim ona sarıldım, babam gelme sarılma dedi ama ben sarıldım , sonra O da bana sarıldı." Bunun ne demek olduğunu biliyordum. İçimden keşke sarılmasaydın diye geçirdim. Babası O’nu çağırıyordu yanına ve yarım saat sonra yola çıkılacaktı. Neyse rüya yorumunu güzel yaptım.
"Sen babanı çok özlemişsin dua istiyor, eve dönünce ziyaret edersin" dedim. Maalesef Ayşe hiç de ikna olmamış gibiydi. İki elimi tuttu veee... gözlerime baktı uzun uzun uzun, hasret giderircesine. Sormadan edemedim, neden böyle bakıyorsun diye.. "Neden mi" dedi. "Annemi çok özledim. Ama O’na kavuşamayacağımı biliyorum, babam beni çağırıyor." " Bana neden baktın, hala anlayamadım" dedim. "Çünki, senin gözlerin, aynı ANNEMİN GÖZLERi, annemin gözlerine bakıyormuşum gibi oldu bir an , annemi göremeyeceğim bir daha... Ve biliyor musun seni de son görüşüm, sesini son duyuşum ve bunu hissediyorum." Ve defalarca Annemin Gözleri diye sarıldı, annemi de seni de çok özleyeceğim ben, babam beni çağırdı diyordu sayıklar gibi.
Evet! Otobüsün kalkış saati geldi, sarıldık biraz ağladık, gözyaşlarımızı saklamaya çalışsak da ikimiz de başarılı olamadık. Ayşe otobüse bindi, tekrar indi ." Sana bir kez daha, annemin gözlerine bir kez sarılacağım, bir kez daha bakacağım dedi," tekrar koltuğuna oturdu ve tam otobüs kalkacaktı ki… bir kez daha indi, sonra son kez…. İnanılmaz bir andı, duygu seli.
Ardından ben de otogarda arabaya binip eve geldim. Ne yaşadığımı bile daha yeni idrak etmeye çalışıyordum. Neyse akşam yemeği yendi, zaten oldukça yoğun ve yorgun bir gündü benim için, biraz da yalnız kalmak istiyordum, yatağıma çekildim. Sabah kahvaltıya oturduğumda ise hala aklımdaydı Ayşe... Birden annem radyoyu açtı, 10 haberleri veriliyordu.
Ve spikerden acı haber...
"Kırklareli’den kalkan öğrenci otobüsü, Aliağa yakınlarında 05 sularında, şoförün uyuyup, bir kaç kez uyandırıldıktan sonra tekrar uyuması sonucunda filan plâkalı kamyonla çarpıştı. Ve ölenlerin isimleri: Ayşe Kaya ve diğer yolcuların da bir çoğunun ağır yaralı olduğu ………"
Beynimden vurulmuşa dönmüştüm, bağırmak ağlamak istedim , sesim kısıldı, deliye döndüm . Bu kadar mı olur, bile bile ölüme gitmek bu muymuş? Ailenin tek kızı, annesinin kuzusu, iki abisinin biricik kız kardeşi, Ahmet’in nişanlısı, hani bu yaz düğününüz vardı sizin.
Ecel er ya da geç tecelli eder, biliyorum fakat… Alışmak zordu yokluğuna…
Seni çok özlüyorum, nur içinde yat inşallah, mekânın cennet olsun Ayşe’m.. Her zaman duamdasın…
NÜS
YORUMLAR
Eski sayfaları karıştırırken okudum bu güzel yazınızı. Evet, insanın ölüme bu kadar mağrur gitmesi, bu kadar gençken bu kadar hazırlıklı olması, Yaradanın onun kaldırabileceğini bildiğinden önceden rüya yolu ile haberdar etmesi, müthiş br yazı. çok etkilendim. Tebrik ediyorum.
Sevgili NÜS,
Önce güne düşen güzel yazınız için sizi kutlarım.
Hayatın içinde duyu organlarımızın bize verdiğinin çok dışında, varlığını zaman zaman hissettiğimiz ve altıncı his dediğimiz bir duyu daha var.
İnsanın duru hali dediğimiz ,yani hiç bir iyi veya kötü hisle yoğunlaşmadığı zamanlarda, bunu beynimizle hissedebiliyoruz.
Mesela aklınızdan geçen biri, tam karşınıza çıkabiliyor. Bazen de olabilecek bir olayı sanki yaşamışız gibi görebiliyoruz.
Daha ortada hiç bir şey yokken benden bir çay ısmarlama mı isteyen arkadaşım ,iki saat sonra çıkan çatışmada şehit olmuştu. Bana üç gündür rüyasında daha önce kaybettiğimiz bir arkadaşımızı gördüğünü, kendisini çağırdıklarını anlatmıştı. Ona"S..tir lan. Şurada huzurlu bir çay içelim, böyle şeyler konuşma" demiştim.
İki saat sonra başlayan çatışma onun bölgesindeydi ve tek şehit de oydu.
Ağlamak gelmedi içimden . Çünkü mutlu ve veda ederek, başı dik ve onurlu olarak terk etti bu garip dünyayı.
Saygı ve sevgilerimle
Bazı anılar insanın içini bıçak gibi oyar ama yine de unutmaz. Unutulmaz! Bu anı da onlardan biri. Anı, insanın tüylerini diken diken etse de, Sevgili Necla çok güzel kaleme almış.
Yalnız küçük bir ayrıntıyı hatırlatmadan geçemeyeceğim. Konuşmaları tırnak içine alsaydınız daha hoş olmaz mıydı. Yazıyı iyi resmetmiş, okuyanın önüne sermişsiniz.
Tebrikler, çok sevgimle...
Rüyâlar... Ben çok etkilenirim. Mesaj içerdiğine inandığım rüyâlar anlatılırken ise tüylerim diken diken olur, boğazım düğümlenir, gözlerim dolar. Şimdi de aynısını yaşadım. Allah rahmet etsin, inşallah. Bundan öte de söz yok zaten.
Selâm ve sevgi ile, bol sabır diliyorum. Cümle geçmişlerimize duâ ile...
Yazınız çok güzel..Kaleminiz varolsun.Özü yürek acıtıyor.Bu haberi duyduğumu sanıyorum.
Makamı cennet olsun,nurlar içinde yatsın...selam ve sevgi sağlıkla kalın..