- 558 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Çaresiz
ÇARESİZ
Sandalye ve masa arasında sıkıştığınız saatler olur bazen. Kelimelere en güzel kıyafetleri yakıştırmaya; cümleler içinde birini diğeriyle baş göz etmeye çalıştığınız saatlerdir çoğu zaman onlar. En sevdiğiniz şarkının melodisi dolarken kulaklarınıza; siz, şarkı sözlerine takılmamaya çalışırsınız. Çok değil bir süre sonra şarkının ritmi yavaş yavaş düşer ve siz, önce irkilir ardından yeni bir rüyaya dalmak için yeniden şarkıyı başa sararsınız.
Sizden başka dört ayrı kişiyle daha paylaştığınız odanızın kapısı her açıldığında; başınızı sağa çevirirsiniz, istemsiz… Ya da gözünüz takılır tam karşı masaya; düşünürsünüz sadece saniyeler içinde oncasını; onu, diğerini, kendinizi, hayallerinizi, yapmanız gerekenleri sonra; sonra işte…
Kaldığınız yerden devam etmek için tekrar döndüğünüzde; aynı sözcükler aynı cümlelerle yepyeni bir sayfa açılmıştır sizin için; bu böyle, hiç değişmedi; yıllardır… Rotası değişti geminin belki, başka yönden esmeye başladı rüzgar çoğu zaman ama bu, hep böyle kaldı; hiç değişmedi…
Bazen yazacak fazlasıyla şeyiniz vardır; anlatacaklarınız ise karşınıza geçmiş ellerini kavuşturmuştur önünüzde. Buruşturulup etrafa saçılan kağıtlar üzerindeki peşi sıra mürekkep izleri fazlasıyla kifayetsiz kalmıştır çoğu zaman hikayenin o bölümü için.
Aslı olan bir insan vardır hikayenin içinde, kendinden de öte; konuştuklarının, konuşulanların çok ötesinde… İki şehir arasına sıkışmışken; ikisinden de çok uzaklarda… Kalabalıklarda yalnız; yalnızlıkta başı çok kalabalık… Bir insan vardır hikayenin içinde; hikayeye nereden girdiğiniz hiç önemli değil, ÇARESİZ…