- 1792 Okunma
- 8 Yorum
- 1 Beğeni
ATATÜRK SEVGİSİ
Sanırım ilkokul ikinci ya da üçüncü sınıftaydım, o zamanlar Safranboluda yaşıyorduk.
Öğretmenim mahallemizde komşumuz olan Ayhan abiydi, elinde büyümüştüm tabîi olarak Ayhan abim ben okula başlayınca Ayhan öğretmenim olmuştu.
İdealist bir öğretmendi Ayhan öğretmen, tam bir Atatürk hayrânı ve vatan sevdalısıydı.
Disiplinliydi, bize prensipli çalışmayı aşılamıştı, eğer öğrenim hayatımda başarılı olmuş ve yüksek okul okumuşsam ondan aldığım çalışma disiplini sayesindedir.
Yaşıyorsa kulakları çınlasın, Hakk’ın rahmetine kavuşmuşsa rûhu şad olsun.
Bize öyle bir Atatürk sevgisi aşılamıştı ki; birgün okul koridorunda bulunan Atatürk büstünün yanına gitmiş yanağını seviyordum, birden yüzümde şiddetli bir tokat patladı.
Donup kalmıştım, bana o tokatı atan elinde büyüdüğüm, önceleri Ayhan abi, öğrencisi olduktan sonra Ayhan öğretmenim dediğim insandı ve bu ondan yediğim ilk tokattı.
Ayhan öğretmenim de üzgündü bana vurduğu için, zîra bir müddet hiç konuşmadı, bir iki dakika sonra "Atatürk büstüne neden tokat vurdun Mustafa" dedi.
"Öğretmenim tokat vurmadım, sadece seviyordum" dedim.
O an için bana inanıp inanmadığını bilmiyorum ama devam etti: "bunları sana hep Şükrü amcan öğretiyor değil mi?"
Bizimle aynı mahallede oturan bir Şükrü amcamız vardı, akrabamdı, o zamanın Millî Selamet partisinin kurucu üyelerindendi, orta yaşlıydı ve hacı olmamasına rağmen uzun sakalı vardı.
Ayhan öğretmenim Şükrü amcanın etkisiyle Atatürk’ü sevmediğimi, büstüne tokat attığımı düşünerek bana ilk ve son tokatını vurmuştu.
Bunu paylaşmak istedim zîra son zamanlarda ülkemizde Atatürk düşmanlığı had safhada, önce Anıtkabirde bazı kutlamalar ve çelenk koymalar yasaklandı, her ne hikmetse binlerce km. Uzaklıktaki Esadın ve diğer arap ülkelerinin saraylarını ve tabii Beyaz sarayı sık sık ziyarete giden devlet büyükleri, önemli gün ve kutlamalarda, programlarını ve sağlık durumlarını bir türlü ayarlayamadıkları için burunlarının dibindeki Anıtkabire çık/a/mamaya başladılar.
O’nun çocuklara ve gençlere armağan ettiği millî bayramların kutlamalarına kısıtlamalar getirilerek eski heyecanından uzaklaştırdılar.
Bir ara 1tl’ nin üzerindeki Atatürk resmi yerine bir resmî kurumun kuruluş yıldönümü ve Fethullah Gülen’in okullarının başlattığı dil olimpiyatlarının tanıtımı basıldı ki bu arada çocuklarla gerçekleştirilen bu dil olimpiyatları kutlamaları, 23 nisan kutlamalarını her yönden çok çok geride bıraktı.
Ve bardağı taşıran son damla, Atatürk ve görev arkadaşlarına "Ayyaş" yakıştırması.
Yâhu birazcık îmânınız varsa Allah’tan korkun.
Atatürk ki ömrünü Türk halkına vakfetmiş, cephelerde askeriyle omuz omuza vererek üstün zekâsıyla düşmanlarını bozguna uğratmış, cebinden para verip Elmalı tefsirini yazdıracak kadar islâm dînine bağlı ve gerekliliğine inanan, sizin gibilerin gelip dîni devlet işlerine karıştırarak milleti sömüreceklerini neredeyse yüz yıl önceden görüp laiklik ilkesini getirerek din ve devlet işlerini birbirinden ayırmış, tüm dünyanın saygıyla andığı ve askerî dehasıyla dünyaya kendini kabul ettirmiş bir başkomutan, dünyada eşine az rastlanacak bir devlet adamıdır.
Peki siz kimsiniz ve kimlere hizmet etmektesiniz?
Sevgili dostlar!
Öyle bir dönemden geçiyoruz ki Atatürk’e, onun dünya görüşüne, ilke ve inkılaplarına her zamankinden çok sahip çıkmalıyız.
Ben senden ülkem ve halkım adına özür diliyorum Ata’m.
Adına, ilkelerine, bize bıraktığın emânetlerine yeterince sahip çıkamadığımız için.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
.Mustafa Çetiner.
YORUMLAR
Niye boşuna kızıyorsun ki?... kadayıfın üstünü kızartanların, altını da kızartacağız demesini unuttun mu!?.
"Aslı hu, nesli hu"
Niye, adama sorarlar:"nerelisin?"
Bu, bir derstir; haketmeden yediğin, sevgili öğretmeninin tokadı gibi;
"ayağın taşa değerse kalbini yokla!"
Kusurluyu(m)z... hem de çoookkk.... biliyorum.
kadiryeter Kadir Yeter. 06.6.2013, saat: 05.07 - TRABZON.
w.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=116698
NE MUTLU, TÜRK'ÜM DİYENE... Mustafa Çetiner.
Yüreğinize,elinize,kaleminize sağlık...Kutluyorum sizi..
Sevgi ve selam ve sağlıkla kalın..