- 894 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
Ruhun Rüyası
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Elisande ile yemeğe çıkmıştık. Yeri o söylemişti; şarabı da ben. Menüden yemek seçiyorduk ki telefonum çalmıştı.
“Durum acil; bir an önce gel!” diyordu öbür taraftaki kişi.
Yüzümü kızartmış, Elisande’den özür dileyip durumun aciliyetinden bahsetmiş ve onu eve bırakmayı teklif etmiştim. O kendisinin taksiyle dönebileceğini söylemiş, hesabı da düşünmem gerektiğini belirtmişti. Elisande’yi lokantada bırakıp, acil duruma koşmuştum.
Geçtiğimiz Mayıs ayında Elisande bana düğün davetiyesini gönderdi.
...
Gözümün önünde kıvranıyordu. Bir sağını, bir solunu, bazen iki tarafını da zorluyor ama herhangi bir sonuca varamıyordu.
“Ne kadar zamandır böyle?”
“ 16:53 ten beri.”
Üç saatten fazla olmuştu.
“Niye daha önce haber vermediniz?”
“Ciddi olmadığını düşündük.”
“Hangi noktada ciddi olduğunu anladınız?”
İkisi de cevap vermedi. Kızmıştım ama hıncımı onlardan çıkarmamaya karar verdim. Öncelikle onu kurtarmalıydık.
...
Timothy Kelly uykusunu almamıştı. Sabaha karşı dörtte merkeze çağrılmış, o da traş olmadan ve ütülü bir gömlek bulamadan gelmişti. İlk iş olarak beni odasına çağırtmış, neler olup bittiğini özetlememi istemişti.
“Durum parlak değil. Şu anda gevşek zemin yüzünden hareketsizleşmiş durumdayız. Manevra yapmaya çalıştıkça daha da fazla gömülüyoruz.”
“Zeminin gevşekliği ne düzeyde?”
“Yarı katı ile plastik kıvam sınırında.”
“Ne zamandan beri Mars’ta su var?”
“Yani hala kum zemindeyiz ama bu sefer altımızda kaya yok. Özetle hareket etmediğimiz sürece sorun yok. Ama her denemede kurtulma şansımız daha da düşüyor.”
“Kimin hatası bu?”
“Doğanın; şaka yaparcasına altımızdaki kayayı çektiği için.”
“Bu saatte sululuk yapma Gavin. Kim yönlendirdi Spirit’i oraya? Geçen haftaki güzergahı Torseau kayasının etrafından dönecek şekilde seçmedik mi?”
“Doğru seçtik.” En iyisi zor olanı bir çırpıda söylemeliydi: “Ama akşamki komuta ekibi Torseau’nun tahminimizden daha fazla batıya uzandığını görünce daha kısa olan bu yolu seçmişler.”
“Kim vardı komuta ekibinde?”
“Galbraith ile Vargas.”
Her ikisi de ilk büyük toplantıdan sonra tanrılara kurban olarak sunuldular. Vargas eğitim programlarına atandı; Galbraith ise özel bir şirketin ar-ge bölümünde uzaktan kumandalı arabalar geliştirmeye gönderildi.
...
Şubat geldiğinde, yani aradan iki ay geçtiğinde, hiç birimizin Spirit’i kurtarmak için umudu kalmamıştı. Doksan günlüğüne görev yapmaya gittiği Mars’ta altı yıldır aralıksız çalışıyordu. Gönderirken enerjisini sağlayan güneş panelleri kısa zamanda Mars’ın ince kumuyla dolar, o da hareketsiz kalır sanıyorduk. Ama sonrasında, çeşitli kereler panelleri tozdan temizlemeyi becermiş, aracımızın ömrünü uzatmış da uzatmıştık. Bir süre sonra sanki sonsuza değin yaşayacakmış gibi gelmeye başlamıştı. İkiz kardeşi Opportunity de Mars’ın başka bir yerinde çalışıyor, o da görev süresinin fazlasıyla üzerine çıkıyordu.
Ama sonunda Spirit kuma saplanmıştı. Artık aracı rüzgara karşı çeviremiyor, panellerini kumdan temizleyemiyorduk. Patron Kelly hepimizi toparlayıp ağırlığın toprak analizine değil, fotoğraf çekimine verilmesi gerektiğini söyledi. Bulunduğumuz yerdeki kumu defalarca elden geçirmiştik.
Böylece Spirit’in fotoğraf serüveni başladı. Daha önce de çeşitli kareler yolluyordu ama şimdi günün farklı vakitlerinde panaromik resimler alıyor, kah yakın cisimlere odaklanıyor, kah geride bıraktığı tekerlek izlerini çekiyordu. Zamanla o izler de silinmeye başladı. Bir anlamda buna memnumdum; onlara hepimize sağlıklı olduğumuz, her şeyin yolunda gittiği günleri hatırlıyordu. Son bir kum fırtınasından sonra izlerden geriye hiç bir şey kalmadı.
O fırtına beklediğimiz sonun gelişini de hızlandırdı. Geçmişte panelleri temizlemek için kullandığımız rüzgar, kötü açıdan alındığında ters yöne çalışıyor, taşıdığı kumlarla bir anlamda Spirit’i boğuyordu.
Şubat’ın sonunda Spirit son üç karesini yolladı. Bir bütün oluşturan bu resimler hala salonumun duvarında asılıdır. Gelen misafirlerim Mars’ın yüzeyine bakarken ben ucundan da olsa Spirit’i görebilmenin mutluluğunu yaşarım.
Mart’ın yirmisinde ise aracımızdan son sinyali aldık. Ölüm saatini bildirmemiz beş gün sürdü: Mart yirmi beşte Spirit artık bizim için yoktu.
...
Bir süredir sinemalara tek başıma gidiyorum. Filmler değişse de o çok sevdiğim reklam sürekli oynuyor. Reklamda telefonumuzu kapatmadan önce bir numaraya mesaj göndermemizi söylüyorlar. Film bitiminde, o numaradan bize kapalı olduğu süre boyunca telefonumuzun nasıl bir rüya gördüğünü anlatan cevap geliyormuş. Biliyorum ki Spirit de böyle kapanmış durumda. Günün birinde, birileri onun yanına gidip, onu uyandıracaklar. Spirit de uyuduğu yıllar boyunca gördüğü rüyaları anlatacak. Umarım o zaman civarda olurum: Rüya yorumlamakta üzerime yoktur.
YORUMLAR
severek : ) okudum...
not:) madem rüya yorumlamakta üstünüze yok,
- ışığınız yanıyor - bu civarda olduğunuzu ümit ederek : )
dün gece gördüğüm rüyadan bahsedeyim dedim dii : )
çoluk çocuk, altta bol ve koca koca balıkların bulunduğu
- berrak, ışıl ışıl -
şahane bi' denizde yüzüyorduk - balıklardan dolayı biraz ürkek,
ama eğlenerek : )
nee demek :D
Elbetteki bir öyküde tam olarak ne anlatılmak istendiğini en iyi ya da sadece yazarı bilir, bunu en çok sizin yazılarınızda hissediyorum :)
Yalnız bana göre iyi bir öykü ya çok orjinal bir şeyler barındırmalı içinde ya da anlattığı duyguları size aktarabilmeli. Bu öyküde açık olmak gerekirse bana göre ilk kısımda yer alanlardan. Sinemada bir numaraya mesaj gönderip film bitiminde o numaradan telefonunun nasıl bir rüya gördüğünü anlatma fikri cidden çok orjinaldi ve insan düşünmeden edemiyor, nerden de aklınıza geldi :)
Her neyse... Bir zamandır yazılarınızı-ki hiç yazı okuyamıyorum zaman kısıtı yüzünden ama- okuyamıyordum, özlemişim okumayı, kendinize has tarzınızla...
Tebrikler İlhan Bey.