- 526 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
başkalarına bittiğimden kendime kalmadığım için bir türlü yetemiyor hep az geliyorum kendime...
başkalarına bittiğimden kendime kalmadığım için bir türlü yetemiyor hep az geliyorum kendime...
karanlığa gömülmek, her sabah yeniden ölmek, kanaat etmemenin getirdiği başıboşluk, kimsenin doldurmak istemeyeceği bir boşluk...
bu şekilde geçmeyen vakit, saate bakmamayı öğretti ve ben bir arkadaşlık daha kaybettim...akrep, yelkovan ve saniyenin yıllardır bozulmadan bu zamana kadar gelen arkadaşlığını kaybettim. ve anladım ki gitgide kendime daha çok yaklaştıkça etrafımdaki insanlardan kaçıyorum ve bu kaçış bana, kalabalık bir ortamda sürekli sessiz kalmak mecburiyetini verdi. Bu mecburiyet öyle bir ızdırap yaraları açtı ki içimde; bir insanla başbaşa kalmak kadar korkunç gelen birşey yok şu an benim için. Birşeyler söylemek lüzumu ihtiyacı içerisinde kendimi yiyip bitirirken, karşımdaki insanın da konuşmak için birşeyler yapmadığını görmek, buna ilaveten hüzün veren birşey. Sanki ben orada yokmuşum gibi, sanki çıkıp gitsem hiçbirşey farketmeyecekmiş gibi. Bu çok acı...
Derhal birşeyler yapmak lazım...Ayağa kalkmak lazım, dkilmek lazım, korkularımızla yüzleşmek için biraz çaba göstermek lazım... Ama nasıl ? Kişisel gelişim kitapları ile mi çıkacağım ben yola ? Bir türlü inanasım gelmiyor ve bu şekilde de o kitapların sayfalarını açmak da içimden gelmiyor maalesef...
Sürekli olarak kendimi tahlil etmekten zaman zaman yorulduğumu hissediyorum...neden ben böyleyim ? sorusuna bir cevap veremeyince sanırım o müthiş hayal kırıklığına bir kez daha uğruyorum. Hayal kırıklıkları dahi benden usandı; artık "gelme" diyorlar. Yüzümüz eşek derisine dönmüş olacak ki bu yüzsüzlük ile hergün mütemadiyen kapılarını çalıyorum.
İnsan içerisine çıkıp onlarla güzel, hoş sohbetler içerisinde vakit geçirmek isterken, kafamda söyleyeceğim her türlü şeyi planlamam gerektiğini düşünüyorum. Başarısızlığımın ilk adımı bu sanırım. Ağzımdan olduğu gibi çıkmaya muvaffak olamayınca kelimeler, ben de bu düşüncelerin esiri oluyorum. Sanırım rezil olma korkusu olsa gerek bu...derhal birilerinin çocukluğuma inmesi gerek ya da daha erken yaşlara; çünkü nerede, ne zaman ne dedim de acaba birileri kalkıp beni oracıkta katletti de ben şimdi bu haldeyim ? Bununla bir alakası olamayabilir de... belki de içinde bulunduğum ortamı sevmiyorum, insanları sevmiyorum, burada bulunmak istemiyorum. Korkuyorum ya da ? korkmak istemiyorum ben...ama korkmak olmasaydı cesaretin ne anlamı kalırdı ki? o zaman biraz cesaretli olmak lazım...ama ya olamazsam ? bak işte korkuyorum, korkuyorum, korkuyorum ve nihayetinde korktuğum başıma geliyor. Yine ağlıyorum hem de avazım çıktığı kadar...ama içimden ağlıyorum...evet avazım çıktığı kadar içimden ağlıyorum... çünkü ağlayabilirim bu şekilde; nasıl ki insan içinden şarkı söyleyebilir bunu da yapabilir elbette...
Herşey bir yana; ben böyleyim, sessiz ve sakin ve ben bundan memnunum ama başkalarına bittiğimden kendime kalmadığım için bir türlü yetemiyor hep az geliyorum kendime...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.