SUÇ BİZDE Mİ?
Eğer kalabalık bir mahallede , hayal gücü çok yüksek bir çocukluk yaşadıysanız ,arkadaşlarınız da sizin gibi sınır tanımaz, deli dolu, çocukluğunu son haddinde yaşayan çocuklarsa ,büyüyünce mutlaka şehir değiştirmenizi tavsiye ederim.
Aslında buna biraz da mecbur kalırsınız.Ben şimdi eski arkadaşlarımı hiç aramıyorum. İnternet’ten ve daha bir çok sosyal paylaşım sitelerinden arkadaşlarını bulup konuşanlar için’ Demek ki çok masum bir çocukluk yaşamışlar’ diye düşünmeden edemiyorum.
Çocukluktaki oyunlar,muhabbetler ve kavgalar büyüyünce insana zor anlar yaşatabiliyor.Karşınızdaki insanın hafızasını silebilmek gibi bir marifetiniz olmadığına göre! Her rastladığım çocukluk arkadaşıma acaba şunu da hatırlıyor mu diye yaklaşmak oldukça zor.
Hüseyin ’in ağzına küfür eden kızlar, sanırım ömür boyu ondan aldıkları cevabı unutmayacaklardır.
Kadın erkek farklarını konuştuğumuz arkadaşları hele hiç görmek istemem.O zamanlar aynı durumlarda olduğumuz arkadaşlarla oturup büyükleri konuşmaya hiç benzemiyor şimdiki hayat.Kadın erkek farklarını konuşup gülerken ,bir duvarın üzerine kız erkek demeden dizilip kahkahalar atmanın ,ellerimizi birbirimize dolayıp gülerken hep beraber düşmenin keyfi bir başkaydı.
Aslında masumca başlayan oyunlarımızın ,sonunda nasıl bu hale geldiğini düşününce büyüklerin ne kadar katkı sağladığını anlayabiliyorum.
Hastahane bahçesinde masumca yakar top oynarken topun aniden hastane zeminine kaçması ve hep bereaber topu almaya çalışırken gördüğümüz manzaraların suçlusu neden biz oluyoruz ki ! Hastahane hademelerinden Sakine teyze en alttaki odasında ter değiştirirken, canımı açık unuttuysa suçlusu çocuklar mı oluyor?
Ondan sonrada avaz avaz bağırıp, adımızı mahalle’ nin bilmem neleri koymayı ihmal etmez ama.Kızı bizi her gördüğü yerde hesaba çeker ‘’Terbiyesizler sizi annenize söyleyeceğim ’’diye tehditler savurur.Tehditler,tehditler!..
Camı insan hiç açık bırakır mı ,hem de alt kattasın anam be ,üstten aşağı bakan olmaz mı?
Yok öyle demez bizim annelerimiz direk bize kızarlar.’Niye bakıyorsunuz,çok ayıp,kadın ne yapsın yaşlı ,hava sıcak ,cam yüksek ,zaten şişman ikide bir nasıl tırmansın o yüksek cama’ olur sonra da.
Sakine teyze gibilerin bir çok avukatı çıkar ,onun bir çok bahanesi vardır bu yaptıklarında ama sıra bize gelince nasılsa çocuk vurun kahpeye senaryoları döner ortada.
En güzel cevap yine Metin’e aittir.’’Ne yapalım anne topumuz düştü alırken gördük ,bilerek olmadı gözümüz var bizim de’’
Özlem:’’Şişko kadın ,atmış koca memeleri dışarı suçlu biz mi olduk?’’
Arzu biraz iftiracı bir yapıya sahip olması hasebiyle:’’Belki de bilerek yapmıştır,sapık o zaten evlenmemiş ,orasını burasını insanlara göstermeye çalışıyor’’
Timur biraz salak anlamadım ki bu çocuğu, saf desen saf değil ama aptal gibi bakar hep suçlamaları bile gülerek dinler.Şeytan diyor götür hastanenin arkasına kır bacaklarını .Bir kaç kez toplanıp dövmüşüzdür kızlarla ama böyle çıldırtan bir çocuk daha hayatımda görmedim.Siz vurursunuz o güler sanki dövdükçe gıdıklanır.Hırsınzı alamazsın bir türlü.En adi hakaretleri eder ,sürekli pataklarız ama hep güler soysuz.Bu olay da da kızlara bakıp pis pis gülünce…
Oya dayanamadı:’’Ne var lan, ne mal gibi gülüyorsun yine, inek ‘’
Timur:’’He he sizde kızsınız, he he…
Oya:’’Eeeeee !
Arzu :’’ Dur dur bakalım ne yumurtlayacak yine pis’’
Ayşe:’Erkeklerin yumurtası olurmuş zaten büyüyünce tavuk gibi yumurta yapacaklar ama Timur şimdiden başladı’
Arzu:’O da ne be nereden çıktı şimdi,neyse kes .’
Nazlı:’’Direk ağzını kıralım yine ne pislik düşündü kim bilir size diyorum anlamıyorsunuz ya şununla oynamayalım’’
Timur:’’Siz de kızsınız büyüyünce öyle olacaksınız ,he he’’
Aslı:’Sen de yumurta yapacaksın tavuk’
Ayşe:’’Hadi dövelim bu salağı’’
Jale:’’Herkes annesine çeker bi kere tamam mı ‘’
Aynur:’’Bir daha sizinle oynamayacağım’’der ve ağlayarak ayrılır .Aynur’un annesi malum .
Jale ‘nin içi rahattır o nedenle Aynur’u teselli eder ve eve gitme fikrinden caydırır.
Aslı:’’Arkadaşlar aslında Timur’u dövmemiz gerekiyor ama bunu biraz erteleyelim nasılsa Timur her gün elimizin altında, ilk önce bu meseleyi halledelim’’
Ayşe:’’Bence de bu daha önemli ,hem suçsuzuz hem mahallede sapık ilan edildik be’’
Aslı:’’Suç Metin’de ,seyredelim dedi ilk o gördü Sakine teyzeyi değil mi?’’
Nazlı:’’A… Evet top kaçınca o gitti almaya ve gelin gelin ne var burada lan gelin diye eliyle bize işaret etti ,biz de hep beraber koştuk ve o dobişkoyu gördük‘’
Jale:’’Sakine teyze nasıl fark etti ki’’
Timur:’’Metin gülünce biz de güldük kadın duydu ,yoksa anlamayacaktı’’
Nazlı:’’Demek ki Timur’la Metin de suçlu o da dövülecek arkadaşlar’’
Oya:’’Ne yani bakmak değil de gülüp ses çıkarmak ve kadının fark etmesine sebep olmak mı suç?’’
Nazlı:’’Evet canım ha şunu bileydin o yakalattı bizi’’
Metin:’’Siz beni dövemezsiniz kırarım bacaklarınızı ,kızlardan sopa mı yiyeceğim salak mıyım ben?’’
Ayşe :’’Hadi kızlar Timur’u ve Metin’ i sarın’’
İlk önce onları hastanenin bahçesindeki tel ağaçlarının yanına götürdük.Tellerle temsili olarak bacaklar ve kollar bağlandı iki erkek bir güzel dövüldü.Bu tam bir mahalle birlikteliğiyle oldu.Metin gururundan, Timur da salaklığından gülüp duruyorlardı.
Hep beraber oturup evde kalmış Birsen ablaya yazdığımız aşk mektupları sonunda büyük olaylara sebep olmuştu.Zavallı kız, intihar etmeye kadar vardırınca işi paçalarımız tutuşmuştu.
Bu olaylarda bazen büyüklerin dargınlıklarına kısa süreli de olsa sebep oluyorduk.Olaylar anlaşılınca daha bir samimi olduklarını görüyor bizde mutlu oluyorduk.Şimdi sıra nerede,kimde ,bu gün ne yaptınız,sorun yok değil mi,ne karıştırıyorsunuz gibi sorulara alışıktık artık.
Bazen mahallede otururken yeni gelen birine bunlar var ya bunlar diye başlayan cümleler olunca hep beraber orayı terk ediyorduk.
Nadire’ nin mahalleye gelen sözde kibar ve kültürlü ablayla muhabbeti bizi bile şok etmişti.Bizi şok etmesi olaydan dolayı değil,yabancı biriyle konuşmasındandı.
Abla:’’Ay ne tatlı kız ,ne güzel kız,çok şeker ya söyle bakalım güzel kız senin günlerin nasıl geçiyor’’
Nadire:’’İyi,çok güzel her gün oynuyoruz,mahallede çok çocuk var:’’
Abla:’’A ne kadar güzel keşke bende sizin gibi bir mahallede çok arkadaşlarla büyüseydim’’
Nadire:’’Senin arkadaşın yok muydu abla’’
Abla:’’Annem çalışırdı beni bir kadın bakardı hep onunla gezerdim canım.Emanet olunca kadın bırakmaya korkardı gözünden ayırmazdı ama ben hep özenirdim dışarıda oynayanlara.Söyle bakalım senin erkek arkadaşın var mı?’
Nadire:’’E vet var tabi abla ‘’
Abla:’’Nedir adı’’
Nadire:’’Fatih’’
Abla:’’Söyle bakalım Fatihi seviyor musun?’’
Nadire:’’Evet ‘’
Abla:’’Fatihle neler yapıyorsun’’
Nadire:’’Fatihle bir kuyu yaptık’’
Abla:’’Çok ilginç , ne yapacaksınız?’’
Nadire:’’İçine her gün çiş yapıyoruz,biriktiriyoruz’’
Abla birden şok olmuş, bir gülme tutturmuştu.Biz de o arada hemen kaçmıştık.Biz Nadire’yi tanımıyorduk artık.Hepimizi rezil etmişti elaleme. Abla tam romantik sorulara geçip Fatih seni öptü mü falan diyecekti galiba fakat Nadire sağ olsun bir bomba patlamış gibi her birimizin evlerine kaçmasına sebep olmuştu.Nadire’nin de işi zordu.Büyüyünce Fatih le karşılaşınca acaba ne yapacaktı?
Macide teyzenin sürekli çocuklarını meth etmesi bizi evine almaması ama kendi çocuklarını sürekli bize yollaması bizi sinir ediyordu.Bir gün oynarken yaktığımız ateşin dumanının çok titiz ve tenmiz Macide teyze nin çamaşırlarına gittiğini görünce korkup hemen söndürmeye çalıştışmıştık.Mehmet bize :’Ne yapıyorsunuz bırakın o cadı karının çamaşırları batsın yakıp kaçalım deyince bu fikir hoşumuza gitmiş ,ateşi kuvvetlendirip oradan uzaklaşmıştık.Macide teyze ağlayarak gezerken biz çok üzülmüş ,pişman olmuş ama Mehmet ve Hüseyin hak yerini buldu demiş bizi ikna etmiştiler.
Hemşire Melek abla nın yaptığı iğneleri unutmayan İbo ,zavallı yı her çarşıda gördüğünde köpekleri üzerine kıs vermesi de ayrı bir olaydı.Melek abla çarşıdaki adamlardan utanıp bağırmamaya çalışırken çektiği cefayı bilirim.Çünkü aşırı köpek korkusu olan biriydi.
Arzu arkadaşımız yanınca ,pansumanını hoyratça yaptığını iddia ettiği Mehmet amca ’nın hemşire Aylin ablaya aşık olduğunu çıkarmış ve ortalığı karıştırmıştı.
Hastahane personeli’nin çocukları olmak bütün olayları görmek demekti.Eskiden psikoloji çok düşünülen bir şey değildi.Ölen ,yaralanan,bogulan herkesi seyrederdik.Bu bazen çok acıdır ki arkadaşlarımız da olabilirdi.
Fakat bizim hastahana de en merak ettiğimiz olay doğum olayı idi.Mehmet ve Hüseyin bu olaya canlı canlı şahit olmanın bir yolunu buldum deyip bizi hastahane’nin kullanılmayan bir katına çıkarmıştılar.Doğum odası’nın üstündeki boru deliğinden oldukça doğum izlemişizdir.Doğum yapan kadınlara ettiğimiz taklitler de başlı başına bir komediydi. Bunda da bizim hiçbir suçumuz yoktu.Koskoca devlet hastanesinin tam doğum odasının üzerindeki odada bulunan o borular da ne borusuydu öyle ? Biz mi açmıştık.Alla Alla be !
YORUMLAR
Bu bir çocukluk anısı mı yoksa ''Şeytan '' filminin Türkçe versiyonu mu? Tüylerim diken diken oldu :))))))))))))))))))
Bu arada: Pek çok yazında çocukken erkek çocukları dövdüğünden bahsetmişsin ki bu da dikkatimi çekmedi değil. Ciddi şekilde senin çocukluğuna inmek gerekiyor.
Şaka bir yana çok güzel bir anı yazısı olmuş. Tebrikler.
Selam ve sevgilerimle.