- 1344 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
CEMRE
Erken gelmişti şehre İlkbahar..
Bir hafta önce düşmüştü son cemre toprağa..
Sağanakların ardı sıra pırıl pırıl parlayan güneş doğayı tez elden coşturmaya yetmişti..
Erguvanlar efsunlu renkleriyle birbirleriyle yarştaydılar alabildiğine..
Ne o dev çınarların geniş yaprakları arasına doluşmuş serçelerin sabah konserleri ne de komşu evin bahçesindeki çam ağaçlarını kendilerine yıllardır mesken tutmuş karga ve martıların baca kavgalarından eser vardı o sabah..
Sokak kutsal bir mucizeyi bekleyen bir bilge gibi bekliyordu gelecek mucizeyi şaşılası bir suskunlukla..
Genç kadın gizemli bir gülümsemeyle kalktı yatağından.
Oda penceresinin perdesini çekti. Camın bir kanadını açtı ardından.
Masmavi bir aydınlık doldu odaya..
Güneşin yedi rengi aynı anda doluştu gözlerine..
Şükürler etti Yaradan’a kalbinin dilhununundan süzülen içli duygularla..
Ateş su toprak ve yağmurun kendi yüreğine düşen cemreler olduğuna inanıyordu..
El yüz temizliğini yaptı. Yatak kıyafetini değiştirdi. Mutfağa doğru yöneldiği an kapı zili usulca çaldı.
Açtı.
Bir elinde kolunun üzerine hafifçe yasladığı kocaman bir demet kırmızı güller diğer elinde minik bir kağıt tutan genç bir çocukla göz göze geldi..
-Günaydın efendim, dedi ve elindeki kağıttan isimini ve soyadını okuduğu kişiyi aradığını söyledi.
-Evet, benim dedi genç kadın.
-Bunlar size efendim..
-Bana mı?
Çocuk başını sallamakla yetindi yüzünde sıcak bir gülümsemeyle..
Kadın biraz mahçup bir tavırla aldı gülleri..
Portmantonun üstünde duran kaseden aldığı bir miktar parayı usulca sıkıştırdı genç çocuğun eline..
Kutsal bir emaneti kucağında taşır gibi dolaştı kırmızı güllerle birlikte evin her bir yerini..
Sonra da usulca bıraktı yemek masasının üstüne onları..
Aralarına baktı.
Hiçbir iz yoktu onları gönderene dair..
Aynı anda kapı zili bir kez daha çaldı.
Gelen posta görevlisiydi.
Genç kadını başıyla selamladı.
Yurt dışından, dedi elindeki zarfı kendisine uzatırken..
Kalın defterde parmağının ucuyla gösterdiği yeri imzalayarak aldı mektubu genç kadın titreyen elleriyle..
Zarfın üzerinde postaya verilen ülkenin adı ve tarih vardı yalnızca..
Özenle açtı zarfı:
Merhaba;
Açık denizlerde seyreden bir geminin küpeştesinden selamlıyorum sizi..
Nasılsınız..?
Yazdıklarımı okuyunca yaptığımın büyük bir kabalık bağışlanmaz bir saygısızlık hatta bir suç olduğunu düşünmemeniz en büyük dileğimdir..
Uzun bir sefer sonrası ayak bastığım yurt toprağının şiirsel bir şehrinde rastladım size..
Daha doğrusu gözlerinize..
Yakın bir dostumun açtığı fotoğraf sergisiydi..
Size ait olduğunu öğrendiğim emsalsiz bir çift gözün karşısında büyülenmiştim..
Dakikalarca ayrılamadım önünden..
Çeyrek asıra yaklaşan bir süredir yaptığım uzun yol kaptanlığı gereği dünyanın hemen birçok ülkesine yolum düştü..
Ve nice gözler gördü gözlerim unutması uzun zaman alan..
Oysa bu gözler..
Bu bakışlar..
Ruhumu aklımı ve tüm benliğimi ilahi bir ateşin kutsal aleviyle yakıp tutuşturmuştu..
Anladım ki ilk kez düşüyordu gerçek bir cemre yüreğime olanca görkemiyle..
Anladım ki ne zaman okyanuslar kurur denizler çekilir gemiler ufuk çizgisinde aniden kaybolur..
Ne zaman ki canlar zaman ötesinde can bulur başka bedenlerde ancak o zaman unutabilirim ben bu gözleri..
Fotoğraf sanatçısı müşterek arkadaşımızın yoğun ısrarları sonucu yalnızca sergilenmek üzere sizden aldığını söylediği fotoğrafınızı ben de onu nerdeyse ölümle tehdit ederek aldım elinden..
Tabii adresinizi de..
Uzun zamandır nerede olduğundan hiç haberim yok..
Size her gün çiçekler yollayacağım Aşk ve Sevgi okyanuslarımdan..
Mektuplar yazacağım..
Geceleri üstüme serpiştirdiğiniz yıldızların..
Vefa sadakat dostluk sevgi ve çok derin duyguların içinde barındığı mücizevi gözlerinizin ilahi nuruna dalarak..
***
Farklı ülkelerden gelen mektupları genç kadın delice bir heyecanla bekler oldu..
Çiçekler değil günününü aksatmayı saatini bile şaşırmıyordu hiç..
Bazen şiir tadında yazıyordu duygularını AŞKIMM!..dediği genç kadına meçhul Kaptan..
Gemiler limanları
Kaptanlar rotaları
unutabilir..
Güneş doğmayı
Sabah olmayı
Yağmur yağmayı
unutabilir
Ama ben seni asla..
Çiçekler açmayı
unutabilir
Kuşlar uçmayı
Baharlar gelmeyi
Ama ben seni asla..
***
Sevdasıyla beni ummana salan ey sevdiceğim..
Sendedir bütün sorularım
Sendedir bütün cevaplarım
Bil ki
Ben çoktan vazgeçtim kendimden
Ama senden
Asla..
Günün AYDIN olsun sevgisi yuregime sığmayan Aşkım.
Sen uyurken rüzgarlar bıraktı başucuna hasret dolu buselerimi..
Uyanınca almayı unutma..
Ben bir tek sende yandım
Bir tek senin gözlerinde doğdum yaşama seninle birlikte
Ben bu sevdayı yemin bildim kendime
Ben bu sevdayı kutsal bildim
Yaradan’nın emri bildim en yücesinden..
***
Ve günlerden bir gün cemreler..????