- 543 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bulduğunu Bildiğine Vermek 9
Bulduğunu Bildiğine Vermek 9
Bu “Bulduğunu Bildiğine Vermek” yazı serisine başladığımda her yazı ardından diğerine bir pencere açıldı! 9. pencere “İdeolojik kaos” olsun.
Doğru, izafidir ve bu boyutta bükülmeye mahkumdur. Kütle çekiminden dolayı doğrusal olarak atılan bir cismin kinetik enerjisi azalınca bükülmesi kaçınılmaz! Bu bükülmeye karşı enerji devamlı tazelenmek zorundadır.
İnsan için en önemli tesir emin olduğu, bilinçli oluşturduğu kendi kurgusu; zan ise emin olmadıklarıdır. “İnanma Bil” yazımda değinmiştim. İnanılanlar bilince çevrilmeden zanda, taklitte kalır bilince çevrilenler ise hazmedilen bilgi ve deneyimlerdir. Bu nedenle hazmedilmeyen ilim telkin edilmemeli…
Birey mi önemli, toplum mu?
Bir insan, insanlık kadar önemli!
Toplum bireylerden oluştuğuna göre bireyi önemsemeden toplumu önemseme iddiası zaten aldatmak maksadına yöneliktir…
Dünya savaşlarında, egemenler birbiri ile kıyasıya savaştı aynı dine mensup olmaları ya da aynı coğrafi birlik içersinde olmaları, kardeş sayılmaları bile bu savaşlarına mani olmadı!
“Bir sinek bir kartalı salladı urdu yere
Yalan değil gerçektir ben de gördüm tozunu” Yunus Emre
Yunus, burada ne demek istemiş?
Kartallar diğer kuşlardan hem güçlü hem daha yüksekten uçarlar, gözleri keskin, gagaları yırtmaya müsait, pençeleri çengel, güçlü. Yumurtadan çıkan ilk yavru diğer yavruları öldürür, anne kartal bu katliama göz yumar. Egemenlerin kendi aralarındaki mücadelesine benzer. Kardeş katilidirler. Hanedanlık kavgalarını bilirsiniz; kardeşler birbirini çeşitli entrikalarla öldürür, öldürtür! Baba oğul arasında bile bu hanedanlık mücadelesi olur. Şehzadelerin katledilmesine bile müsaade edilir!
Başka bakışla ileri egemen toplumlar kartal olsun, geri toplumlar da sinek. Tüm ileri toplumlar, büyük imparatorluklar içlerinden parçalanarak yıkılır. Çapulculara yem olur. Toza toprağa karışır! Yani leşlerine sinekler üşüşür!
Evrensel sistemde güçlülük boyuta izafi, sineğin cüssesine göre yaptığı işler kartalın cüssesine göre yaptıklarından fazla. Bu nedenle Dünya üzerindeki toplumsal kavgalara dikkat! Diktatörlerin demir yumruklarına rağmen sinek hükmünde gördüğü sefil halkları tarafından günümüzde (Dışarıdan verilen destekler, geri toplumların ileri toplumların güç mücadelesinde piyon olmaları ayrı bir konu) yıkılmaları güç konusundaki anlayışı adeta değiştiriyor. Şimdi yeni moda tabir “Sinek gibi çoğalmak!”
Güçlüler zaten birbirini yok etmek ister. Zayıflar, bol bol üresinler ki güçlüler zayıf düştüklerinde üzerlerine sinek gibi çullansınlar! Yani meydan sineklere kalsın!
Yunus’un alaylı mesajı, güçlü olanın her durumda gücünün geçerli olmadığı ve çok olanın küçük de olsa büyüğü mağlup edebileceğine işaret.
Gözden kaçmasın, sinek gibi çoğalmayla da kartal olunmaz!
Toplumsal alanda “Ver coşkuyu” türünden etkilerle coşanlar, asırlardır aynı teraneyi okuyanların düştükleri yanılgıya kapılabilir! Çünkü en çok üzerinde durulan konular genellikle en fazla içi boşalmış olanlar. Yeni şeyler üretmek yerine köhne bilgileri ezber edip vermek, almak kısır döngünün de asıl sebebi.
Ben hayatım boyunca şöyle bir kural uyguladım; bir kişi veya öğretide başta olana (Ağaya beleş) ayrıcalık varsa orada eşit paylaşım yoktur. Baştakiler ve yandaşlarınca büyük parça kapılır, kırıntılar da şakşakçılara dağıtılır. Bu işleyişi nerede görsem oradan hayır gelmeyeceğine hükmettim!
İnsanlar ideolojik kaosa sürüklendiğinde gözler, görmez; kulaklar, işitmez olur! Taraftarlık gözleri perdeler, kulakları sağır eder!
“Zübük” filmini çoğunluk izlemiştir. Kitabı okuyanlar da çoktur! Siyasi alanda toplumun algısını iyi okuyanlar başarılı oluyor! Tabi ki bu başarı sadece siyasi alanda kalınca kaos da kaçınılmaz olur!
İnsan tarafsız olamaz, bu yüzden en iyi taraf insanın kendi tarafıdır. İnsan kendine taraf olmalıdır, zaten arifler öyle yapar. Arifler kendi algılarına taraf olur, başkalarının ona önerdiği veya dayattığı taraftarlığı kabul etmez!
"Her taraf olmak", bertaraf olmaya sebeptir ama "Hiç taraf olmak" kişinin özgür alanına girer ve kimse iki yanlış arasından birine taraf olmak zorunda değildir!
"Taraf olmayan bertaraf olur" mu? Bu sözü inceleyelim; bu sözün her durumda doğru olmadığı ayandır. İki zıt arasında birine taraf olmayana "Bertaraf" demek haksızlık olur. Birbirine zıt olanların ikisi de kişinin kendine göreceli haksız olabilir; neden bertaraf olmamak için taraf olsun ki. Pekala kendi algısı tarafında olup çekimser kalabilir. İki haksız kavgaya tutuşunca "Taraf olmayan bertaraf olur" diye yanlışın birine taraf olmak zorlama olur!
"Her taraf" olmakla "Hiç taraf" olmak arasında dağlar var! "Her taraf olan bertaraf olur" Ama iki haksız arasında taraf olmayan kendi tarafındadır!
Hükümdar;isim Padişah, kral, hakan gibi taht sahibi devlet başkanı.
Hüküm "Dar" olmasın, geniş olsun. Bu anlamda hükümdarların kendi anlayışlarıyla halkı sınırlandırdığı açıktır. Tarihte kanun koyanlar bile kendi anlayışlarına göreceli kanunlarını koyarak hükmeder. Bununla övünürler. Günümüzde bile eski hüküm (dar) lar, kendi kanunlarını halka kabul ettirenler övülür. Oysa o kanunlar halka sorulmamıştır!
"Zalimlik Ve Merhamet: Korkulmak Mı Yoksa Sevilmek Mi? .... sevilmektense korkulmak daha güvenlidir......Kimi zavallı insanlar, menfaatleri söz konusu olunca sevgi bağını kolaylıkla koparabilirler fakat korku, daima etkili olan cezalandırma durumuyla güçlendirilir. Ancak kendisinden korkulmasını isteyen bir hükümdar, sevilmiyorsa bile en azından nefret uyandırmamaya özen göstermelidir.....çünkü hem korku duyulan hem de nefret edilmeyen bir insan olmak mümkündür."Nicollo Machaiavelli / Hükümdar
Tarihsel nakillerin "Doğru" luğunu tartışmak önemli. Çünkü bu nakiller taraflı gelir. Yandaş olanlar, abartılı överken karşıt olanlar yerer! Bu manada şunu yapmak sakıncalı; kişi taraf olduğu nakil bilgiyi “Doğru”; karşı nakili “Yanlış” kabul eder ise sağlıklı bir sonuç çıkmaz! Zaten egemen olanların izin verdiği bilgilerin nakli söz konusu. Tarihsel süreçte taraf olunan kalır, karşıt olan silinir; imha edilir. Egemen olanların izin verdikleri kalır. Bu manada nakil bilgileri sorgulamak insanın en doğal hakkı! Egemenlere zarar vermeyenler nakledilmiş, nakledilen her şeyi "Kutsal" sayıp bu şekilde inanmak ya da "Mutlak doğru" olarak kabul edip önermek insan algısını yanıltmaktır.
Son tahlilde; taraftarlığın puslu gözlüğüyle bakan yanılmaya mahkumdur! Kendi tarafını oluşturmak için çaba gerekir bu çabayı göstermekten kaçınmak en büyük hatadır! Kendi algısına taraf olanlar, kendi incelemelerinin ve kanaatinin sonuçlarına katlanır! “Kendi düşen ağlamaz!”, şikayet de etmez en azından başkasının aklına uyup düşmez!
Selametle;
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.