- 1954 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BÂKİR DÜŞÜNCELER
Düşüncelerin en kuytu köşesinde yeşeren bir buket taze çiçeğin neşve çarşısındaki elemli muştusu! Işıyan gündüzleri karaya bulayan hüsranlı gece! Ve bir güz gözünde toprağı nemlendiren mukaddes bereket, yağmur!
Uçsuz bucaksız bozkırlarda şahlanan bâkir düşünceler, zekanın yelelerinde bir rüzgârı aşındırıyor. Geceyi kasvetlendiren bir isyankâr ayaklanmayı bastırıyor ve dik, mağrur bir o kadar sefil, perişan başını o gecenin, kumlara gömerek devekuşu mantığını ısıtıyor vâhâlarda serinlemek varken. Çöllere bereket yağıyor olabildiğince fazla, vûslat hayali gibi arzulu. Kumlar toprağa hasret ve yeraltından ırmaklar fışkırıyor. Yağmalanmış bir kenti yeniden kurmak misali yeşeren fidanları şefkatî bir duyguyla okşuyor, yapraklarını parlatıyor, eğmesin diye başını destek kuruyor yamacına ve büyümesini bekliyor daha bahar gelmeden. Kaygılarda tazelenmesi elzem, inançlı ve sağlam bir duvara yaslanmış bembeyaz, saf, günahsız bâkir düşünceler, onlara güven veren engin bir mîrâs, zirvelere dikilmiş kahraman edâsıyla dalgalanan özgürlük bayrağı; bütün bir hayale bürünmüş zifiri geceden güneş gibi doğuyor ve aydınlığı gözleri alıyor. Gündüzler hiç bu kadar ışık dolmuş muydu önceden? Sıradan bir güne bayram sevinciyle erişmiş miydi güneş? Bir kuşluk vakti yeni doğan güneş karanlığı böylesi boğmuş muydu? Sonsuz bir ışık nuruyla dolacak güne, bayram sevinçleri yaşanacak sıradan her günde, nurlu bir ışık karanlığı boğacak.
Özgürlüğe prangalar takan bir zihniyetin son nefesi uçacak, önceden kandil gibi yanan gölgeli ışığın isiyle asıl rengine bürünecek. Sağnak sağnak yağacak bir yağmur, pejmûrde gecenin akıttığı zehri temizleyecek kirli sokaklardan, caddelerden. Ve yüzlerde tasasız bir gülümseme belirecek, gökkubbe altında hutbeler okunacak, sıra sıra dizilecek bütün âlem, saf saf sonsuz bir secdeye kapanacak. Pak alınlar secdelerde çürüyecek, eller dualardan arta kalan nurla yıkanacak, gözler eşsiz bir manzarada yorulacak, en rahat uykularında en güzel rüyâlarla buluşacak, koca bir çınar ağacının gölgesinde tatlı bir yel gibi eserek sabahları bürüyecek. Yeni bir güne kalkar kalkmaz kirpiklerini havaya kaldırmak bu kadar heyecan vermiş miydi gözlere? Eller daha önce bu kadar istekli uzanmış mıydı semaya? Alınlar seccâdeye ilk ışıkla değmiş miydi? Bu ne heyecan, bu ne arzu, bu ne ışık!
Gökkubede parlayan tek yıldız gecenin kalbinden atılacak bir bulutun rahat kucağına. Yankılı yankılı bir ses haykıracak perdeler arkasından. Esir ruhlar azâd edilecek, parmaklıklar arkasında tek bir el mahkûmiyeti taşımayacak parmaklarında. Günahkâr eller toprakta temizlenip sadece sonsuz nur ile yıkacanacak. Gönlüm bu heyacandan duracak, bu arzuyla yanıp yanıp tutuşacak ancak bu ışıkla sönecek gibi.
Her ne kadar kesin bir sonu da hazırlasa yaşam, sımsıkı tutunmalıyız zekânın yelelerine ve bâkir düşünceleri şahlandırmalıyız. Devekuşu mantığı hakim oldukça zamana her düşünce bu mazlum bekâretimize isyan edecek. Vakit ya çok geç olmamalı ya da geçe kalmamalı! Uzanalım uzun uzun uzletten fakat mânâları yıkalım. Benliğimizden sıyrılıp üzerimize tekliği giyinelim. Tek yürekte atsın kalbimiz, tek bilekte yumruk sallasın bütün bu başıbozuk saçmalığa. Mîrâsımız kurduğumuz fildişi kulelerde yükselsin, hep yükselsin.
Bir gün biliyorum ki ölüm de gelecek dayanacak kapıya, korkmadan karanlığa sığınmak lazım. Sonu aydınlık bir vûslat olacak çünkü. Belki veda sözcükleri dokunur çürüyen bedenime ama asla özümü inkar edecek değilim. Her gidişin bir dönüşü vardır derler ya da her dönüşün bir gidişi vardır. Heyhât! İşte bu düşüncelerime ya kelepçe vurmalısınız ya da prangalara takıp eskitmelisiniz onları. Bazen elvedâ deyip de çekilmek gerek köşeye ölümün kuytusunda muştular beklerken. Ha geldi ha gelecek diye elvedâ sözcüklerine sitem katmamak lazım ayrıca. Bir gün öleceğiz, ya bir hiç olacağız ya da sonsuzluğun engin kulvarında koşacağız. Bu da düşüncelerinizin bekâretine bağlı pek tabii ki!
Düşüncelerin en kuytu köşesinde yeşeren bir buket taze çiçeğin neşve çarşısındaki elemli muştusu! Işıyan gündüzleri karaya bulayan hüsranlı gece! Ve bir güz gözünde toprağı nemlendiren mukaddes bereket, yağmur!
YORUMLAR
İNSANLIK PANORAMASINDAN İNSANCA BİR BAKIŞ,
ADEM'İN HAMURUNU BİLEN,KENDİNİ SIK ELEKLERDEN GEÇİRİP SÜZEN,SECDELERDE DEMLENEN GÜZEL BİR RUHUN,RABBİYLE VUSLATINA BEŞ KALA YAPILAN BİR DUA...
HAYATIN ANLAMINI BİLEN VE VÜCUDUNUN ANATOMİSİNİ ÇÖZMÜŞ,ANALİTİK SENTEZİNİ YAPMIŞ,BİRİKİMİ VE ANLAM VE MANA LİTERATÜRÜ YÜKSEK BİR RUHUN AZRAİLLE BULUŞMADAN ÖNCE DÜĞÜN GECESİ SECCADEDE VE SECDELERDE....
İYİ Kİ VARSIN DOSTUM,AYNADAKİ YÜZÜM ÖNDER KURT...............
Sağnak sağnak yağacak bir yağmur, pejmûrde gecenin akıttığı zehri temizleyecek kirli sokaklardan, caddelerden. Ve yüzlerde tasasız bir gülümseme belirecek, gökkubbe altında hutbeler okunacak, sıra sıra dizilecek bütün âlem, saf saf sonsuz bir secdeye kapanacak.
Beğenerek okudum yazınızı, yüreğinize sağlık...