- 377 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Tescilli Ağa
TESCİLLİ AĞA
Topal’ın Rıfat (Rıfat Şenel),uzun yıllar Almanya’da çalıştı. Alamancı olmadan önce çobanlık yaptı. Geçim için koşturdu. Her işte çalıştı. Almanya’dan kesin dönüş yaptıktan sonra iki katlı bir malikane yaptırdı köye. Arazi aldı. Tarla taht sahibi oldu. Öyle ki Oğulcuk’ta toprak ağası konumuna geldi bir zamanların çobanı. Çoban Rıfat, “Rıfat Ağa” oldu.
Kışları Boğazlıyan’da kalır. Yazları köyde...Yakup’un Kahvesi’nde okey oynamayı sever.Nüktedandır. Sözü sohbeti dinlenir. Okey arkadaşları Hüseyin Çavış (Eroğlu),Sultan’ın Halil (Taş),Bekir’in Yusuf(Şahingöz),Hulusi Özkan,Muharem (Taş),Taslama’nın Mustafa(Kalkan)...Bunlardan dördü bir araya geldi mi masayı kurarlar. Başlarlar taş döşemeye.
Topal’ın Rıfat,Halil’e çok takılır. Kahveye girdiğinde Sultan’ın Halil oradaysa:
”Ulan baldırı cılbak (çıplak).Ağa geliyor. Elini ayağını topla...”der.
Halil anında tepki verir:
”Allah canını alsın. Senin ağalığına ossuruyum. Çobandan ağa mı olur gomşular?”
Topal’ın Rıfat üstüne üstüne gider Halil’in:
“Ulan Boğazlıyan’da gaveye girdiğimde ‘Ağa buyur.Ağa buyur..’diye herkes ayağa kalkar. Köye geliyom. Bu baldırı cılbağa laf anlatamıyom.”
Bir zaman Çorak’ta bir güreş oldu. Yozgat’tan geldi pehlivanlar. Çorak oldu meydan yeri. Er meydanı. Kapıştı pehlivanlar. Bir güreş oldu ki gayri galsın. Tam bir şenlik,şölen...Köylü hep orda. Pehlivanlar kıran kırana güreşmede. Birbirine üstünlük sağlamaya çalışıyor babayiğitler. Bizim köyden de Adem(Topaloğlu),Ümit (Kalkan),Oğuzhan (Topaloğlu)soyundu. Kispet giyip çıktılar er meydanına. Bu üç yiğidin rakipleri idmanlı. Güreşiyorlar. Adem,Ümit ve Oğuzhan hamamın namusunu kurtarma babından çıktılar meydana. Cesaretlerini alkışladık. Taktir ve tebrik ettik.
Adem’le Ümit yenildi. Oğuzhan kendinden yaşça büyük,cüsseli rakibini evire çevire yendi. Er meydanı Oğuz’a “Aferin” verdi. Göğsümüz kabardı doğrusu. Kucakladım yeğenimi. Alnından öptüm...
Sıra güreş ağası seçimine geldi. Açık artırma. Topal’ın Rıfat güreş ağası seçildi. Rıfat Ağa’ya madalya ve plaket verildi. Ağalığı tescil edildi Topal’ın Rıfat’ın.
Yakup’un Kahve’ye gelirken Rıfat Ağa madalyasını ve ağalık beratını getirdi. Sultan’ın Halil’e gösterdi:
“Bak bunlar ağalık madalyası. Ağalık beratı, dirler buna baldırı cılbak. Bunu senin gibilere virmezler.”
Sultan’ın Halil, eskisi gibi sert konuşamadı Rıfat Ağa’ya. Ne de olsa adamın elinde beratı var.Ağalık madalyası boynunda par par parlıyor. Yine de söylenmeden duramadı:
“Adam bulamamışlar da seni ağa seçmişler. Ben orda olmalıydım ki...Ağalığı sana bırakır mıydım hiç?..”
Ecel aldı, yer gizledi Rıfat abiyi. Daha önce dar-ı bekaya göçen Can arkadaşı Sultan’ın Halil’in yanına gitti. Şimdi Oğulcuk Mezarlığı’nda sonsuzluk uykusundalar. Kimbilir Rıfat abi yine takılmıştır Sultan’ın Halil’e: "Ulan baldırı cılbak...Ağa geldi. Elini ayağını topla!" diye. İkisine de rahmet olsun.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.