- 563 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kim Özgür
KİM ÖZGÜR?
Efendim Size, sevdiğim bir arkadaşımla aramızda geçen, bir sohbetten bahsetmek istiyorum.
Arkadaşım, koyu malum partili, öğretmen bir hanım. Bir gün arkadaşım işyerimizdeyken şöyle yakındı
“ah! Ah! Şu parti başımıza geldi geleli, her yeri türbanlılar sardı. Gün geçtikçe çoğalıyorlar, yakında şeriat isteriz! Diye ayaklanırlarsa hiç şaşmam.”
Bu arkadaşım özü sözü bir, dürüst insandır. Ben ona cevaben şöyle dedim.
“Arkadaşım sana şu ana kadar, başını örtmelisin diye herhangi, yasal ya da Toplumsal bir uyarı geldi mi? Arkadaşım inan bana, bu güne kadar şeriat isteyen, bunun için ayaklanan olmadığına göre bundan sonra da olmaz. Çünkü bu parti, zaten uzun süredir başımızda. Böyle bir şey, şu ana kadar olmadığına göre endişeye kapılmana hiç gerek yok. Birde Şeriat Arapça bir kelime, bizdeki anlamı da Hak, Adalet demek bu nedenle böyle diyene de, “ neden adalet istiyorsun sanki kanunlarımız adil değil mi? Diye sormalı.
Sonra “Peki arkadaşım bir düşün” dedim.
“Sen yaşam tarzını seçmişsin yani, kendi isteğin doğrultusunda saçın açık ve modern giyiniyorsun. Ailenden de, böyle gördün. Yani kendi özgür seçimini yıllardır yaşıyorsun. Bundan sonra değişmeyi düşünür müsün? Arkadaşım “asla” cevabını verdi. Ben şöyle devam ettim.
Ya! Kanunlar sana deseydi, özel hayatına karışmam ama Öğretmenlik mesleğine devam etmek istiyorsan, okula geçince başını örteceksin, sonra çıkınca istersen başını açarsın, bu konuda özgürsün, evet arkadaşım böyle bir kanun olsa ve sen çalışmaya mecbur olsan, okulda başını örtsen, dışarıda açsan, yine ben özgürüm bana adil davranılıyor der misin?
Arkadaşım hiç düşünmeden “hayır! Tabiî ki o zaman özgürüm bana adil davranılıyor diyemem. Ayrıca böyle bir dayatmayı asla kabul etmem” dedi.
O zaman adalet istiyorum diye haykırırdın değil mi? Arkadaşım.
Öyleyse bir düşün. Kendini bir an, başını inancı için, yıllarca öyle huzur bulduğu için örtmüş olan hanımların yerine koy. Öyle ki, artık başörtüleri elbiselerinin bir parçası olmuş giyimleri ancak başörtüsüyle tamam olmuş hanımları, meslektaşlarını düşün.
Onlara kanunlar diyor ki, eğer! Memur olacaksan, öğretmenlik yapacaksan, okulda, Resmi dairelerde, kimliğinde, baş örtünü çıkaracaksın, sonra dışarıda örtebilirsin sen özgürsün. İşte arkadaşım senin korktuğun, düşüncesine dahi tahammül edemediğin bu davranışa, hanımlar zaten yıllardır maruz kalıyorlar. O hanımlara sence adil davranılıyor mu? Sence onlar özgür mü?
Arkadaşım biraz düşündü ve “hiç bu taraftan bakmamıştım, evet haklısın galiba bu özgürlük değil dedi.
Günümüzde dinin, siyasete alet edildiğini düşünenler bilmelidirler ki. Din çoktan siyasete alet edilmiş. Şimdi ancak, bu alet edilişin izleri silinmeye çalışılıyor. Siz kaybolmasından korktuğunuz özgürlüğünüzün derdine düşmüş gerçeklere kulaklarınızı kapamışsınız. Oysa imanıyla yaşamaya çalışanların özgürlüğü çoktan kısıtlanmış, anlayın lütfen! Laik bir devletiz. Laikliğin anlamı Din ve Vicdan Hürriyetidir. Biz Laikliği Hangi Millet için, hangi din için benimsedik. Kendi din ve vicdanımızı hür bırakmaz isek, sorarım size biz kim için, Laik Devletiz. Bence insanlar hangi dine mensupsa o dinin gereğini özgürce yaşamalı. Kimliğinde Müslüman, Gönlünde Müslüman olan insanların da, İslam’ın şartlarını hayata geçirmeleri, özgürce yaşamaları en tabi hakları. Kaldı ki biz tüm dinlere saygılı ve hoşgörülüyüz. Kendimize neden bu kadar acımasız davranıyoruz?
Biz inancımızın kıymetini bilmez, bir birimize saygılı olmaz isek, elden bize saygı göstermesini beklemeye, hakkımız olur mu? Bence, Kanunlar insanların inançlarına ters düşmemeli. Sonuçta kanunlar, insan için yapılır. İnsanlar kanun için dünyaya gelmez, kanaatimce… Saygılar.
Leyla Gülsüren
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.