- 1620 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
NİNEMİN TESTİSLERİ OLSAYDI PAPA OLURDU -2-
Efendim bizim ülkemizde ‘’ Balık baştan kokar.’’ Diye bir atasözü vardır. Ya da ‘’ Baş nereye giderse ayaklar da oraya gider. ‘’ Deriz. O bakımdan da bizim tacizci ve tecavüzcü hacı - hoca takımı eğer bir takım melanetler yapıyorsa bunların başına bakmak lazım elbette. Zamanımızda bu baş Diyanet İşleri Başkanı gibi görünse de onu pek sallayan olmaz ülkede. Kendi şıhları, şeyhleri, cemaat liderleri vardır her birisinin. Ama 1924te halifelik kaldırılmadan önce tümünün başı halifeydi. Yani Osmanlı Padişahı… Madem ki balık baştan kokuyor o halde işte bu başa bakmak lazım önce.
Osmanlı padişahları içinde sapık olan var mıydı? Yani 1517den 1924e kadar olan dönemde sapık bir halifemiz olmuş muydu?
Olmaz mı efendim olmaz mı hiç? Mesela Fatih Sultan Mehmet ayyaş, oğlu II. Bayezıt esrarkeş, IV. Murat hem ayyaş hem eşcinseldi(!)( Her ne kadar ilk ikisi halife olmasalar da olsun..) Gelmiş geçmiş tüm padişahlar tam bir dam budalasıydı(!) Kümes horozu gibi o cariye senin bu cariye benim ondan ona, birinden ötekine sıçrar dururlardı (!) Nereden biliyoruz derseniz: Harem denilen yer herkese açık bir kurum olduğundan bu sapıklar herkesin gözü önünde yaparlardı bu melanetlerini (!) Kaynağın var mı derseniz de. El insaf yahuuuu…Koskoca dizi yalan mı söylüyor?
-Bütün bu işler zaten hep bizim ülkemizde olur … ‘’Ne mutlu Türk’üm diyene’’
-Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu…Atalarım sapık olduğu için mi ne mutlu bana?
-Osmanlı bizim atamız değil ki?
-O zaman daha da ‘’Ne yazık ki Türk’üm.’’ Olmaz mı? Öyle ya neredeyse altı yüz sene - bir Türk olarak- kendimi bu sapıklara yönettirmiş, onlara hizmetçilik yapmışım. Bunun nesinden mutlu olacağım?
Efendim madem ki sarayın haremi ile ilgili fantezilere gerçek diye dört elle sarılıyoruz o halde bakalım gelişmiş ve çoook çoook medeni Avrupa’da bir nevi bizim halifelerin muadili olan papaların durumu nedir?
Kronolojik sıra takip etmeden bir kaç tanesini ele alalım:
Öncelikle Katolik Hıristiyan dünyasında din adamlarının evlenmelerinin, cinsel ilişkide bulunmalarının yasak olduğu , kadınların asla papa olamayacağı ve yine papaların hatasız oldukları , hata yapmayacakları bilgisi cepte dursun. Hatta papalar istifa da edemez. Hiç bir kişi ya da kurum onu o makamdan indiremez seçildikten sonra. Çünkü Hz. İsa istifa etmemiştir. Dolayısıyla papa, ölmeden temsil ettiği o makamı terk edemez.
Şimdi başlayalım:
Papa VI. Aleksader, Oğlu Sezar ve Kızı Lucresia
1475te Kardinal Rodrigo Borgia’nın, sevgilisi Vannozza Catanei’den bir oğlu olur…’’Olmaz olmaz’’ Demeyin olur. Çocuğa Sezar adı verilir. Daha sonra bir de kızı olur. Ona da Lucrezia adını verirler. İleriki yıllarda kardinal Rodrigo , Papa VI. Aleksander olarak papalık tahtına otururken oğlu Sezar Borgia yirmi kadar kardinal ve prensi ortadan kaldırır. Ayrıca Vatikan’da kız kardeşi Lucresia ile cinsel ilişkiye girer.İki kardeş pek çok insanı öldürdükleri gibi babaları olan papanın zehirlenerek öldürülmesinde rol oynarlar . Sezar, kardeşini de öldürür ve sonunda kendisi de frengiden ölür.
Papa 9. Pius…
Bu Papa Vatikan’daki heykellerin cinsel organlarını yerlerinden söküp bir dolapta biriktirmektedir. Hatta Alman bir kadın öğrencinin bu organları yerlerine takmak isterken gizemli bir şekilde öldüğü söylenir.
Papa V. Aleksander
Vatikan Sarayı’nın içerisinde yer alan Borgia Apartment adlı süiti bir geneleve çevirmiştir. On altı ya da on sekiz yaşlarında papa olan bu genç 1501 yılında Vatikan’a, Roma’nın en güzel elli hayat kadınını atarak onlarla toplu seks alemleri yapmıştır.
Kadın Papa 8. Joan
Aslı bir İngiliz olan fakat ailesiyle birlikte İngiltere’den sürülen Jutta ya da Gilberta adındaki bir kız çocuğu erkeklerin dünyasında kadın olarak yaşamanın zorluğunu görerek on iki yaşından itibaren erkek kıyafetleri giyer ve Joan Anglicus ismiyle önce Atina’ya giderek orada dini eğitim görür. Daha sonra Roma’ya gelir. Benedictine Manastırına girer. Kısa süre içinde hem bilgisiyle hem zekasıyla rahip ve kardinallerin dikkatini çekmeye başlar. 851 Yılında Papa IV. Leon ölünce onun yerine papa seçilir. Buraya kadar çok da anormal bir durum yok.
Papa 8. Joan adıyla papalık tahtına oturan bu hatun kısa bir süre sonra hizmetçilerinden bir erkekle cinsel ilişki yaşamaya başlar. Hatta hamile de kalır. Hamileliğini dokuz ay boyunca gizlemeyi başarır ancak 855 yılında Aziz Petrus Kilisesi’nin dışında kortej halinde yapılan dini tören sırasında doğum sancıları başlayınca çocuğunu doğurur ve kadın olduğu ortaya çıkar Papa Joan’ın.
Sonrasında Papa 8. Joan ve doğurduğu çocuğun hemen orada öldürüldüğü söyleniyor. Ve bu gün hâla Papalar geleneksel ayin yürüyüşlerinde Papa Joan’ın öldürüldüğü noktaya gider ve oradan geri dönerler . Bu olaydan duyulan iğrenmeyi ifade etmek için daha ileriye gidilmez.
Fakat..İşin daha ilginç tarafı ne bir kadın papanın papalık tahtına oturması, ne de zina yaptıktan dokuz ay sonra bir tören esnasında çocuk dünyaya getirmesidir. Bu olaydan sonra 1513 yılına kadar papalık tahtına oturan tüm papalar bir teste tabi tutulurlar: TESTİS TESTİ… Komik ama sanki bu test kelimesi de o testis testinden geliyor gibi geldi bana. Neyse..Bu testis testi nasıl yapılıyor?
Papa Hazretleri(!) Ortası oyuk bir tahta oturuyor. Genç bir rahip de papanın cübbesinden içeri elini daldırıp papanın aşağıya doğru salınan testislerini avucunun içine alıyor. Sonra sesleniyor: ‘’ TESTİCULOS HABET ET BENE’’ ( Testisleri var ve iyi )Minicik ve normal standartların altında testis olursa kabul olmuyor olsa gerek ki genç rahip özellikle belirtiyor testislerin iyi olduğunu. Daha sonra papayı seçen kardinaller sevinç ve minnettarlık göz yaşları döküp Tanrı’ya şükürlerini dile getiriyorlar: "HABE OVA NOSTER PAPA" ( Babamız erkek )Diyerek ve dahi Papa vaftiz ediliyor. İşin bir başka ilginç tarafı bu uygulamanın Papa 8. Joan öldürüldükten hemen sonra yani 855 yılında değil de 1099 yılında başlaması… Papa 2. Pacall Papalık tahtına oturduğu zaman… Ve 1513 e kadar ( 10. Leo’nun Papalık tahtına oturduğu dönem ) sürmesi. Papa II. Pascall’dan da şüphelenmişler her halde. Ama onlar da haklı…Haçlı seferlerini başlatan Papa Urban’ın olsa olsa bir oros.., bilemedin bir ib… olabileceğini anlamış olmalılar ki ondan sonra gelenleri teste tabi tutmuşlar erkek mi değil mi diye.
Bu gerçek bir olaydır diyenlerin en önemli delili İtalya’da "La Sedia Gestatoria" denen ünlü porfiri koltuğunun varlığıdır. Bu kırmızı mermer koltuk, şimdi Vatikan müzesindedir.
Bir diğer benzeri, Napolyon tarafından çalınmış ve rivayete göre Louvre (Luvr) müzesine konmuştur.
Aslında bizim Muhteşem Yüzyıl’ın senaryosunu yazanlar Kanuni Sultan Süleyman’ı böyle bir testten sonra tahta oturtmalılardı.
Sümbül Ağa elini uzatıp Kanuni’nin testislerini okkalıyor.
-Vallah’ül azim, Billah’ül kerim Padişahımız Efendimiz, Ulu Hünkarımızın testisleri altı okkadır.
Mahidevran Sultan cevap veriyor ( O zaman Hürrem henüz cariye )
-Ayol ben demiştim size. Kimin koçudur o?
Valide Sultan ( Ayşe Hafsa…Kanuni’nin annesi ) :
-Maşşallah Aslanıma…Tıpkı Babası Selim Han…Onunkiler de böyle altı okkaydı.
Hürrem dayanamayıp atılıyor. ( Patavatsız karı..Koskoca padişaha Sülüman diyor..Burada da patavatsızlığı ele alıyor. )
-Ay inanmam valla...Bizim Ukrayna’da o kadar irisi yok…Göreyimm...Göreyimmmm.
Ah ulan ah...O dizinin senaryosunu bana vereceklerdi ki bakın ne tarihler yazıyordum…
GELELİM EN BÜYÜK SKANDALA:
1983 yılında henüz on beş yaşında bir kız çocuğu olan Emanuela Orlandi kaybolur. Tüm aramalara rağmen bulunamayan bu kız ile ilgili ilginç açıklama ise yıllar sonra Papa II. Jean Paul ( Şu Mehmet Ali Ağca tarafından vurulduğunda bizleri derin teessürlere gark eden papa) tarafından Vatikan’ın Baş Şeytan Çıkarıcısı olarak atanan Rahip Gabriele Amorth’tan geldi.
İtalyan La Stampa gazetesine konuşan Rahip Amorth, "Bu cinsel dürtülerle işlenmiş bir cinayettir" diye konuştu. Amoth ayrıca Vatikan’da organize edilen seks partilerinde kullanılmak için bizzat Vatikan’da görevli korumalar tarafından kız temin edildiğini de söyledi ve bu organizasyonda Vatikan yetkililerinin yanı sıra diplomatların da yer aldığı iddia etti.
Bu iddialar dikkat edilecek olursa her hangi biri tarafından değil, bizzat bir Vatikan görevlisi tarafından dile getirilmiştir. Ve daha da ilginci. Bir seks cinayetine kurban gittiği iddia edilen Emanuela Orlandi’nin cesedinin bir Mafya lideri olan Enrico De Pedis’in mezarında olduğu iddia edilmiş ve bu mezar kazıldığında gerçekten de mezarda Enrico De Pedis’in kemikleri dışında başka kemiklere de rastlanmıştır. Olayla ilgili ört bas durumu ise hâla sürmektedir.
Yazımın en başında ne demiştim? ‘’ İnsan beşer, beşer şaşar’’ Allah kimseyi şaşırtmasın...Bunun hacısı, hocası, rahibi, papası, Müslümanı, Hıritiyanı yok. %99 u Müslüman(!) olan Türkiye’de de oluyor %100 ü Hıristiyan olan Avrupa’da …Tek farkla ki: Avrupalı önce ‘’ Ne Mutlu Alman’ım, Ne Mutlu İngiliz’im, Ne Mutlu Fransız’ım’’ Deyip arkasından da ‘’ Bu tür sapıklıklar sadece bizde olur.’’ Diyerek kendi ülkesini aşağılamıyor. Kendi milletini adi ve şerefsiz ilan etmiyor. Kendi tarihine küfretmiyor.
Not: Üstteki resim Kadın Papa Joan’ın temsili resmidir.
YORUMLAR
İnsandır beşerdir şaşardır ! O yüzden şaşkınlığına mı versek sürçü lisan ederlerkene diyeceğim ama fazla safca bir yaklaşım mı olacak.Evropa insanının vebadan kırıldıktan sonra rönesansla yeniden doğup şimdinin her alanda örnek gösterilen yegane toplumunun trajik rezilliklerini(ya da beşeri şaşmalarını mı desek) tüm çıplaklığıyla ve mizahi destekle anlatıp bilmediklerimizide öğrenmemizi sağladığınız, biz türkler olarak tarihin hiç bir döneminde bu kadar rezil durumlara düşmediğimizi gösterdiğiniz, tarihimizden utanıp şimdiki Türkiyemizin doğmasına vesile Osmanlı ile olan göbek bağını paslı makaslarıyla kesmeye çalışanların aslında kendi iplerini çekmekte olduğunu, tarihini bilmeden tarihinden utanma gafletindekilerin bir silkelenmesine belki vesile olduğunuz için çok çok teşekkürler.
Çok şaşırtıcı gerçekler. Her dinden din adamlarının ahlaksızı vardır.
Biz Türkler kendi açığımızı ve ayıbımızı herkese göstermeye severiz. Haberleri izlerken hep memleketin en kötü halleri gösteriliyor. Kamera halka istediğini gösterir ve istediğini empoze eder. Bence sansür olmalı. Amerikada ikiz kuleler patladı yüzlerce insan öldü ama televizyonlar göstermedi çünkü yayın yasağı kondu oysa bizde küçücük bir olayı ballandıra ballandıra acıtasyon yaparak kan revan içinde gösterirler. Sonrada dünya bizi öyle tanıyor.
Muhteşem Yüzyıl dizisini Amerika ve Avrupanın bir çok ülkesi satın almış. Bence çok güzel bir dizi olduğundan değil. Kuyruk acıları olduğu için Osmanlı'nın haremden başka bir olayı olmadığını görmek ve padişahların uçkurlarına düşkünlüğünü izlemek için alıyorlar.
Keşke kendimizi ve tarihimizi sevmeyi bilsek ve gerçekleri aktarabilsek
Güzel ve anlamlı bir yazıydı. Tebrikler
Sevgiler
Tarihin derinliklerinden çarpıcı ve gerçek olaylarla bizleri bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim , böylesine bilimsel olan güzel yazı okunmalı derim... ve bir mizahi yazıyla ders verdiğin için de tarihimizi alaya alanların gözüne gözüneydi yazınız...muhteşem yüzyılı iki bölümünden sonra seyretmedim. ve her defasında fikrimi haykırdım..geçmişimle gurur duyuyorum..insanların makam için birbirini öldürmeleri her döneme has bir şeydir..tarih bu tür olaylarla doludur.osmanlıda cinsel yaşamları çok abartılı ve karalama olarak görüyorum... şeriatla yönetilen bir devlette buna izin verimesi söz konusu olamazdı diye düşünüyorum. böyle zihniyette olan bir padişahın arkasında ordusu zaferlere koşabilir miydi..kıtalara hükmettik..
Türkün tarihini böylesine karalayan elbette Türk olamaz, yıllarca okulumuzda ermeni asıllı tarihçilerin kitapları okutuldu.
kaleminiz daim olsun saygılarımla
Değerli Hocam.
Yazınızı çok anlamlı ve uyarıcı aynı zamanda akıl ve espri dolu buldum. Haklısınız. Onun içindir ki Dinimiz kuralları koymuş ve insanın aklı, mantığı almasa da uygulamalar neticesinde daima insanın dünya ve ahret saadeti temin edilmiş olmaktadır.
Bir arkadaşıma şaka yapmış keyifle seyrederken,yaptığı işin "yanlışlık" olduğunu iddia ederken "kardeşim yanlışlık işte ,bizim köyde bir adam yanlışlıkla kendi torununu iğfal etti" demez mi?
Öyle yanlışlık mı olur?
Adam geç saatte eve sarhoş gelince olur.
Onun için içki ve sarhoşluk veren şeyler haram.
Bir de meseleye insan açısından bakmak lazım. Bu insana Allah tarafından verilen hususiyet. Ve bu insan ırkının devamını sağlamakta. Dinimiz bu istekleri karşılamak için meşru yollar sunmuş ve teşvik etmiştir.
Bir de Papa Hazretlerinin durumu vardır ki, bunlar dediğiniz gibi evlenme yasağı nedeniyle abazan kalınca her türlü eşya ve canlı ile bu arzularını söndürmeye çalışırlar. Bir İsevi arkadaşım bağlı olduğu kilisenin Papazının tost makinesi ile cinsel ilişkide bulunduğunu ve bu sırada makinenin ısındığımı, Papaz efendinin ekmek arası olmuş takım taklavatının hastanede ziyaretçi akınına uğradığını ancak durumun bir mucize değil sıradan bir cinsel ilişki olduğu, partnerin de “Braun “ Marka tost makinesi olduğu öğrenilince tam “Aziz” ilan edilecekken Kardinal Koçianüs tarafından Vatikanın elektrikli aletlerden sorunlu Komiseri olarak görevlendirilmiş.
İr de tarihteki doğuran Papa dan bahsetmişsiniz.Ben bu Papa’ya da testis kontrolü yapıldığını zannediyordum Hatta bazı tarih kitaplarında “Elini donuna daldırdı,Aradı aradı ve ‘TESTİCULOS HABET ET BENE,OY OY BİLİ BİLİUS “ ( Testisleri var ve iyi oy oy bittim bitirdi beni) diye çığırmış fakat o kontrol mühendisi arkadaş bu kadın Papa ıolduktan sonra bir köşede yakalayıp “Papam yerim seni “ diyerek üzerine taarruz etmiş ve Papa Hazretlerini hamile bırakmış.Dokuz ay sonra da Papa doğurunca önce “Mucize” ilan edilmiş iş anlaşılınca Papa ve ona atlayan seyis ve bebek katledilmiş.
Bu sebeple Papa seçilen her aday testis testinden geçirildiği gibi bir de müzik testinden geçirilmekte.
Saksafon veya başka bir üflemeli saz çaldırılarak performansına bakılmaktadır.
Bir de hiç evlenmeden dişini sıkıp cennete gitmeyi bekleyen rahibelerin durumu vardır ki içler acısı durumdur.Bu rahibe hatunlar küçük yaşta girdikleri manastırlarda ölene kadar evlenmeden erkek eli ellerine değmeden yaşıyorlar. Tabi bu durumda erkek eli değmeyince yine bir bayan eli değmek durumunda kalıyor.
Bir de bazı uyanıklar üzerinde ilahi sözler yazan bir araçla “Hadi abi Manastıra manastıra “ diyerek topladıkları kızları değişik ülkelerde, değişik çap ve miktarda müşterilerine gönderiyorlar.
Bir de Manastır diye gidildiği halde “manas” kısmı iptal edilen “Tırlara “ atılıyor bu masumeler.
Bazı Papaz kardeşlerimizin dayanamayıp birkaç rahibeyi hançerlediği de olmuş. Tarih kitapları ve vesveseler bize bu hususta bazı bilgiler ulaştırmakta.
Kayıp kız olayı ise Vatikanın dikkatsizliğinin bir eseri. Yoksa o da diğerleri gibi duyulmadan halledilip, başka ülke ve dinler sorumlu tutulabilirdi.
Fakat olaya bir de elli yıl yumuşak deriye dokunmamış, vinilex ile imitasyon memelerle hayat tüketmiş bir adamın durumunu düşünerek bakmak lazım.
Bu gibi olaylar İtalyada yeni yazılmakta olan “ Öz Kitabı Mukaddes “ adlı bir eserin son ayetlerinde 103.bab 4.Guf “ Madem öyle sen üsütünlüğünü ispat et.Yüce insanın suçu,yüce cezalarla temizlenir.çakın götüne kazığı Şakkkkkk” denilerek bahsedilmekte ve ceza nın da açıkça nasıl olacağı beyan edilmektedir.
Hatta 103.Bab 18. Guf “Sonra onları salıverin . Bırakın o babamızın tarlalarında dolansın,o kazık götündeyken kaçamaz nasıl olsa,pezevenk” diyerek cezadan sonraki durumları açıklanmaktadır.
Bize yeni bilgiler ve bakış açısı zenginliği sunan yazınızın eğlendirici ve eğitici özelliği muhteşem.Selam ve saygı ile değerli Hocam…