- 457 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bulduğunu Bildiğine Vermek 3
Bulduğunu Bildiğine Vermek 3
İlk yazımda Annemin babama veya bize kızdığında “Bulduğunuzu bildiğinize veriyorsunuz!” sözünden yola çıkıp yazacağım demiştim. Şimdi devam ediyorum bildiğimi bulduğuma vermeye ve size bir evren modeli sunacağım.
Her şey bir noktadan başladı! Nokta ise hiçten!
“İnsan, daha önce hiçbir şey değil iken kendisini yarattığımızı düşünmez mi?" (Meryem; 67)
Bir nokta diğeriyle arkadaş olunca çizgi; noktalar bir daire şeklinde sıralanınca çember oluşuyor! Daire şeklinde sıralanmasının sebebi ışığın davranışında gizli! Işık hem tanecik hem de dalga özelliği gösteren ve kütle çekimine boyun eğen bir madde. Nur ile karıştırmayalım Nur, “Karanlık madde, enerji” olarak varlığı bilinen ama ölçülemeyen; ruh, data, ben, o, ene, kün şeklinde etkisi bilinen bir şey! Ben maddi evreni anlatacağım. Yani ışık davranışından maddi evrenin şeklinin nasıl oluştuğunun felsefesini yapacağım!
Bir nokta diğeriyle yan yana geldiğinde çizgi oluşmuştu bu çizgiye eklenen her nokta (merkezdeki kütle çekim etkisinden dolayı) bükülerek uzar ve bu çemberi oluşturur! Yani tamamlandığında kapandığında. Matematikte bir kural var hani devreden sayı 1.999… bu asla 2 olmaz sonsuza dek 9 lar devreder! Yani çemberin neden sonsuz olduğunu anlamak için bu örneği verdim. Bu iki boyutlu bir gözlem bunu üç boyuta çıkaralım. İki noktanın yanına üçüncü eklendiğinde ne olur! Kütle çekimden dolayı üçüncü aynı hizada duramaz! Az bükülür çünkü komşusunun kütle çekimine bir de komşusunun, komşusunun kütle çekimi eklenmiştir. Bu minnacık bükülme onu diğer noktayla da komşu yapar. Bu bükülme neden olur? Yerden fırlatılan bir merminin yükselirken kinetik enerjisi azalır, potansiyel enerjisi artar dengede yer çekimi nedeniyle bükülmeye başlar. “Kurtulma hızı” konusu; eğer bu bir roket ise dünya etrafında dönmeye devam eder ama atmosferden çıkıp gidemez! Bunun için ek güce ihtiyaç vardır kritik noktada kurtulma hızı için ek güç verilir. Bu konuda bilimsel yayınlar var orayı kapadım. Sondaj yaparken de buna benzer gözlem vardır. Sondaj borularını her bir boruyu bir nokta olarak düşünelim, sondaj ilerledikçe boru eklenir. Ve sondaj kuyusu belli bir derinlikten sonra bükülmeye başlar! Yani ilk delinen nokta ile aşağıdaki varılan nokta düz olmaz! Aynı şekilde üst üste aynı hizada kusursuz dizilen tuğlalar da çekim etkisiyle bükülmeye başlar! Demir bir direğin belli kritik uzunluktan sonra bükülmesi gibi. Bu Dünyada yer çekiminin etkisiyle olsa da uzayda kütle çekim etkisiyle bükülme olur! Bu bükülme konusu anlaşıldığına göre modelin üçüncü boyutunu anlamaya çalışalım. Bu çemberimiz mükemmel içi boş bir küre şekline nasıl gelir? İki noktanın yanına gelen üçüncü nokta nedeniyle, ilk nokta ve eklenen nokta kütle çekiminden dolayı bükülüyordu! Bu noktalar çoğalınca ne olur. Mükemmel bir küre ama içi boş olsun! Bu noktalar çoğala çoğala mükemmel içi boş bir küre oluşturacak! Dikkat! Matematikteki devreden konusunu unutmayalım. Küre asla kapanmayacak kapanırsa kıyamet olur! Büyümeye devam edecek! Genişleyen evren konusunu şimdi daha iyi kavrayabiliyorum!
Bu bükülme işinin nasıl içi boş küreye döndüğünü daha ayrıntılı anlamak gerek! İki nokta bir çizgi oluşturdu, üçüncü nokta çizgiyi büktü. Sonradan eklenen noktalar da bu çizgiyi eğri bir düzleme çevirdi. Bu düzlem çok büyüdüğünde içi boş bir küre gibi olacaktır. Futbol topunun üzerindeki meşin çokgenlerin düz olmadığını biliriz! Bu çokgenler yan yana birleştiğinde küre oluyor! Evren için düşünürsek bunu; eğri düzlemlerden bir küre elde ediliyor. Yani galaksiler hatta galaksi grupları dev bir küre gibi bükülerek evreni oluşturuyor! Ama bu küreye yeni noktalar eklendiği için büyüyor ama kapanmıyor. Kapansa kıyamet olur deyiverdim işte. Aklıma öyle geldi! Bulduğumu, bildiğime vermeye devam edeceğim. İnşallah!
Selametle,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.