" Kendi bahçesinde dal olamayan biri, girmiş benim bahçemde ağaçlık taslıyor."

Özdemir Asaf



Uyuyanlarımız var elbet; kimileri makarna bulgur yiyerek, kömürle ısınarak eh buna da şükür diyorlar ki bu sınıftakiler ; onların da ceplerinden çıkan vergilerden karşılandığını ve de bunları verenlerin kendilerinde olanların zerrenin zerresi olduğunu bilmiyorlar. İstanbul dedikleri 7 tepe/nin nerelerinde oturanlar var ki; henüz denizi görmemiş olup, olan bitenden bihaber yaşayanlar.

Bir de bilip te çıkarları için “dil uykusunda” olanlar. Kim mi bunlar? Parsadan pay alanlar ; her bir işten az çok payına bir şeyler düşenler….” Denizden babam çıksa yerim” diyenler. Para için babamı bile tanımam diyenler…

Eh bu dünyada işleri işte “öbür tarafta” ne olacak halleri? Kefenin cebi yok; kimse bir şey götüremiyor o tarafa!...
Rivayete göre Vehbi Koç ölmeden önce iki mektup bırakır ailesine; önce bir numara olanı açın sonra iki numarayı açarsınız der. Ömür bitip rahmetli olduğunda vasiyeti olduğu için bir numaralı zarfı açarlar. İçinde “beni çoraplarımla gömün” diye yazan bir pusula çıkar. Hocaya danışırlar : hoca bizim dinimizde böyle bir şey yok sadece kefenlenip gömülecek der. Çare yoktur ve ikinci zarf açılır; çıkan pusulada yazan şudur :

“ gördünüz mü öbür tarafa bir çorap bile götüremiyorum” alın size kıssadan hisse!

Sultan Süleyman’ a bile kalmayan dünyada kimsenin yeri mevki kalıcı değildir. İnsanlar artlarında, artıları ve eksilerini bırakarak göç ederler.

Zincirlikuyu mezarlığının kapısına “ her canlı ölümü tadacaktır “ yazısını astıranlar bir gün olsun bunu akıllarına getiriyorlar mı acaba ?

-Başkalarından olan- olamayan her türlü hesabı sormaya kalkanların kendilerine hesap vermeye yürekleri yetiyor mu ?
-Bir gün gelip te hesap sorma sırasının onlar için gelebileceğini düşünüyorlar mı ?


T.C kaldırılması, bayrak asımının engellenmesi, bayramların iptali, terörü vb protesto hakları için savaş verenler uyumayanlardır.
Onlar ki, sustukça kafasına kafasına vurulacağını bilenlerdendir.

Ben dedim oldu- olacak diyenlere baş kaldıranlardanım. Devlet milletle var olur! Kimsenin tapulu malı değildir!

Türkiye Cumhuriyeti demokrasi ile yönetiliyorsa, ki temeli budur ; padişahvâri tutum ve hareketler elbette kabul görmeyecektir.


Bugün çoğu üniversite mezunlarının dahî işsiz gezdiği bir ülkede aile efradından bir kişiyi kendinize danışman olarak alamazsınız. Birçok insanın az bir kredi almak için kefil vb. larına olmazsa olmaz ihtiyacı hâsıl oluyorsa siz bilmem kaçbin dolarlık krediyi sırf milletvekili olma sıfatıyla şıp diye alma imtiyazına sahip olamazsınız.

Ahlâki değerler buna müsaade etmez vicdanen, etmemeli!...

*
SON SÖZ

Bu topraklar kan dökülerek kazanıldı ve milletimizin dış ve iç mihraklara karşı dimdik ayakta olacağından kimsenin şüphesi olmasın.

Çoğu yerdeki kutlama manzaralarına bakın göreceksiniz….

KAPAK OLSUN görmeyenlere

Hâdiye Kaptan