TURAN DAVASINI KAYBETDİK..
TURAN DAVASINI KAYBETDİK..
Türkiye de siyasi çekişmeler den dolayı Turan davasını kaybetdik!!
Türkiye’nin Türk dünyasından sorumlu olmasını istiyoruz. Tarihin yeniden yazıldığı, gelecek nesillerin oluşturulduğu bir dönemdeyiz. Türkiye’de vurdumduymazlık nema lazımcılık devam ediyor. İç çekişmelerin, çıkar, menfaat ve siyasi kaosun hakim olduğu bir Türkiye de yaşıyoruz.
Türkiye’nin Türk dünyası ile olan ilişkilerinden ve acundaki Türk soydaşlarımızdan endişe duyuyoruz. Türk dünyasına ve Türk milletine zurnanın son deliği gibi bakılıyor. Turancılık kavgasını kaybettik. Kılık değiştiren insanlardan daha fazlasını bekleyemezdik. Türk İslam ülküsünü ve Turancılık sevdamızı salon milliyetçiliğinin ötesinde mitinglerde göstermek, haykırmak gerekir.
Turancılık davası için çile çekmiş; Turan ülküsünü, Türk birliğini, hedef Kızılelmayı salonlarda, mitinglerde yüksek sesle haykırmış Turancılar, Milliyetçiler, Ülkücüler de ortada yok artık göremiyoruz. Kapalı spor salonlarında 150- 200 Kişiye anlatılan siyasi polemiklerle Turancılık, Türk Birliği, Türk İslam Ülkücülüğü olmaz.. Şimdi kendime soruyorum, nerede o zamanki heyecanlı insanlar? Demek salonlarda, mitinglerde nutuk atmak, bağırmak, haykırmak kolaymış diyorum.. Her şey o günlerde mi kaldı?
Turancılık kavgası, Türk İslam ülkücülüğü rahat koltukta oturmakla, rahat döşekte yatmakla olmaz. Çile ister, ihlas, samimiyet ister, fedakarlık ister, o yolda yürüyecek baş ister…
Turan, Türk birliği gönülden, yürekten isteme ülküsüdür. Her milliyetçinin gönünden isteme meselesidir. Nihal Atsız, Alpaslan Türkeş hiçbir çıkar ve menfaat beklemeden kendi çabaları ile demir perde’nin olduğu dönemde bu topraklarda nasıl duyurmuş? Bizler kapıların açık olduğu bir dönemde maddi imkanlarımız olduğu halde Turan için niye bu kadar etkili olamıyoruz?
Ne yapmalıyız?
Türk milleti olarak; davası Turan davası olan iyi bir Liderle yine eskisi gibi mitiğler de, salonlarda, yüksek sesle haykırmalıyız. Gençlerimizi Türk ocaklarında, Ülkü ocaklarında Turan davası ile yetiştirmeliyiz ve Türk dünyasının vakıflarıyla iletişim kurup kültür alanında ilişkilerimizi artırmalıyız. Karşılıklı evlilikler yapmalı, akraba bağlarımızı artırmalıyız kaynayıp karışmalıyız birbirimizle.
Türk dünyası Turan için bir televizyon kurulmalı, gazete ve dergiler çıkarılmalı. Hem Türkiye’de hem Türk cumhuriyetlerinde karşılıklı olarak Televizyon aracılığı ile tanıtım yapılmalıdır ki şivelerimiz, kaybolan kültürümüz yakınlaşsın. Bir birimizi tanıdıkça zenginleşecek dillerimiz.. Bizi biz yapan köklerimizdir. Kökümüz dilimizdir, dinimizdir, tarihimizdir.
Kültürümüzdür ortak değerlerimizdir. Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Azerbaycan,Türkmenistan, Tataristan, Başkurdistan, Kafkas ve Karaçay Türklerinden, Doğu Türkistan’dan yeterince hem haberdar değiliz ve hem de iletişimi kopardığımız için barışık değiliz. Çağın getirdiği değerlerle tanışık hale gelirsek; gelecek yüzyıl Türk asrı olacaktır. Dünya ya hükmedecek bir milletiz ve bu amacı gerçekleştirmeye gücümüz var.
Sonuç olarak salon milliyetçiliğinden kurtulup Türk milletine Turan davasını mitingler de siyasi çıkarlar için değil; Türk birliği için, bir Nihal Atsız, bir Başbuğ Alparslan Türkeş gibi yüksek sesle haykırarak anlatmalıyız. Ulu önder Atatürk’ün işaret etmiş olduğu "Sınırlarımız dışındaki bütün soydaşlarımız bir gün özgürlüklerini kazanacaklar. Biz onları kucaklamak, bağrımıza basmak için hazır olmalıyız" hedefini gerçekleştirmek için çaba ve emek sarf etmeliyiz.
Yoksa Turancılık davasını kaybederiz..
Turan hayal oldu, sarar ruhumu bir keder.
Öksüz Türk dünyası, gece gündüz derbeder.
(avar)
Osman Onuktav
YORUMLAR
Turan davası Türk milleti yaşadıkça unutulmayacak bir davadır.Zaman zaman uyku dönemine geçer. Kültür emperyalizmi, nesilleri, bizleri ve yönetenleri etkisi altına almıştır.
Şimdilerde yarı uykulu şarhoş mealinde yürümekte.Ama şahsen inancım, Bu Millet bir gün birliğini kuracaktır.
Büyük Turan birliği kanımca yinr doğudan batıya esecek ve bizleride içine alacaktır.Nasıl mı?
Rabbim bilir.
Kalemine sağlık.Bilimsel düşüncelerle güzel bir yazı okudum.
Osman Bey Kardeşim,
Hassas bir konu üzerinde kalem oynatmak gerçekten zordur. Öylesine hassas ki; insanlar bunu anlamakta güçlük çekiyorlar.
Turan ve Turancılık kelimelerinin anlamı öylesine çarptırılmış olarak insanlarımıza anlatılıyor ve üzerinde o kadar baskılar kuruluyor ki... insanlarımız bu kelimelerin telâffuzundan bile çekinir hale geldiler.
Halbuki bunun adı kısaca "Türk Birliği"dir.
Kökler ile dalların bir biriyle yeniden tanışmasıdır.
Dalların meyveye durması, köklerin neyi beslediğini bilmesidir Turan fikri.. Lâkin bunu böyle değil de "kafatasçı" yaftasıyla Nazi Almanyası'nın Hitler Diktatörlüğüyle eşdeğer göstererek kötülüyorlar ve öz be öz Türk ırkından olan insanlar kendi ırklarını gururla söylemekten çekinir hale geliyorlar.
Bu şartlar altında ne yapılması gerekir?
diye soracak olursak:
Verilecek cevaplardan birinci şık, bence şu olmalı: Söylenen sözlerin ve ortaya sürülen fikirlerin çarptırılmasına izin verilmemeli.
Bunun için de güvenilir bir medya (yazılı, sözlü, görsel basın) olmalı.
Yoksa, “bilgi kirlenmesi” dediğimiz ve insanların sağlıklı düşünmelerini engelleyen sansasyonel, provokatif haber bombardımanı ile her zaman yanılabiliriz.
Yanılmamak için evvelâ kendi informasyon kanallarımızı iyi tesis etmemiz gerekir. Bir taraftan bu yapılırken, diğer taraftan eğitim kurumlarından azamî derecede yararlanmalı, yetişen yeni neslin doğru bilgilerle, doğru ideallerle, doğru ilişkilerle desteklenmesi sağlanmalıdır.
Uluslararası ilişkiler alanında gerçekten uzman şuurlu akademisyenler ile akademik programlar oluşturulmalı ve Avrupa Birliği çerçevesindeki farklı eğitim işbirliği projelerine benzer ve hattâ ondan da ileri eğitim işbirliği projeleri yapılmalı ve samimiyetle hayata geçirilmeli.
Farklı coğrafyalarda, farklı lehçelerle, farklı bayraklar altında olan soy birliği, şuurlu şekilde dil birliğine doğru götürülmelidir. Dil, millet olmanın temel unsurudur. Dil olmazsa olmaz. Arap, lâtin, uygur, urdu, kril, çin alfabeleri gibi farklı alfabelere sahip olan türk milletinin farklı alfabelerden kurtarılıp tek alfabede toplanması gerekir. İşte o zaman TURAN kurulmuş olur.
İnşaallah...
Güzel konu için teşekkürler Osman Bey Kardeşim.
Sıhhat ve selâmet diliyorum.
Muhabbetle selâmlıyorum.