- 1120 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
“İyi Kal”! Mal-ı İnsan
İyi kal…
Birisi bana iyi kal dediğinde, ne demem gerektiğini önceden düşünmemiş olmama hayıflandım. Hayatın tüm hikayelerinin sonunda olmazsa olmazdır, iyi kal…
Kızdığımız kişilere bile beddua ederken, içimizden “benden uzak bin yaşa” düşüncelerine kapılırız.
Düşünceler, düşünceler, düşünceler… Derya deniz bu düşünceler.
Tamam anladık ama, kim demiş bu “iyi kal” cümlesini. Bir atasözü mü? Söyleyeni belli olmayan, içinde anlamlı anlamlar barındıran cinsten bir söz mü bu?
Farzımuhal, farzı mahal,farzı misal gibi bu kelimelerin aralarındaki farkını bilmeden cümle kuran insanlara inat, örnek olsun diye söylüyorum, “iyi kal”; gelişleri hızlı, gidişleri istemsiz olan insanların kurduğu bir tür ayrılık içeren söz dizisidir.
Tam olarak niye ayrıldığını bilmeyen, ama kendisine sorsan altında bin bir türlü dert barındıran, derdinin adını koymayı sevmeyen insanların son cümlesidir.
Mimik yapan adam gülmeli diye söze başlar, hakkını vererek güldü diye devam eder, en son “bre adam sen güzel gülüyorsun, iyi kal” der ve sahne kapanır. O sahneyi “karşılaştırmalı edebiyat” okuyanlar bile açıklayamaz. Gerçi o bölümde okuyanlar, niye okuduğunu da pek açıklayamaz ama olsun, maksat harfleri ve kelimeleri tüketmek olsun.
Müptela ile müptezel arasındaki farkı bilecek kadar “iyi kal”malı insan. (“) işaretinden sonraki malı insan sözcüğünü; aslen Osmanlıca olarak lügatteki yerini şahsım tarafından alıntı yapılmıştır diye yer bulması gerekir… Mal-ı İnsan. Günlük dildeki karşılığı, insanın malı…
Yani şahsına münhasır olan, MAL-I İNSAN; karşısındaki kişi tarafından “iyi kal bre” denilmiş, ve bu sözcüğü geceler boyunca düşünmüş olan kimselerdir.
Bu kimselere yazdıklarını anlamıyorum da diyebilirsiniz, “iyi kal” da diyebilirsiniz.
Hadi “iyi kal”ın.(Güzel İnsanlar)
SENCER GÜLTUNA
MAYIS 2013