Bencil kimse devamlı kendi çıkarını düşündüğü için başkalarını düşünmeye ayıracak vakti yoktur.
İbrahim Karaer
İbrahim Karaer
@ibrahim-karaer

“BÜYÜKKABACA VE YÖRESİ TARİHİ”

17 Mayıs 2013 Cuma
Yorum

“BÜYÜKKABACA VE YÖRESİ TARİHİ”

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

3368

Okunma

“BÜYÜKKABACA VE YÖRESİ TARİHİ”

Dr. İbrahim Karaer

Büyükkabacalı hemşerimiz Makine Mühendisi Kadir Karacan’ın hazırladığı belgelere dayalı “Büyükkabaca ve Yöresi Tarihi” adlı kitap, Büyükkabaca Belediyesi tarafından yayımlandı. İstanbul’da Mavi Ofset tesislerinde 2012 yılında basılan kitap, ekleri ile birlikte 183 sayfadır.

Senirkent ve köylerinin tarihini araştıran ve bu konuda iki kitap hazırlayan bir kişi olarak Kadir Karacan’ın ortaya koyduğu bu eserden büyük mutluluk duydum. Kendisini tebrik ediyor, daha nice eserler ortaya koymasını bekliyoruz. Senirkent ve köylerinin böyle güzel eserlere ihtiyacı var.

Senirkent’in, Büyükkabaca’nın tarihini yazmak çok zor. Bulunduğumuz bölge ile ilgili tarihi araştırmalar çok sınırlı. Bölge ile ilgili yapılan yayınlar yok denecek kadar az. Genelden yerele gidildikçe belgelerin sayısı azalıyor. 1500’lü yıllardan öncesi karanlık bir dehliz gibi. Gün ışığına çıkmayı bekliyor.

Halkımız çok az okuduğu için tarihini bilmiyor. Kulaktan duyma yanlış bilgiler, halk arasında rağbet görüyor. Köylerin yarısının Rum ve başka unsurlardan oluştuğu, ırkların birbirine karıştığı, neredeyse Türk soylu insanların kalmadığı saçmalıkları ile karşılaşıyoruz. Tarihi gerçeklerin hiç de böyle olmadığı, tarih kitapları ile gün ışığına çıkmaktadır.

Kadir Karacan, bölgemizin XI. yüzyıldaki durumunu şu cümlelerle tasvir ediyor: “Bizans İmparatoru VII. Mikhail 1074 yılında Uluborlu kalesi de dahil olmak üzere bir çok yeri Türkmenlere terk ederek onlarla barış yapmıştır. Bu yıllarda Uluborlu kalesine yerleşen Türkler burada bulunan Hıristiyanlarla beraber 1120 yılına kadar yaşamaya devam etmişlerdir. Henüz bu tarihlerde yöremizde şu an bulunan diğer Türk yerleşim yerleri mevcut değildir. Muhtemelen Parlais (Barla), Besse (Bisse-Başköy), Tymandos (Yassıviran), ve Ganzai (Gaziri-Kundanlı)’de küçük gruplar halinde Hıristiyanlar yaşamaya devam ediyordu” (11.s.).

Yani, XI. yüzyılda Bizans’ın sınır boyları boşalmıştı. 1120 yılında tekrar Bizans’ın eline geçen Uluborlu 1182 yılında kesin ve kalıcı olarak Türk hakimiyetine girmiştir. Karacan’a göre; bu tarihten itibaren bölgede kalıcı Türkmen yerleşimleri yavaş yavaş oluşmaya başlamıştır (19.s.). Ne yazık ki bu yerleşimlerin hangi tarihte kurulduğuna dair elimizde şimdilik bilgi yok. Zamanla bu bilgilere de ulaşılması en büyük dileğimiz.

Kadir Karacan 1478 yılından itibaren bölgedeki yerleşimlerle ilgili 1501, 1522, 1532 tarihli tapu tahrir defterleri ile 1528 tarihli icmal defteri, 1844-1845 tarihli temettuat defterine ulaşmış. Bu defterlerde bölgemizde bulunan köylerle ilgili bilgileri herhangi bir yorum yapmadan yayınlamıştır (32-49.s.).

Bu defterlerden tespit ettiği bilgilere dayanarak Osmanlı döneminde Uluborlu kazasına bağlı köylerin tarihçeleri hakkında bilgi vermiştir (50-65.s.). Bu köylerden bazıları günümüze kadar varlığını sürdürememiştir.

1478, 1501 ve 1522 tarihli tapu tahrir defterleri ile 1844-1845 tarihli temettuat defterindeki Büyükkabaca ile ilgili bilgilere 66-121.sayfalarda yer verilmiştir. Ayrıca kitapta, Büyükkabaca’nın idari yapısı, nüfusu, ekonomisi, kullanılan kelimeler hakkında bilgiler yer almıştır (121-144.s.).

Ekler bölümünde; yabancı seyyahlardan Arundell, Hamilton ve Sterrett’in kitaplarından bölge ile ilgili bilgiler aktarılmıştır (145-156.s.). Kitabın sonunda yararlanılan kaynaklar ile Osmanlıca belge örnekleri verilmiştir (157-183.s.).

Kadir Karacan’ın kitabını çok önemsiyorum. Özellikle Senirkent ve köylerinin sosyal ve ekonomik tarihi bakımından ayrıntılı bilgiler içeren 1844/1845 tarihli Uluborlu kazası temettuat defterindeki Kabaca-i Kebir köyündeki bilgilerin yayımlanmış olması Büyükkabaca tarihinin aydınlanmasına büyük katkı sağlamıştır.

Bu defterin Senirkent ve köyleri tarihinin aydınlatılmasına sağlayacağı katkıyı dikkate alarak hazırladığımız “Uluborlu Kazası Temettuat Defterine Göre Senirkent’in Sosyal ve Ekonomik Tarihi” adlı kitabımız, Senirkent Belediyesi’ne Mayıs ayında teslim edilmiş, bugünlerde basılacaktır. Bu kitapla birlikte Senirkent ve köylerinin tarihi biraz daha aydınlanmış olacaktır.

Kadir Karacan’ı yaptığı bu değerli çalışmasından dolayı tekrar tebrik ediyor. Kitabı yayımlayan Büyükkabaca Belediyesini de kutluyorum. Senirkent ve yöresi hakkında tarihi araştırmaların artarak devam etmesini diliyorum

NOT: Bu yazı, Senirkent Yükseliş Gazetesi, yıl: 13, sayı: 160, Ekim 2012, 2. sayfada yayımlanmıştır

Dr. İbrahim KARAER
Didim / 15 Eylül 2012

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
“büyükkabaca ve yöresi tarihi” Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz “büyükkabaca ve yöresi tarihi” yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
“BÜYÜKKABACA VE YÖRESİ TARİHİ” yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.