UNUTMA.. AFFETME
UNUTMA!.. AFFETME!..
Türk İslam Evlâdı!
Çin’de, Rusya’da,Yunanistan’da, Bulgaristan’da, Irak’ta , İran’da,
Suriye’de ve kısaca ; Orta Asya’da, Afrika’da, Balkanlar’da, Kafkas’larda Türk kardeşlerini unutma!! Ve onlara zulüm edenleri de affetme.
Bir zamanlar dünyaya nizam , hürriyet, adalet, dağıtan, zalimlere ise yaşama hakkı tanımayan Türk milletinin üçte ikisinden çoğu dünyadaki bazı ülkelerde esaret altında…
Bu acı gerçek yüreğimizi yakıyor. Kısaca şu anda; ‘’ kurt kocayınca köpeklerin maskarası olur’’ ata sözünü doğrulayan bir çağda yaşıyoruz…
Ezilen, hakir görülen, horlanan, bu soydaşlarımızı değil esaretten kurtarmak, meselelerini bile dile getirmekten aciziz.. Bu gün bu ülkede öyle şahsiyetler (siyasetçi) var ki, kimi eseret altındaki Türklerden habersiz veya öyle görünüyor, kimisi yerlerini dahi bilmiyor. Arap ülkelerindeki yaşanan demokrasi oyunlarıyla Araplara hürriyet isterken hiçbir zaman esaret altındaki Türklerden söz etmezler, kimileri de meseleyi bilip de çaresizlik maskesi tarak arkasına gizlenirler. Bunlar esaretin ne demek olduğundan habersiz meseleleri ciddiye almayan alsalar bile (öyle görünseler bile) siyasi çıkarlarına göre hareket eden duyarsız kalanlardır..
Bütün bu menfi tiplere karşılık esaret altındaki Türklere hürriyetleri için gayret gösteren insanlarda ( Milliyetçiler) yok değil. Lakin onlar da konunun önemini idrak etmiş değiller. Yaptıkları etkinlikler, faaliyetler incelendiğinde hürriyetin önemini kavrayamadıkları ortaya çıkıyor.. Çünkü yaptıkları faaliyetler, toplandılar ve şölenler kısa bir hürriyetsizlik edebiyatından sonra konser niteliğinde eğlence ve müziklerle devam edip gidiyor. Bazen düşünüyorum da esaret altındaki Türk soydaşlarımızın müzik ve eğlencelerden başka eskiden dergi, kitap, şimdi, sanal ortamda bahsedilen hürriyetsizlik edebiyatından başka hiçbir faaliyetleri yüz yıllardır olmamış mıdır? Ve özellikle esaret altındaki Türk soydaşlarımızı düşünenler bu toplantılarla nereye varmayı hedefliyorlar? Bu esaret altındaki soydaşlarımız esaret altında değil de onun için mi müzikli, eğlenceli şölenler tertip ediliyor?... Bana göre bu etkinlikler esaret altındaki soydaşlarımızın hürriyetlerine kavuştukları bir anı dahi göstermeye vesile olmayacaktır…. Keza Çin’in Doğu Türkistan da soydaşlarımızın üzerindeki uygulamalar herkesin malumu.. Bütün lanetlemelere rağmen Çin’liler ne kahroldular, nede uygulamalarından rücu ettiler!!! Dolayısıyla bu güne kadar esaret altındaki Türk soydaşlarımızı unutmamak ve onlara eller uzatabilmek için yapılan bütün bu çalışmaların akıntıya kürek çekmek ve başka amaçlara hizmet etmek şeklinde tezahür ettiği bir gerçek..
Esaret altındaki Türk kardeşlerimize ancak manen, maddeten yapılacak desteklerle hürriyetlerine kavuşturabiliriz. Tabiki bu Çin veya bir başka emperyalist ülkeye savaş açmak veya oraları fethetmek manasında değil, gerekirse o da yapılır… Fakat böyle bir düşüncenin ham hayelden başka bir şey olmadığı herkesin malumudur. Peki o halde ne yapmalıyız?
Hürriyete ancak hürriyetsizler muhtaçtır. Hürriyet ülküsünü; ancak bu işe yürekten inanmış, içiyle ,dışıyla kısacası Türk tarihinde milliyetçi kelimesinde manasını bulmuş insanlar savunabilir. Türk İslam ülküsünü bünyesine sindirmiş tek amacı ALLAH rızası kazanmak olan milletimiz gerek kültürel, gerekse medeniyetin diğer nimetlerini kullanarak esaret altındaki kardeşlerimizdeki dini, milli şahsiyet sağlamlığını ayakta tutarak başarabilir…Yoksa emperyalist devletlerin akıllıca sürdürdükleri siyaset sonunda Mehmetler ‘’juan’’ Ayşeler ‘’cixan’’ olup karşımıza gelecekte düşman olarak çıkabilirler.. Bakın bir zamanlar Türk olan Macarlar tarihlerinden, kültürlerinden kopup islamiyeti de seçmedikleri için bugün Avrupa’nın bir parçası olan Hıristiyan bir millet haline gelmiş ve Macaristan’ı kurmuşlardır..
Nizami alem davasına inanan talip olan yiğitler önce esaret altındaki kardeşlerini hiç akıllarından çıkarmamak ve onların hürriyetleri için çaba göstermek zorundadır. Unutmamak gerekiyor ki ’’ Esarete giden yol birliğin bozulmasından geçer’’ ve yine ‘’Esaret den kurtulmanın yolu da birlikten geçer’’..Birlikten daima kuvvet doğmuştur ve iman ile desteklenen kuvvet batıla, adaletsizliğe, zalime, haine, galip gelmiştir..Bir an önce yapılaçak ilk iş Türk soydaşlarımıza kültürel, etkinlikleri, toplantıları yoğunlaştırıp bu konuda ciddi, samimi olup inandığını yaşayıp esaret altındaki kardeşlerimizi dini ve milli hassasiyet yönünden kemikleştirmelerini sağlamaktır..
Bu konuda basılacak olan ciddi eserler çeşitli vesilelerle onlara ulaştırmaktır, ayrıca bu işe samimi olarak eğilmek isteyen siyasetçi, din, ilim ve edebiyat adamlarımız ay ve bazı günlerde yapılacak olan toplantılarla basın ve medya üzerinden gündeme getirmek zorundadırlar. Yoksa kilometrelerce uzakta bir toplantı salonu içinde eğlenceli, müzikli veya kısa basın bildirileri ile bu konunun önüne geçmek merdivenle aya tırmanmaya benzer…Bunları bir an önce yapmaz isek; Kafkaslar’ da, Balkanlar’da, Orta Asya’da bazı ülkelerin işgali altında normal sayılıp tarih sayfalarında yerini alır…
Biz Türk milleti olarak unutan ve affeden bir milletiz, daha dün İstiklal harbinde başımızı koparmaya çalışan Yunan, Bulgar ve Rusya ya karşı bazı insanlarımız pek kardeşçe el uzatmaktadırlar. Şunu unutmamak gerekiyor ki Türk’ün Türk ten başka dostu yok!!!
Acundaki bütün Türkler Hürriyet.
Selam sana eyy TÜRK Oğlu.
Osman Onuktav
YORUMLAR
İnsanların selâmete kavuştuğu anda en çabuk unuttukları şey, çektikleri sıkıntılardır.
Gelecek nesillere, kendi çektikleri sıkıntıları anlatmayan ve kendileri gibi sıkıntı çekenlerin dertlerine ortak olma, onları sıkıntıdan kurtulmaya yardım çabası göstermeyen insanlar ise en büyük kötülüğü kendilerin yapmaktadırlar.
Zira: "Unutmak itiyad ise unutulmak kader olur."
Unutmamak, unutturmamak niyazı ile Osman Bey Kardeşimi tebrik ediyor, millî davalara hassasiyetinin artarak devamını diliyorum.
gerçekleri açıklayıcı çok anlamlı bir yazı.
Dünya tarihinde oluşa gelen değişmeler Türk tarihi açısından ele alınmış ve yapılması gereken çalışmalar sıralanmış.Biz kendi ülkemizde bile kendimizi yönetemiyoruz.Emperyalizm Türk illerinde farklı şekillerde kendini göstermekte.
Bu gün seçimler yapıldığında toplum mühendisliği insanları nasıl yönlendirmekte şahit oluyoruz.
İnanıyorum ki Türk alemi Turan hayalini bir gün gerçekleştirecek.Bu hayal Türk milletinin genetik yapısına işlenmiş
kaleminize sağlık..