- 774 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AÇIK GÖZ
AÇIKGÖZ
Bu yaramazı o kadar çok seviyor o kadar sayıyor,gözüm gibi esirgeyip koruyordum. Ama dünden sonra bende her şey değişti.Zira her şey olurdu da bu kadarıda olmaz bu kadarı da beklenmezdi yani.
Bilmem kaç yıllık kapı komşuyuz şurada ailecek. Sanki bir evden gelmiş bir evde yaşıyor,bir evin insanları gibiydik ailecek.Ama bu yaramaz bu sefer biraz içimi karartırken,kendiside baltayı taşa vurdu.
Ne bileyim ben,insan herkesten bir şeyler umar bir şeyler bekler,ama altı yedi yaşlarında bir çocuktan böyle bir hal böyle bir durum, ne umulur ne de beklenirdi.
Bunun bu durumuna nail olunca,düşündüm ben bir yaş daha kocadım ve bunu gerçekten kabul ettim.
Bizler bir binada yirmiye yakın aileli komşularız.Yıllardır ev sahibi olduğumuzdan birbirimizi tanır, bir birimize gider gelirdik.Belki de hala bu hal devam edercek olduğuna adım gibi inanıyorum.Ama böyle bir yaramazın böyle bir hal de bulunması,insanı ister istemez şaşırtmakta.Yoksa ki öyle kayda değer bir şey olduğunu kimse kabul etmez..
Bizim komşunun küçük kızı,Elif bilmiyorum ama sanıyorum altı yedi yaşlarında.Oldukça güzel,oldukça yakışıklı,hatta bir ondan fazlada geveze ve akıllı.
Bizim daireden bir kat aşağıda oturuyorladı.Tabi bir kaç kardeşi olmasına rağmen ailenin en büyük çocuklar idi.Ta küçükten beri bizi tanıdığından her zaman bizim eve kendi evi gibi gelir gider,hatta gönlü olduğunda bizde yatıp gecelerdi. Kendisine öyle alışmıştık ki ailemizin bir ferdi gibi olduğuna inanmıştık sanki.
İşte bu halde bu durumda yaşayıp giderken bir gün kapımızın zili çaldı.Kapıyı açınca gördüm ki bizim küçük Elif.Daha ben bir şey demeden,
Bana,
-- Hacı dede annem yolladı,misafir gelmiş bir kaç meyva vermenizi istedi.
dedi.
Ne bileyim o an hanım da evde yoktu.Gittim buzdolabından ne türlü meyva varsa azar azar koydum verdim Elif kıza.
Bizim Elif arkasına bile bakmadan sevinç içinde aldığı meyvelerle indi gitti aşağı katta ki evlerine.
Sanıyorum bir kaç gün içinde hanım,
-- Hacı valla bizim komşular geçimi bize yüklediler her halde,ikide bir küçük Elif’i bize yollayıp bir şeyler istediyorlar.Bende yok diyemiyorum az az veririp duruyorum. Ben hanıma bakıp,
-- Sıkma canını hanım dünya hali,belki sıkıntıları vardır genede boş çevirme ver bir şeyler,Hayır olur..Deyip geçtim..
Bir öğle yemeğini yedik tam masadan kalktık kalkacaz,bizim kapı çaldı. Ayakta olduğumda dolayı kapıya bakmaya ben gittim.Kapıyı açtığımda gördüm ki bizim yaramaz Elif karşımda,Gülerek,
-- Hacı dede yoğurdunuz varmı dedi, Ben baktım buzdalabında yoğurt var ama hani nasıl bir yoğurt istiyordu, renkli yoğurt mu sade yoğurt mu,bilemedim geri gelip,
-- Kızım Elif hangi yoğurttan istiyorsun,sade yoğurt mu renkli yoğurt mu?
-- Ha sahi babam dedi ki iki renkli yoğur iste demişti.Ben unuttum galiba sana demeği. Bu laf üzerine geri gidip iki adet küçük renkli yoğurtlardan aldım geldim.Elif yoğurtları görünce bir sevindi bir sevindi sormayın canım...
Bizim hanım merak etmişti bende o an kaçamak cevap verdim,ona izahat etmeyi lüzüm görmemişti.
Bu küçük Elif kızın bizden böyle bir çok defa birşeyler alıp alıp götürdü.Bir de şunu söyleyeyim,bizden alınanların hiç bir karşılığı geri gelmiyordu.Hani biz de komşu deyip pek üzerine varmıyorduk. Eh ne de olsa kapı bir komşu değilmiydik şurada.
Günlerden Cuma günüydü.Tam hazırlandım Cuma Namazı için camiye gidecektim.Hava hem yağmurlu hemde soğuk.O sıra kapı çaldı,hazırca açtım kapıyı,baktım gene bizim küçük elif.
-- Hayır ola abla ne istiyorsun bakalım,dalga geçer gibi.Elif başını kapıdan içeri sokup etrafa baktı,sonra bana dönüp
-- Hacı ebem yok mu? dedi. Hayır ola ne yapacaksın,ne istiyorsan bana söyle bakalım, Elif biraz kuşkulu kuşkulu yer bakıp,
-- Hacı dede, beni annem yolladı, eve misafir gelmiş sizden iki dilim pasta istiyor deyiverdi.
Elif kız böyle söyledi ama benim evde pasta var mı yok mu ben bilmiyordum ki,
-- Elif kızım bir dakika,ben Hacı ebene bir sorayım dedim. Abdest alan hanımımın yanına vardım sordum, dediki,
-- Buzdalabın da iki dilim pasta var veriver dedi.Hanım veriver dedi ama Elif ne biliyordu ki bizim buzdolabında iki dilim pasta olduğunu.Bu yorumu düşünürken bir yandan da buzdolabından aldığım pastayı verdim Elif kıza.Sonra hanıma dönüp,
-- Yahu Hacı bu kız nereden biliyor bizim evde iki dilim pasta olduğunu dedim.Hacı da,
-- Dün akşam Elif bizde idi ya belki o zaman görmüş olacak dedi.
Fazla konuşmadık.Hani ben Cuma Namazına gitmek için hazırdım ya,hanıma Allah ısmarladık deyip başladım merdivenlerden aşağıya inmeğe.Beşinci katı indim.Dördüncü kata indim.Üçüncü kata indiğimde,karşımda gördüğüm duruma iyiden iyiye ağzımın açık kaldığını fark ettim.Zira bizim Elif az önce bizden aldığı iki dilim pastayı komşunun oğlu Aydın ile güle oynaya yemiyorlar mı... Yaşlanmışlığın bu halde olduğu halde ilk kez böyle bir durumla karşılaşıyordum.
Elif beni beklemiyor olacaktı ki,beni görünce ağzına gitmekte olan elinde ki pasta birden yere düşüverdi.Ben şaşırmıştım ama,Elif hem şaşırmış hem de korkmuştu.Elinde ki pasta tabağını yere koyup,iki elinin arasına aldığı başını, oturduğu yerde iki bacağının arasına saklamaya çalışınca,anladımki suçlu olduğunu anlamış ben de anlamıştım,hiç konuşmadan hiç üzerine gitmeden merdivenlerden inip Cuma Namazıma gittim.......
22-01-2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.