Muavin...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Henüz daha otogarda iken bozulan araç yerine yenisi geleceği anons edildi.
Asker sevkiyatları en ateşli biçimde uğurlanan evlatlar, havaya fırlatılan gençlik hayalleri ile geçti yirmi dakika. Yeni araç geldi.
Muavin kan ter içinde tüm bavulları yenisine taşırken, yaşıtı bir delikanlı ‘en büyük asker bizim asker’ feryadıyla ‘bu asker gidecek geri dönecek’ ümidiyle yolcu ediliyordu.
Bir tek yanımdaki genç sevindi bu beklemeye ona göre daha teknolojikmiş yeni gelen araç. İnternetinin hızlı olması onu mutlu etmeye yetmişti.
Sağımdaki küçük çocuk annesine kırık y leri ile ‘hep bu arabayla gidelim babama olur mu’ diyordu. Annesi sadece büyüklerin anlayacağı mimikleriyle kuru bir olur dedi oğluna.
Terini silen muavin çaktırmadan gözyaşlarını da siliyor sümkürüyordu.
Sanırım milleti yatıştırmak için hemen dondurma servisini yaptı. Çocuğun ve gencin otobüse olan aşkı iyice pekişmişti artık.
Üstüne koltuğu yatırdığı için amcanın biri gençlerin edepsizliği üzerine bir konferans verdi. Öğrenci olduğu her halinden belli olan kız koltuğu düzeltmek zorunda kaldı. Tüm gençlerin yaptığı gibi kendini kuma gömdü, tahmin ettiğiniz gibi telefonuna. Kulaklığını takıp en sevdiği şarkıyı açtı sakinleşmek için.
Muavin hiç oturmuyor ha bire bir şeyler ile uğraşıyordu. Merdivenin oradan servis sehpasını çıkardı. Ustalıkla içlerini doldurdu, neyin nerde olduğunu ezberlemiş elleri çok maharetliydi. Durdu mendil ile gözlerini sildi tekrar. Teyzenin biri hastasın dinlensene evladım dedi ‘içinden mikrop bulaştıracaksın bana lanet herif defol git der gibi’ ifadesi vardı yüzünün.
Gözüme bir şey kaçtı diyordu soranlara muavin.
Sıcak soğuk ikramlar vardı, yanında kek bisküvi çeşitleri. Nazlanan çocuk gibiydi yolcular. Kimi suyun sıcak olmadığından şikâyet ediyordu. Kimi ikinci keki istiyordu utanarak. İstekler bitmek bilmiyordu. Herkes şikâyetçiydi, şu dünya ne kadar zordu yolcular için. Bilmem kaç saat yol çekilir miydi? Uyku düzeni bozulduğundan cildi solacak olan genç kadın hayata kahretti. Kahvenin markasını beğenmeyen adam küsmüş gibiydi. İstediği tv kanalının olmaması teyze için bir daha bu firmayla gitmemek demekti.
Mola yerini beğenmedi bazıları.
Filmlerin eski olduğundan yakınanlar oldu.
Koltuklar birbirine yakın diye sızlandılar.
Görseniz yaşamaya mecali kalmamıştı çoğunun.
Muavine sordum mola yerinde derdin ne kardeş…
Ağlamaya başladı, izin vermediler dedi.
Ne için dedim, memlekete gidecektim dedi.
Nerelisin dedim.
Reyhanlı dedi…
12.05.13
Nadir