- 1330 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SEVGİ DOLU, ÜRETKEN, DOST, BİLGE, SANATÇI KEMAL ARSLAN-2
Sevginin sınırsızlığına inanan, çevresine ilgisi ve ilişkilerine olan toleransı bizleri mutlu etmişti.
Yaşadığımız toplumsal gerginlik içinde. uzun zamandır sabır kelimesi önemini yitirmiş; İnsanlar karamsar bir tablo içinde gel gitlerle zaman geçirir duruma itilmişken; gürültülü bir hayatın içinde insanın kendini var etmesinin çok zor olduğuna dair konuşma fırsatını bulduğumuz için sevinmiştik doğrusu.
‘Çocuklarında bu yaşananlardan olumsuz etkilendiğini, koşullar ne olursa olsun; bir şekilde mutlu olmanın yolunu bulmalıyız.’ Diye düşüncesini bizlerle paylaştı.
Her gün incinerek, yaralanarak, kırılıp dökülerek, şahsiyetleri hırpalanarak, yaşama akan insan kalabalığı olmuştuk. Az da olsa büyük şehrin keşmekeşinden uzaklaşmıştık. Birbirini dinlemeye tahammülü olmayan insanların ve toplumların gelişmesinin mümkün olmayacağının mesajını almıştık. İç sesimizi dinleyip, çalışmayı hayatımızın önemli bir parçası sayarsak; ancak var olabileceğimizin altını çizmişti Kemal Arslan bey.
Çocukların ve gençlerin çıkmazlarına soluk aldıran üretken ve sevgi dolu büyükleri koruyup sahip çıkabilseydik keşke.
Kemal Arslan Bey deneyimlerini ve çalışmalarını kendinden sonraki nesle duyurabilseydi. Geçmişle ve gelecek arasında olumlu köprü olabilecek bir birikime sahipti çünkü.
Sohbetinin arasında doğayla insan arasındaki vazgeçilmez bağ olduğunu; tabiata verilen tahribatın, aslında insanlığa verilen tahribat olduğunu belirtmeden geçmedi. Büyük bir içtenlikle anlatımını biraz dinlenip tekrar devam ediyordu.
Zaman zaman umutsuzluğa düştüğümden utanmıştım doğrusu.
-Desenlerin çizim çalışmasında klasik müzik dinlediğini ve az yemek yediğini, çalışma süresinin daha uzun tuttuğunu belirtti
-Okuma alışkanlığına
On üç yaşından itibaren kütüphanelerden çıkmadan sürdürdüğünü, kendini varetmesinin okumayla başladığını,
Çevresindeki insanlarla, yaptığı işle ve doğayla hep barışık olduğunu
Sevgiyi çevresinden ve tabiattan hiç esirgemediğini, işini çok severek yaptığını her seferinde belirtmeden geçemiyordu.
Kemal bey, koşulsuz ve karşılıksız sevgiden bahsediyordu
Sakin, duru, acelesiz ve nezaket içerisinde deneyimlerini paylaşmıştı bizlerle.
Çocuklarını yetiştirirken, farklı düşündüklerinde dahi kendisiyle çok rahat konuşma imkânına sahip olduklarını ve oldukça toleranslı davrandığını belirtiyordu.
“Çok sevdim. Hiçbir zaman ayrım yapmadım. Karşılıksız. İçimden gelen tüm sevgimi çocuklarımdan, dostlarımdan esirgemedim”, “Öncelikle sevginin sonsuzluğuna inanmak gerekir” diye de, güzel bir dille düşüncelerini bize sundu
Hafızasıyla geniş bakış açısıyla etkilenmiştik.
İnsanların bir birleriyle münasebetleri çok sık olduğunda, üretkenliğine vakit kalmayacağını da ekledi.
Artık ayrılmamızın vakti gelmişti. Kemal Arslan Bey yine oturmuş olduğu koltuğundan kalktı. Ayakta tek tek tokalaşarak sevgi ve saygısını belirtip bizleri uğurlamıştı. Kapıdan çıktığımızda balkondan güle güle diyerek elini sallamayı ihmal etmemişti.
Benim için İstanbul’da, bu günkü koşullarda çok az rastlanan bir insan örneğiydi.
Bize değerli zamanını ayırarak, gerek çalışma şeklini, gerek deneyimlerini ve yaptığı KARO çalışması konusunda bilgi verdiği için Kemal Arslan Bey’e çok teşekkür ediyor. Saygılarımızı diliyoruz.