- 2321 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Şiir ve Noktalama
Örneğin kendim de yer yer noktalama yaparım şiirlerimde, bir okuyucu bunu görüp söyler mi diye de beklerim.
İşin kısa özeti şöyledir; biz bir dizede soruyu soramıyorsak, sorduramıyorsak bırakalım o soru işareti bize kalsın… Nokta, virgül, yok soru işareti…
Şiirde noktalama gereksizdir diyorum bu yüzden, bana göre. Bu fikir de benim değil zaten, noktalama olup olmaması yani. Belki birilerine faydası olur diye bir-iki bilgi ekleyeyim.
İlk kez Mallerme bazı şiirlerinde noktalama kullanmadı (şiirde). Örneğin uzun bir şiiri olan " Zarla şans dönmeyecek" bütünüyle noktalamasızdır. Peki şiirde noktalama gerekli midir? Aragon’dan dinleyelim.
"Ne latin, ne yunan, ne de arap yazınında noktalama vardı. Bu edebiyatlar noktalama denen şeyi sonra sonra ve bir dereceye kadar öğrendi. Noktalama baskı makinasının bulunmasıyla, yani metnin daha geniş okura yönelmesiyle başlar. Amaç bu işaretler olmadan yazıyı okuyamayanlara yardımcı olmaktı, yani noktalamalar öğretim amacı güdüyordu. Dize nedir? Sözdeki nefes alma disiplinidir. Noktalama da işte dizenin yaptığını yapar. O halde, ayrıca bir de noktalama koyarsak dizenin tekerine çomak sokmuş oluruz. Okurun dikkatini soluklanma yerine, dizenin bittiği yere, şiirsel yere değil de, cümlenin üstüne çekeriz; böylece ölçülü ve uyaklı dize, dize sonunda durmayan, uyağı vurgulamayan, iç uyakları, şiirin diğer ses uyumlarını hesaba katmayan okurca ortadan kaldırılmış olur."
Arapça yazılan Divan şiirimizde, sözlü gelenekle var olan ve yayılan Halk şiirimizde noktalama yoktur. Halk şairlerimizin divanlarındaki işaretler/noktalamaları sonradan, derleyiciler koydu.
Bizde ilk noktalamasız şiiri ilk yayımlayan Atilla İlhan’dır. Zaten şiirimize noktalamanın ilk girişi de, Batı yazınından etkilenen şairler tarafındandır. Tanzimat dönemidir bu.
Kaynakça: Aragon.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.