Aşkın "Meslek" Hali

• 14 Mayıs 2013 Salı 22:20:05

Aşık olmaya başladığın an, hayat da başlar aslında.
Dünyanın gerçekten döndüğünü o zaman anlar ve
muhteşem bir coğrafyacı olursun. Kalbinin en
derin katmanında geçmişteki yaraların bıraktığı
kırıklıklara rağmen, yeni bir aşka yelken açarsın.
Geminin kaptanısın şimdi de. Geçmişten
uzaklaştığını sanırsın başlarda, artık geçmişin
acıtmadığını... Ama bir gün aniden okyanusun
ortasında kalbinin sıkıştığını fark edersin. Aşık
olduğun kişinin seni sevmediğini düşünmeye
başladığın anlardır o zamanlar. Geçmiş sandığın
geçmişin yeni bir deprem yaratmıştır bile.
Yüreğinde açılan yeni yaraları kapatmak da sana
düşmüştür, kendi doktorun olursun. Ve açılan o
kocaman yaraya rağmen avutursun kendini,
psikoloğun olur, teselli eder durursun. Asla
vazgeçmezsin! Büyük büyük hayaller kurup
bulutların üzerinde dolaşırsın. Pilotluğa
soyunmuşsundur şimdi de. Gökyüzü bile sığmaz
içine. Ve o hayalleri senaryo haline getirip
yönetmen koltuğuna oturursun. Öyle senaryolar
yazarsın ki... Üstelik başrolü de kimseye kaptırmaz,
sen oynarsın. Ve rol gereği bir gün bütün
umutlarını bir de yeni meslek edindiğin aşkı alarak
yanına onun karşısına çıkarsın. Öyle kendin
değilsin ki... Gözlerin, ellerin sana ait değildir
sanki. Kurduğun cümleler ilkokul birinci sınıftaki
öğrencinin kurduğu cümleler kadar basit, ama
içten... Karşındakinin öğretmen olduğunu
unutmuşsundur o zaman. Fakat sana haince ’otur
sıfır!’ dediğinde anlarsın gerçeği ve hiçbir mesleği
yapmayı beceremediğini... Bu sefer de kendi
kefenini diker ve kendi celladın olursun. Aşkın
meslek haliydi bu. Bütün meslekleri içinde
barındıran; ama en zoru, en acımasızı ve en
acıtanı.
[Sümeyya ERCAN/Aşkın Meslek Hali]