- 1574 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Kim çekti yanlış çöpü? Bu karmaşa kimin eseri?
Kelimelerle savaşıyor, sözcüklerle karşı karşıya kalıyorum. Yaz geliyor ve ben yazmaktan korkuyorum. İnsan bir umuda ne kadar tutunur bilmiyorum. Kendimi bildim bileli bir umuda tutunuyorum. Yanlış yerde bulunan, açılmayan kapı gibisin. Habire zorluyorum. Her defasında bir cümle devriliyor içimde. Umutsuzluk öyle bir duygu ki ateşli hastalığa tutulmuş çocuklar gibi sıkışıp kalıyorsun dört duvar arasında. Sonrası boşvermişlik. Her şeyin üstünü örten bir sis perdesi.
Görmezden gelmek istiyorum, ilgi bekleyen saksıda sardunyaları. Yeşermesin, kök vermesin, çiçek açmasın istiyorum. Bir yanım ölmesine izin vermiyor. İnsan yanım mı, inançlarım mı, suçsuz oluşları mı bana bunu yaptıran bilmiyorum. Mecburiyetin bıkkınlık veren yanlarına söylenerek sürdürüyorum yaşamayı ve yaşatmayı. Hayatla aramda kurulan köprüleri bir bir yıkmak istiyorum. Akıl oyunlarıyla sınırlar tayin ederek beni hapseden sözcüklerle araya mesafe koyuyorum. Umut/suzluk kumarbaz bir duygu. Gelip gidip kaybettikçe kazanmayı, kazandıkça kaybetmeyi göze almayı öğütlüyor insana. Durma devam et, yol çizgilerini takip et! Diye fısıldıyor kulağına.
Geriye dönüp bakınca üstünden yağmurlar geçmiş, bir türlü ölmeyi becerememiş ıpıslak bir sevdanın ağırlığını taşıyor omuzlarım. Hayat bıkmadan, usanmadan mikadonun karmakarışık çöplerini yığıyor önüme. Sorulardan, sorgulardan yorgunum. İç sesim yinede susmuyor. Kim çekti yanlış çöpü? Bu karmaşa kimin eseri? Bazen umut oluyor tüm bunların suçlusu, bazen umutsuzluk... Yanlış zamanda yanlış yerde bulunmak gibi umudun ve umutsuzluğun gelişi.
Kelimelerle oynuyor hayat. Yazarak tükeneceğini sandığım acılar umudumu tüketti. Maviye umutla bakan, denizde yakamoz sayan, kendi kendine konuşan o küçük kızı kaybettim. Onun gidişini umursamıyorum artık. Belki böylesi daha iyidir. Umutla bakmıyorum diye, başını alıp hiç bir yere gitmeyecek nasıl olsa deniz. Durmayı bilmeli insan. Hayata katılmak, kendimden bir şeyler vermekten yorgunum diye kimse suçlayamaz beni. Güneş bile bazen sis perdesini aralayamıyor, aydınlatamıyor dünyayı. Nasıl olsa yüreğinde sevgi varsa, engelleri aşmayı, yeniden akmayı başarır insan. Şimdi durmak, durulmak zamanı.
Bugünlerde her şeyi boşvermiş bir ırmak görürsen şaşırma. Vardır bir bildiği. Hem bilirsin hiç bir ırmak kendiliğinden değiştirmez yolunu. Göze alıp ölümü, say ki şerit değiştirdim. Ama ölmedim... Artık ne elinden tutmak istiyorum umudun, ne de aklımı çelmesine izin veriyorum umutsuzluğun. Boşvermişlik içindeyim. Tıpkı senin yaptığın gibi.
14 Mayıs 2013 – Zeynep Özmen
YORUMLAR
etkili bir yazı okumanın hazzını duydum bu sabah.Umutla umutsuzluk arasına sıkışmış bir yüeğin tarifsiz duyguları yazının satır aralarında.
Umutsuzluktan öte bir şiirim var bu sitede.
http://www.edebiyatdefteri.com/siir/464809/umutsuzluktan-ote--8230
linkini yazdım vaktiniz olursa bir okuyunuz.Yazınızın iz düşümü bulacaksınız.
İnsan bazen öyle anlarda olmakta. o anları yaşayan daha iyi anlayabilir.
Kaleminiz daim olsun.