Sıcacık Rüya
Işıkları birazdaha yakın göremiyorum.Gözlerinin arasındaki gizemliliği göremiyorum.Yüzündeki her tebessümle oluşmuş çizgileri toplayıp tek bir anlama gelmesini istiyorum ’Seni Seviyorum’.İki kelime için yıllarımı verdim.Verdiğim yıllar sonbahar yaprakları gibi mezarının üstüne konsun.
Saçlarını savuran rüzgar benim nefesim olsun.Olsun ki seni her defasında tenimde hissedeyim ve içime çekeyim.
Uzun bir yolculuktu benimkisi seni bulmaya giderken sensizim.Dar ve eski sokakta sonunu merak ettiğin ama onsuz gidemediğim.Pusulam mı vardı,yoksa bir harita mı?Hiçbir şey yoktu kalbim vardı hani kırıp gittiğin.Oysa senin uğruna düştüm bu yollara.
Bir iz buldum sana dair.Bastığın yerlerde kırmızı gül bitmiş.Teninin renginden kokusunu içine çekmiş.
Sol yanıma bir rüzgar esti sıcacıktı.Anladım senden almıştı sıcaklığını.İçimdeki titrekliği geçiren sıcaklık.
Rüzgarın yönünü buldum çölde seni görünce kırılan taşların içinde tek tek seni aradım.
Akşam üzeri olmuştu.Sona getirdiğim bedenim yorgundu.O sıcaklığı yeniden hissettim.Gözlerim kapandı.Gözlerimi açtığımda sen evet sen.Senin bastığın yerlerde ise o kırmızı güller, o sensiz çölde o kırmızı güller.
Evet!!! Bu bir rüya.Ama mezar taşın hala sıcak sevdiğim aç gözlerini ben geldim...