- 727 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sevmekten kim usanır ?..
Şimdiki sosyetik medya maymunlarının, ’’birliktelik ’’ dedikleri, kadın-erkek ilişkilerinin lüks kent ortamındaki adı :
’’ Aşkın getirdiği dayanılmaz arkadaşlık ilişkileri...’’
Evlilik dışı ilişkiler...
Moda mı?.. Moda...
Ya varoşlardaki dişi-erkek ilişkilerinin aynı kapsamdaki adı: ’’..... ’’
Burada yazmaya bile çekiniyorum !..
Hele bu tip ilişkilerde, gecekondu ya da köylü kızına takılacak adı siz düşünün !..
Zenginin ki ’Aşk ’ ; yoksulun ki : ’’.....’’
Medya maymunlarının, ’’garip ilişkilerinin ’’yeni nesil gençler üzerindeki olumsuz etkilerini ’’ her gün, basından, TV haberlerinden takip ediyoruz.
’’Seviyeli bir birlikteliğimiz var !..’’
’’ Oh la laaa !..Çok mutluyuz !..’’
Birkaç ay sonra...
’’Birlikteliğimiz sona erdi; anlaşarak son verdik !..’’
On beş gün sonra... Yeni açıklamalar gelir...
’’Şerefsizin biriydi !..(Sanki kendisi Şeref’in kızı ya da oğlu .)
Mahkemede görüşeceğiz !..
Hakaret ve boşanma davalarından yargıçlar kafayı yer !..
Ya nesebi gayri sahih çocuklar ?..
Onlar ne yapsın şimdi ?..
Üç gecelik zevk uğruna !..
Yaşları biraz daha küçükse...
’’Kafa koparmalar...testereciler ’’ gırla !..
Oysaki sevmenin ve sevilmenin bir zamanlar kutsiyeti vardı...
Üç gecelik; beş aylık değildi...
Çıkarlara dayanmazdı.
Bir, gül-bülbül misali...
Haysiyetli...
Keyifliydi...
Acısı bile zevkli...
Şarkıları...
Şiirleri...
Ezgileri...
Uzun havaları...
Destanları...
Vardı...
Sevenle oyun olmazdı.
Onsuzluk ölümdü !..
Bu güzel şarkıdaki gibi...
Gizemliydi...
SEVMEKTEN KİM USANIR ?..
Rast
Bestekâr: Teoman Alpay
Güftekâr: Hikmet Münir Ebcioğlu
Sevmekten kim usanır, tadına doyum olmaz.
Hangi gönül uslanır, sevenle oyun olmaz.
Kaç kere yemin ettim, kaç gönüle de girdim
Sensiz yapamıyorum ah, bak yine geri döndüm.
İstersen yüzümü güldür, istersen ağlat beni
Bir gecenin koynundan, bin geceye at beni.
Kaç kere yemin ettim, kaç gönüle de girdim
Sensiz yapamıyorum ah, bak yine geri döndüm.
blog.milliyet.com.tr/sevmekten-kim-usanir----/Blog/?BlogNo=182444
Buraya kadar Milliyet blog yazarı Mesut Selek hoca yazmış.. Çok hoşuma gitti ve çokta güncel olması bakımından yazıyı burada paylaştım dostlardan okumayanlar olmuştur belki diye.. Ve düşündüm ben olsam ne yazardım diye bu konuda hani biliyorsunuz ya aşk ve sevgi üzerine bilir bilmez çok şeyler yazıyor yazıyor da kendime gelince nal topluyorum. Düşündüm yine abuk subuk bir şeyler buldum buluşturdum yaşlı beynimden kaleme döktüm Bi okuyun bakalım diye...
Başlığı aynı kullandım hoca kızmaz inşallah..
*****
Sevmekten Kim Usanır?
Yüreğimizin en derinliklerine inip baksak neler görürüz acaba?
Hiç birini sevmemeyi denedik mi?
Ben bunu sevmeyeceğim kalbime iyi gelmiyor diye..
Yıllar geçiyor belki de yeni aşklar tanıyoruz ya da bi yürekte esir kalıyoruz ama sevmekten bıkmıyoruz.. Usanıp ben sevmiyorum demiyoruz..
Zaman geçiyor eskinin üstüne yenisi gelip kalıcı olmaya çalışıyoruz, biz tüm kırıklara kırgınlıklara rağmen hala sevebilme üstünlüğünü gösteriyoruz, başka yüreklere başka tenlere.
Üstün darbeler alıyor bedenimiz değil yüreklerimiz, her defasında kırılıyor, paramparça oluyor ama hala bana mısın demiyor değil mi?
Bizim görmediğimiz kırıklar çıkıyor ortaya, göremiyoruz çünkü yüreğimizin en derinlerine inmediğimiz için bilmiyoruz aşkın bizde nasıl ince bir acı bıraktığını.. Sadece sevmekten usanmıyoruz hep sevmek özlemek sadık olmak ile kalıyoruz.. Bizce böyle olması gerekirken bir de bakıyoruz umduğumuz taş başımızı çoktan yarmış, yüreğimizden gitmese de hayatımızdan çekip gitmiş.. Ne ben gidiyorum diye haber vermiş ya da kendine iyi bak demiş, sadece gitmiş, ve biz hala usanmadan sevmişiz ..
Usulca dinlediniz mi peki Müzeyyen Senar’dan sevmekten kim usanırı.. Ne de güzel söylüyor sevenle oyun olmaz diye.. Bu şarkıyı dinleyince uzaklara dalıp gitmeyen yoktur sanırım. Uzaklara ister istemez baka kalıyor insan, kaç kere yemin ettiklerimiz geliyor aklımıza, kaç kere yüreğimize yenildiğimiz, onsuz olamadığımızı anladığımız her anda biraz daha düşünme fırsatını bulamıyoruz, çünkü çoktan kapılmış oluyoruz..
İstersen yüzümü güldür, istersen ağlat beni, bin gecenin koynunda bir geceye at beni.. Kaç kere yemin ettim, kaç gönüle de girdim, sensiz yapamıyorum , bak yine geri geldim..
Hadi siz söyleyin..
Onca olan şeylere rağmen kim sevmekten usandı, kim bıraktı içindeki aşkı, yüreğinin vazgeçilmez en kıymetlisini?
Müzeyyen Senar’dan dinleyin bir sevmekten kim usanırı..
Sonra kararınızı verin, bir iç çekip diyeceksiniz…
Sevmekten Kim Usanır?..
Dedim dedim de, tamamda Ömer sen yazdın, yazdınsa ne oldu diyenler var, haklılar.
Ama usanalar çok hem de sayı gittikçe artıyor… Derler ya sen dayak atana değil dayak yiyene bak, kabahat ondadır.. Bizde öylemi yapalım? Yani aşktan, sevmekten usanana değil usandırana mı bakalım kabahati ararken.. Ama o hale geldi ki dünya bugün aşk diye yutturulan "seviyeli birliktelik" aslında bencilliğin daniskası. Çünkü sadece sevilmek üzerine kurulu… İş sevmeye gelince hemen yan çiziliyor. Ne de olsa sevmek emek ister.
Aşkında sevginin de cılkını çıkardılar. Yok kafamız uyuşmadı, yok tenimiz uyuşmadı, aşk yetmedi vb... bahanelerle ne yazık ki bir hafta kadar bir zamana indi aşkın süresi. Aşk kimliğini ve anlamını yitirdi artık bana göre... Yani içimden umudu çıkarıp atmıyorum bir kenara ama daha önce söyledim bu konuda belki bir gün kalemi kırık bir yazar-şair olarak anılacağım ve ders kitaplarında aşk sevgi konusunda yazdıklarımdan ötürü beni anlatacaklar ama bence gelecek nesiller muhtemel küfredecekler, amma atmış olur mu böyle diyecekler..
Haklılar bizler kaldık ta bu aşk ve sevgi sınavından o çocukların kabahati var söyler misiniz?
Gelin yol yakınken sevmekten usanmayalım… ve aşkı yeniden eski günlerine taşıyalım...
’’Sevgilerin en güzeli, seni sevmek,
Özlemlerin en güzeli, seni özlemek
Ve hayatın tadı, sabah kalktığımda,
Senin var olduğunu bilmek... ’’
Gönlünüzde gerçek aşk ve sevgi varsa eğer; hiç sönmesin...
Yaşayın...
Aşk, yaşatır...
Sevgilerle her demde dostlarım…
- çınar -
Ömer Sabri Kurşun
16 Aralık 2012
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.