Yokluğuna Bir Gül Alırken Anne
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Yokluğuna Bir Gül Alırken Anne
Bugün, yine O gün...
Hani herkesin ellerini arkasına saklayıp, annesine küçük adımlarla yaklaştığı o meşhur " Anneler Günü."
Farkında değiller ama, kimilerine de "Annesizler Gününü" daha çok hatırlattıkları gün.
Ben bu sabah elime kırmızı bir gül alıp Annesiz kalmak istemedim. Bulunduğum evin bütün yolları kırmızı gül ve kır çiçeği satan çiçekçilerle doluydu. Yalan yok önce sevindim, Bu patates gibi kızarmış gözlerimle çiçekçi aramama gerek kalmamıştı. Sonra üzüldüm.
Çiçekleri satan bütün çiçekçiler küçücük çocuktu. Başlarında ne bir şemsiye vardı, ne de şapka. Peki bunlar, bu çiçekleri satmak için çok küçük değiller miydi ki? Diye düşündüm.
-senin yaşın kaç?
-dokuz
-ya senin?
-on iki
-başınıza güneş geçecek. Bu saatte neden çiçek satıyorsunuz da, uyumuyorsunuz?
-annemiz hasta, ona ilaç parası lâzım.
Sustum. Aslında susan dilim oldu.
Yüreğimin çığlıklarını başkaları duymasın diye nefesimi tuttum.
Birden bütün çiçekleri kucaklayıp alasım geldi. Öyle de çok çiçek vardı ki, kucağıma sığmayacağını biliyordum.
Bir şey yapmak gerektiğini hissettim ama ne?
-şuradaki bütün kırmızı gülleri ayrı tarafa koyun.
-neden?
-onlar farklı, bilmiyor musunuz?
-aaa, niye ki?
-onlar kansere ve yaralara iyi gelir, ömrü de uzatır.
-sahi mi?
-evet. Onları daha pahalı satın.
-alırlar mı ki?
-deneyin. Birkaç tane de bana verin.
-pahalı olarak mı?
-evet. 5tl. den satıyorsanız. 20tl. satın.
-Osman, ne para kazanırız oğlum ya böyle biliyor musun?
Gülümsedim.
Ama onlar benim gülümsediğimi görmediler. İnsan hayatta bazen kendisine kazık atmayı bilmelidir, tabi ki yerli yerinde.
Geri dönerken çocuklar çiçeklerin çöplerini süpürüyorlardı. Yanlarına yaklaştım.
-nasıl gitti durum? Sorun olmadı değil mi?
-elimizde yarayı iyi eden hiç gül kalmadı be abla. Herkes annesinin uzun yaşaması için ona kırmızı gül aldı. Son kırmızı gül için bir kavga çıktı ki, o diyor bana 30tl. sat, öteki diyor 50tl. sat.
-peki siz ne yaptınız?
-satar mıyız hiç? Kendi annemize götürücez valla.
İşte hayat böyle bir şeydi. Umuttan Ümit Doğardı.
öyküsatıcısı/ANNELERGÜNÜ/Davidoff
YORUMLAR
Kısa ama öz. Tadı damakta kalan cinsten. "İnsan hayatta bazen kendisine kazık atmayı bilmelidir" sayfalarca anlatılabilecek bir hayat dersi, tek cümle ile verilmiş, hem de en isabetlisinden...
"İşte hayat böyle bir şeydi. Umuttan Ümit Doğardı." Para kazanmak uğruna güneşin altında çabalayan çocukların en değerli çiçeği annelerine ayırmaları... Bu gerçekte olsa, kurguda olsa fark etmez. Boğazıma bir şeyler düğümlendi.
Anneler gününe , annesizler, kimsesizler, çaresizler günü gibi bakmayı özlemişim.
İnsan her zaman on parmak, iki sağlam diz veya hep sevgi dolu kırıksız bir gönül taşıyamıyor.. Zaman, her şeyi , kayaları, dağları bile yok ediyor.Belki en uzun kalan hatıralar. Bu kalleş dünyada sığınılacak en büyük liman olan anne kucağını yitirmek , açık denizlerde azgın dalgalara karşı küçük bir kayıkla kalmak gibi.
Hak ettiğiniz kurdelenizi kutlar saygılar sunarım.
Annesiz olmak bir kuş'un kanatsız olması gibi insanı güçsüz,korumasız ve yapayalnız hissetmesine sebep olur.
Hayatım "yetimler-öksüzler" denilen o cennet kilidi insanların öyküleriyle ve onların ihtiyaçlarına koşmak için dağlara tırmanan babamın ve annemin peşinden koşmakla geçti. Onlar da hayatlarını o insanlara adadılar. Yıllarca çalışmanın karşılığı olarak ellerinde bir şey kalmadı.İşte o hiç bir maddi kazancın olmadığı yerde eminim onlar için hazineler bekliyor.
Yıllar sonra hayata bu zaman ve mekandan bakınca "iyi" olanın" "daima değer " taşıyanın "iyilik ve merhamet" olduğunu görebiliyorum.
Diğeri "alkol" gibi.Gelip geçici,uçucu.
Bütün annelerin gün'ünü "Kapitalizmin" bir tür "harcamalara katılma payı" olarak gördüğüm günlerinden de olsa kutluyorum.
Sizi de bu güzide yazınıziçin kutlar selam ve saygılarımı sunarım.