- 847 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Üzgünüm
Bu gün anneler günü ve ben çok üzgünüm...
Dün çok yoğun bir gün geçirdim.
Kızım idrar yollarını üşütmüş,oğlum ise bir kaç gündür nezle, ikisi de öleceklerini zannediyorlar.. bir naz bir naz.. eşim de ise nedenini bilmediğim bir surat..ne sorarsan sor cevap vermiyor. Yeğenim Serdar telefon etti "Hala evde isen, ikindiye doğru sana geleceğim..Ben senin yemeklerini özledim, hem yemek yerim hem de seni görürüm."
Serdara gel diyemezdim. Ayda bir toplandığımız arkadaşlarla altın günüm vardı. Gitmezsem onlar kızacak. Serdarı kabul etmedim; ama çok üzüldüm.
Elbise dolabını açtım, kendime kıyafet aradım. Her zamanki gibi bulamadım giyecek hiç bir şey. Ne zaman aldığımı unuttuğum; ama hiç giymediğim acı yeşil bir elbise buldum. Etiketi daha kopmamış. Elbiseyi giydim. Gayet güzel bir elbise.. ama benim ruh halim bu elbiseyi taşıyacak durumda değil. Ben ve elbise tezat oluşturduk. Dolaptan başka bir kıyafet aramak zor geldi...değiştirmedim kıyafetimi. Çantamı aldım çıktım evden.
Hükümet binasının ve karakolun önü polis kaynıyor yollar kapatılmış. Mutlaka bir siyasetçi gelecektir diye düşündüm. Bu günlerde her şeyden uzak yaşıyorum ve hiç bir şey duymak istemiyorum. yoksa mutlaka bilirim...şehrimize bu gün kimin geleceğini...
Dönüşte mimar arkadaşım Gülden’i gördüm. Onun bürosu hükümetin dibinde.Bu gün şehrimize,gelen misafir kim diye sordum.
-Kızım, sende her şeyden koptun, kapadın kendini eve, Bu gün şehrimize akiller geldi.
Caddenin başından, öğretmenevine kadar yürüdüler.Bir gurup onları protesto etti gittiler..
Nereye gittiklerini bende bilmiyorum...
Bu güne kadar hiç yaşamadığım duymadığım,. olayların içinde buluyorum kendimi duyuyorum; ama anlayamıyorum. Ayşe Kulin yıllar sonra bu günlerin kitabını yazabilseydi.. Neler anlatırdı ki.. nasıl anlatırdı.
Onu bir televizyon proğramında izlemiştim,beş yıl önce...
"Bu günkü gündemi not alın,yazın bir kenara.."Bir gün bu günlerin romanını yazan biri mutlaka çıkar demişti...
Gülden’ den ayrılıp eve geldim.. Eşim mutfaktaki televizyonu açmış haber dinliyor...
Reyhanlı ’ da patlama olmuş..şok yaşadım...bir çok günahsız insan ölmüş...Bir çok yorumlar yapılıyor..Yorumlar beni hiç ilgilendirmiyor..Ölen yaralanan onca insanın suçu ne idi.. kahroluyorum.Nefes almakta zorlanıyorum...Ülkem yine kan ağlıyordu..Daha ne kadar ağlayacağız...Yeter artık diye isyan ediyorum...
Akşam yemeği yerken televizyonu kapattık.Hiç kimse konuşmuyor.Sessizce yemeğimizi yerken Eşim aniden:
-Şu sokak kapısını,her zaman kilitli tutun diyorum size...Biz evde yokken sen kapıyı mutlaka kilitli tut.
-Hayırdır, nereden aklına geldi bu?
-Hasanların evine dün akşam hırsız girmiş. Televizyon seyrediyorlarmış. Karısı ,münevver mutfağa meyve almaya giderken, koridorda hırsızla karşılaşmış.Adam evdeki bütün altınları paraları almış.. Gitmemiş. Birde onların oturduğu odaya doğru geliyormuş...
Reyhanlı daki patlama haberlerinin üzerine bir de bu kötü haber...Tüylerim diken diken oldu.Ürktüm.Kendi evimde güvenliğim bile yoktu. Aynı ülkemde güvenliğin olmadığı gibi...
O apartmanda oturan can dostum Meral geldi aklıma...Kocası sürekli şehir dışında,ekmek parası,peşinde adam...Meral ’ in çok korkmuş olabileceğini düşündüm...Meral ’ i ve münevver ’i,telefonla aramadım..Çünkü artık gün boyu küp dolmuştu. Duyacağım kötü hiç bir söze,olaya tahammül gücüm kalmamıştı...
Bu gün anneler günü; ama ben çok mutsuzum...içim kan ağlıyor.. üzgünüm..
YORUMLAR
bu güne uygun olmayan hüzün dolu fakat güzel bir yazı kaleme almışsınız.
uyarı dolu güzel bir çalışma.
Bir anne olarak hiç olmazsa bu gün daha sıcak sevgi dolu mısralar yazılar kaleme alınsaydı.
ama olmuyor işte.Düşünen insanların huzur dolu günü olmayacak sanırım.
gönülden tebrik ederim.
efendim bütün bu olanlar hep üstüste olunca ağırlığı altında ezilmemek mümkün değil her acı insan için mi sorusu geliyor aklıma allah sonumuzu hayır etsin her şeye rağmen yinede insanlık kazanacak diyorum ve tüm annelerin gününü kutlar sağlıklı mutlu bir ömür dilerim saygılarımla selamlar
Bugün kötü olayların etkisi üzerinizde stres yaratmış sanırım (o kadar samimi anlatılmış ki kurgu değil diye düşündüm öyle yorumluyorum)
İnsan bilinçaltında bilinçsizce bazı günleri güzel yaşamak ister ve o günlerde aşırı mutlu olma isteğinin hayali o gün kendiliğinden gerçekleşmeyince de mutsuzluk start verir elinde olmadan. Bu negatif enerjiyle de duyduğu her kötü haberin etkisini daha da beter hisseder. Her gün çevremizde birsürü kötü olay gerçekleşiyor ve bu gerçekleşme oranı arttıkça da duyarsızlık daha da maksimum seviyeye çıkıyor. Biraz önce ben de evime giderken Sabah binasının önünde bir sürür Galatasaray taraftarını ellerinde meşaleler eşliğinde gördüm; güya taraftar olduklarını gösteriyorlardı ama çevrelerinde onlarca polis vatandaş, arabalar zarar görmesin diye aşağıya kadar barikat kurmuştu. Ben arabayla evime zor geldim. Ne hakları var ki diye düşündüm bizi orada mağdur duruma düşürmeye, huzursuz etmeye. Biz artık İstanbul da adım başı böyle olaylarla karşılaştığımız için duyarsızlaşıyoruz mesela, kötü belki duyarsız olmak ancak mutluluğu da engelleyen şeylere acilen
Önlem alınmalı Sareciğim gerekirse duyarsız kalınarak.
Paylaşım için teşekkürler
Sevgili Sare
Kötülük, fenalık, kin, öfke , garaz, ihanet, zulüm, gaddarlık kısacası şeytan mesaisine hiç ara vermiyor ki. Anneler günüymüş, bayrammış onun için fark etmiyor..O hep mesaide maalesef.
Üzülmemek elde değil elbette ama unutma ki bu ülkede ve dünyada bir şeyler düzelecekse bu yine de annelerin sayesinde olacaktır.
Anneler günün kutlu olsun.
Selam ve sevgilerimle.