- 1354 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
13.MEKTUP CESARET
TÜRKİYE DÜŞMANLARINA AÇIK MEKTUP
HA-MİM
Onun Adıyla (Biismihi)
Değerli Kardeşim Emin yoksa Bahriyeli Çavuş Emin mi demeliydim.
Askerliğinin bu son günlerinin zor geçtiğini tahmin edebiliyorum
Ama sana sabrı tavsiye ediyorum. Hani Ayette:
“Asra yemin olsun ki insanlar hüsrandadır. Ancak birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna”
Ben sana bunu tavsiye ederek ikimizde ikimiz de hüsrandan kurtuluyoruz
Kardeşim Emin askerliğin ne büyük şeref ve paye sana nasıl anlatsam bilemiyorum.
Biliyorsun ben askerlik yapmadım. Tabip komutanlarımız beni askerliğe elverişli bulmadılar.
Şimdi hayatım boyunca her askerlik yapana hesap veriyorum.
“Askerliğini nerde yaptın sorusuna”
“ben askerlik yapmadım” diye cevap veriyorum
Onlarda hemen “Neden” diye soruyorlar
“Psikiyatri hastasıyım” desem
Peşinden “hastalığının adı ne” diyorlar
Hasılı hesap veriyorum
Askerliğini nerde yaptın sorusuna “Manisa Kırkağaç” diye cevap verecek olsam bu kez
“bende orda yaptım sen hangi bölükteydin” diyecek diye korkuyorum.
Sırf bu yüzden görevim mutfakta patates soymakta olsa askerlik yapmak isterdim.
Nerde kaldı ki senin gibi bahriye çavuşu olmak ,benim için general olmaya eşdeğerdir.
Herkse askerlik yaptın mı diye sorar patates mi soydun diye sormaz.
Ama ne yazık ki heyet beni askerlik yapmaya elverişli bulmadı.
Bu kararı tartışamam
Zira asker ocağı bakımevi yada hastane değildir.
Ama keşke hersene erteleselerd
HA-MİM
HA-MİM
Kardeşim Emin
Bu gün ülkemiz zor bir dönemden geçiyor.
Burada sana ve bütün askerlere büyük görev düşüyor.
Sen sana verilen görevi en iyi şekilde yapacak ve senden üst rütbelilerin emrini zerre kadar tereddüt etmeden ve tartışmadan yerine getireceksin.
Üst rütbelilerin dini hassasiyete sahip olmamaları senin için dayanak değildir.
Hem bir orgeneralle, bir şehidin cenazesin omuz omuza saf tutuyorsan bu Allah için kafi bir imandır.
Bugün İsrailoğulları Kuzey Irak’ın Kürt liderlerine “sizinle aynı Sami ırktanız, biz üstünüz” diye fısıldıyor ve onlara özgüven aşılıyor. Kürt liderler de Türkiye’deki Kürtleri kışkırtıyor.
Amaç Kürt’lerin devlet kurması değil, İsrail’in Nil’den Fırat’a kadar vaat edilmiş toprakların ele geçirilmesi.
Ve özgüven aşılanmış, dünün peşmergeleri arkalarında çok güçlü bir devlet olduğunu zannederek büyük Türk devletine hakaret ediyor.
HA-MİM
Ben olsam Kürt devletine,İsrail devletine, ve ABD’ye şöyle bir nota gönderirdim
HA-MİM
Bizim Türk Milleti olarak dostumuz yoktur.
Bizim dinimiz Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmemizi yasaklar.
Biz biliyoruz ki, biz Yahudi ve Hıristiyan olmadıkça asla bizden razı olmazlar.
Ancak dinimiz Hıristiyanlarla veya Yahudilerle ittifak kurmamızı yasaklamaz.
Bizim müttefikimiz olmayan her devlet ve şahıs bizim şahıs bizim düşmanımızdır.
İttifak kurduğumuz her devletin en üst rütbeli subayının erkek çocuğunu esir veya rehin alırız
İhanet ederler bu çocuklar öldürülür
HA-MİM
Ne o bu acayibinize gitti değil mi?
Böyle diplomatik Nota olmaz diyorsunuz değil mi?
Halbuki bu Osmanlı Devletinin kullandığı bir yöntemdir.
Osmanlı generallerinin erkek evlatları sarayda tutulurdu.
Eğer şeytana uyarda isyan ederseler ilk önce isyandan vazgeçmesi için ferman yazılırdı.
Eğer isyana devam ederlerse morali bozulsun diye çocuğun başı kesilir paşaya gönderilirdi.
Din-ü Devletin Bekası için Osmanoğulları hanedanı kendi öz kardeşlerinin canını almaktan kaçınmamıştır.
Fatih kendi öz kardeşlerini boğdurmuştur.
13 yaşındaki bir kardeşi ölürken “ iki cihan da yüzün gülmesin Fatih” diye beddua etmiştir.
Fatih’in yüzü o günden sonra hiç gülmedi.
Biz çocuklarımızı ve kardeşlerimizi bizzat kendimiz Din-ü Devletin Bekası için kurban verdik.
Allah c.c. İbrahim’in( as.) oğlu İsmail’e (a.s.) acıdı da İbrahim’in as. Bıçağını kesmez kıldı.
Ama Türk toplumunun biricik şehzadelerine acımadı.
Allah c.c. ın acımadığına biz hiç acımadık.
Böylece 623 yıl 3 Kıta 7 İklime hükümran olduk. Gerekirse yine oluruz.
Eğer Osmanlı hanedanı bu zulme sabır gösterebilseydi bizim imparatorluğumuz Kıyamete kadar sürecekti
Siz oğlunuzun ve kardeşlerinizin ölüm emrini verip sonra cenaze namazına katılıp, taziyeleri kabul ettiniz mi?
O zaman bunun nasıl bir fedakarlık olduğunu anlayamazsınız.
Kendi oğullarına, kardeşlerine acımayan sizin askerlerinize hiç acımaz.
HA-MİM
Savaşırken merhamet bilmeyiz.
Siz sıfır zayiat prensibi ile savaşırken biz ölmeyi arzulayarak savaşırız
Biz kana kan dişe diş prensibi ile savaşırız
Bizim savaşımız Yüce Türk Milletinin son ferdi öldüğünde biter.
HA-MİM
Savaşları çokluk ve silahlar kazanmaz.
Mute de 3000 (üç bin) kişilik Medine- Site devletinin ordusu 250.000 (iki yüz elli bin) doğu roma ordusunu durdurmuş ve salimen geri çekilmiştir.
Eğer o ordu durdurulmamış olsaydı bu gün İslamiyet diye bir şey olmayacaktı.
Ama doğu roma ordusu ilerlemeye cesaret edememiştir.
HA-MİM
“ Yurtta sulh, cihanda sulh” prensibi sizin lehinizedir. Bizim lehimize değildir.
18 Milyon işsiz ve bekar genç nüfusun kanı kaynıyor.
Enerjilerini boşaltmak için maç bahanesi ile birbirleri kavga ediyor.
Kadın ve mal sahibi olmak istiyorlar.
Çünkü savaşta kazanılan her şey, her kadın asker ve her erkek asker bizim için ticaret malı dır.
Ve Allah savaş ganimetinden daha helal bir mal yaratmamıştır.
HA-MİM
Bizim ordumuz 1500 seneliktir.
Sizinki gibi 60 senelik değildir.
Üstelik biz gelinlik kızları er olarak askere almayız.
Bizim askere aldığımız kadın subaylar sizinkiler gibi gündüzleri asker olup geceleri genelevde fahişe olmaz.
HA-MİM
Türk Askerinin cesaretini ve kararlılığını sınamayın.
Gazi bize “İlk hedefiniz Akdenizdir ileri” değil de yanlışlıkla Adriyatik denizi demiş olsaydı.
Biz kibrit çöpünden köprü, soba borusundan top yapar, Adriyatik’e geçerdik.
Laik bir devlet olmamız dinsiz olduğumuzun ve Allah c.c. un bize yardım etmeyeceğini düşünmeyin
Sizin askerleriniz Muharref Tevratı sırtlarında taşırken biz kutsal kitabımızı taşımayız.
Çünkü bizim hafızlarımız yani canlı Kur’anlarımız vardır.
Sizin askerleriniz başlarına kipa geçirip kollarına ip sardıktan sonra kafalarını emme basma tulumba gibi sallayıp Allah’tan yardım umarken.
Bizim askerimiz sadece “Allahummensur fil İslam” Allah c.c. hemen 5000 savaşçı Melekle yardıma gelir.
Canımızı sıkmayın yoksa Hint okyanusundan Atlas okyanusuna kadar Türk Tankının girdiği her yere türk bayrağı dikeriz.
Hem biz girdiğimiz yerde güllerle karşılanırız. Keskin nişancılarla değil.
HA-MİM
Emin kardeşim
Şeyh Edebalinin Osmangazi’ye olan nasihati ile bitireceğim
Ey Oğul ! Her sözü üstüne alınıp hiddetlenme düşün sonra karar ver.
Ey Oğul! Bilki yükseklerde yer tutanlar alçaktakiler kadar güven de değildir.
Ey Oğul! Atın iyisine doru, yiğidin hasına Deli derler
Son bir söz
Ey kara toprak çatlasa da her zerren soğuktan
Sana şerefsiz bir şekilde dönmeyeceğiz
Lailaheillallah muhammedürresulullah
Baki selam
Muhammet Hanefi Taşkın
Görükle/Nilüfer/Bursa
Şubat 2006
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.