- 926 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
CANIM ANACIĞIM
Aslı Ana ineklerini sağdı. Çardağa çıkınca yoldan geçen çocukların cıvıl cıvıl seslerini duydu. Süt sitilini mutfağa bıraktı. Çardaktan çocukların arkasından bakarken uzaklara daldı. Çocukları ve torunları aklına geldi. Hüzünlendi….İçinden ‘’Ellerin çolu çocuğu her yaz geliyor. Bizimkiler neden gelmiyorlar ?’’ diye hayıflandı..
İki oğlu, bir kızı vardı. Tabi bir sürü de torun…Hepside İstanbul’da oturuyorlardı. Tekrar içinden ‘’Hayırsızlar ‘’ dedi. Küçük oğlunu köyden bir akraba kızıyla evlendirmişti. Büyük oğlu Salih ise, dışarıdan evlenmişti. Onlara göre kendi köyünden almadı mı, dışarıdan tabirini kullanırlardı. İki de bir dış gelin, el kızı, yabancı gibi dışlayıcı, hor görücü ve küçültücü sözler kullanırlardı.. Salih yetmiş yıllarında ki sağ, sol olaylarından dolayı üniversiteyi terk etmek zorunda kalmıştı.. Bu sözlere hoş görüyle bakıyordu. Tek amacı babasını ve anasını incitmemekti.. Dini bayramlarda bazen onlara sürpriz yapıyor, köye ellerini öpmeye gidiyordu. Karısı da dışlamalarına rağmen saygıda kusur etmiyordu. Ana dedikçe ağzından bir ana daha çıkıyordu.
Aslı Ananın kocası vefat edince küçük oğlunu tercih etti. Onunla birlikte kalmaya başladı. Başlangıçta çok iyilerdi. Aslı Ananın elinden, kocasından kalan maaşını, sattıkları evden hissesini elinden alana kadar….Aslı Ana nesi varsa küçük oğluna vermişti. Salih’in ‘’Ana dünyanın bin bir türlü hali var. Bana dahi elindekileri verme ‘’ demesine rağmen….Salih sık sık ziyaretine gidiyordu. Son zamanlarda anasının halini beğenmiyordu.. ‘’Ana bir şeyin mi var ? Hasta mısın ? Yoksa seni üzüyorlar mı ? ‘’ diye ısrarlı sorularını anası ‘’İyiyim bir şey yok ‘’ diye geçiştiriyordu…
Kardeşi ve anası köye gitmişlerdi. Salih ‘’Bunda bir iş var ‘’ diye kendi kendini yiyordu. Bir gün ‘’Hanım ben köye gidiyorum. Anamı bakacağım. ‘’ dedi. Köye çıkınca anası kapıda karşıladı. Sarıldılar, hasretlikten ağladılar. Sonrasında anasının düşünceli ve dalgın hali gözünden kaçmadı. Anasından bir şey öğrenemeyeceğini anlamıştı.
Küçük amcasına gitti. Endişelerini anlattı. Amcası ve yengesi de olan biteni anlattılar. Meğerse Aslı Ananın üzerine titrediği akraba kızı neymiş….? Her fırsatta Aslı Anayı döver, horlar, iter kakarmış… Aslı Ana bir kaç defa karakola gitmeye kalkmış. Oğlu yalvarıp yoldan çevirmiş. Bunları duyan Salih dayanamadı. Başladı ağlamaya … Amcası teskin etmeye çalıştıysa da boşuna….Uzun bir süre ağladı..
____Şimdi ben ne yapayım ? amca dedi.
____Anama benim yanımda kal diyorum, gelmiyor. Gidip bunları şikayet etsem, herkes perişan olaçak… Dedikten sonra oradan ayrıldı. Bir solukta eve vardı. Kardeşinin hanımı kapıyı açtı..
____Buyur abi dedi. Salih salona geçti. Anası ve kardeşi oturuyorlardı. Anasıyla göz göze geldiler. Aslı Ana bir şeyler anlamış olacak ki;
____Gel oğlum, yanıma otur. Sakin ol dedi. Salih’in sinirden her tarafı titriyordu. Oturmadan kardeşinin karısına seslendi.
____Döndü…Buraya gel…!
Döndü neler olacağını anlamıştı. Ağlayarak içeri girdi. Bu arada anası Salih’i otur diye çekiştiriyordu. Oturdu anasına sarıldı.
____Anlat bakalım, Döndü Hanım anam sana ne yaptı da anamı dövüyorsun ?
Döndü ağlayarak yalvarıyordu;
____Abi vallahi de dövmedim, billahi de dövmedim.
____Kızım bırak abi yi, o senin anan senin üzerine titreyen, daima seni koruyan, savunan nasıl olurda, anana el kaldırırsın, döversin. Sen hiç mi Allah’tan korkmazsın?
Bu sırada kardeşi süt dökmüş kedi gibi sinmiş, surat pancar gibi ayaklarının ucuna odaklanmıştı.
____Şaban Efendi, bunlar olurken, sen neredeydin ?
____ Seninle sonra konuşacağız. Bu terbiyesizin önünde değil dedi.
____Bak kızım, sende anasın yakında sende kaynana olacaksın. Gelin alacaksın. Sen ki , seksen yedi yaşında ki bir anayı dövüp, kakıştırıyorsun. Bu yaptığının hiç bir mazereti olmaz, olamaz. Karşında ki yaşlı bir insan…. Bir ana… Kimsenin ettiği yanına kalmaz. Senin gelinde , seni döverse ne yapacaksın ?
____Ana benimle gel veya ben sana köyde bakayım dedi.
Anasının yabancı dediği geline yaptıkları aklına geliyor, oraya gitmeye yüzü tutmuyordu. İnadına devam ediyordu..
____Sağ ol oğlum, burası benim evim. Buradan hiç bir yere gitmiyorum.
Dedikten sonra gelinine dönerek;
____Allah bunu ıslah etsin. Eden bulur…Üzülme oğlum dedi.
Salih anasına sarıldı.
____Canım anacığım, diyerek yanaklarından öptü.
DURMUŞ ÇAĞLAYAN
YORUMLAR
Bir annenin yaşadıklarını yazıya dökmen; yazacağın öykülerin için bence güzel bir başlangıç. Bu işler, kenardan köşeden bakmayla olmaz zaten. Okumakla pekişir,yazmakla gelişir. Hiç bir yazar doğarken yazar olarak doğmadı. İçindeki şartlara göre değişti, gelişti.
Durum öykücülüğünde bol bol Çehov'u okumakta fayda var, derim. Ferit Edgü' nün öyküleri okunmaya değer. Romancılıkta da Orhan Kemal olmazsa olmazlardandır.
Bir sonraki öykünü sabırsızlıkla bekliyorum,arkadaşım. Annenizin anneler gününü kutlarım.
Saygı ve sevgilerimle...