- 2137 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
MEKTUPLAR-18
Diyecek söz mü bıraktın bana diyeceksin belki her zamanki gibi. Ya da söyleyeyim yinede can sen dinlemeyi seversin. Sevilmeyi, özlenmeyi sevdiğin gibi.
Mademki hak, hak aşkının sofrası gönül sofrasında yayılmıştır, elbette ki gönül ehli olanlar, bir gün o günüle misafir olacaklardır.
Eyy can; kâinatta böylesine yüce bir makam var iken gönlün insanı ve güzelliği elbette can kıblesi olmalıdır. Aşk her gönülde başka renk ile ortaya çıkar, bundandır ki her gönülde başka renge girer. Ama her renk özel ve güzeldir bir yerde, sadece bazen biz bir rengi olmadık yerde sevmeyiz. Kırmızı bir gelinciği severiz, ama kırmızı bir elbise giymeyiz. Siyah bir geceyi sevmeyiz, ama siyah bir elbiseyle örtünebiliriz. İnsanda böyledir. Benim rengimi al diyemem, gönlünün aldığına boyan derim. Ama almadığını da kirletme derim can.
Gitme diyecektim dün gece... Sustu gece. Sessizliğime karanlığını verip, kalbimi acıttı gece. Oysa küslüğün geçmişti birazda olsa. Dinledi dinledi beni gece ve şimdi gün. Günün içindeki her şey, aslında sen dışında olan bir şey yok. Ne gecemde nede günümde ama yinede sessizliğine hep kötüyüm.
Uğultular arasında var olmaya çalışan sevdanın çıtırtılarını dinliyorum bir şiirde. Yemin ettim. Söz verdim, kalkmayacağım ben buradan, ya kalbimi kanatıp özlem özlem seveceğim seni, yâda varlığına ulaşıp sevgimle seveceğim seni yok ortası bunun demiştim. Kıyısına bile gelmeden, bir an her şeyi içine çeken bir bataklık gibi hissettim kendimi. Her şeyi içine çeken,çektiğini kirleten,beyaz papatyalar ve gelinciklerle örtülmüş bir bataklık, sahi öylemiyim?
Acı bile güzeldir bazen, acımak bile güzeldir ve acıyla susmak…
Saf olan kaç geceye yazdım seni bilmiyorum. Bugünde, güneşe, aya, şu akan ırmağa, esen rüzgâra, çiçekler açtıran toprağa söyleyeceğim seni. Yemin ettim bu içimdeki acıyla, bin acı daha da verse bu aşk bana inadına inadına ben gönlümden geçen, gönlümün taşırdığı sözleri söyleyeceğim. Çünkü ölümsüzlük suyunu Hızır gibi beden karanlığında arayan varsa, “Allah”ıda kendinde arar. Ve ancak onu bulup anlayan beni anlar. Çünkü her sözüm yazıldığında kalbime şahit olan odur can. Mademki gönül tahtında hakikat sultanı hükmümü verdi, sevgi ve itaatle gönül fermanına ben boyun eğerim. Haydi başımıda kes hükmün yerine gelsin.
Bekledim, bekliyorum hala yoksun. Gelsen keşke. Yanaklarım kurumadan dokunsan avuçlarınla ve okşasan yanaklarımı, dudaklarıma değerken her sözüm bir tebessümle öpsen keşke. Sırf bu yüzden ağlamayı seviyorum. Çünkü yüzünün güzelliğiyle süslenen bir ruhun, söyleyecekleride boş değildir.
Temizledi geçmişimi sana olan bu ilgim, yâda günahlarımı sildi diye düşündüm bir bakışın, sildi her şeyi, seninle yeniden başladı, aldı, sildi umutsuz raflarımın tüm tozlarını, arınarak geldim sana. Temizlenerek sesleniyorum sana. Kirimi alıp götüren sulara bakma can.
Ne dersen de acıyan hep canım olsun can..
Hazırlandı Gün geceye nerdeyse, saat bilmem kaç oldu, oysa ben hala sana GÜNAYDIN demek için yazıyorum. Sana günaydınlar demeyi bekliyorum.
Toplandı gün, topladı kendini gün karanlıkla örtülmek için. Bir ben kaldım kaldım hala sende, hala seni beklemekte.
Bir dilek uğruna heder ettiği masum yıldızlarımın hepsini söndürüyorum, bir dilek uğruna, seni görebilmek, sana seslenmek adına, sana sesimi verip içimdeki bu sen dolu özlemle bir sözüne bende susuyorum. Bir akıl gerçekleri görmüş bir ustatsa, bilgelik hususunda da ince eleyip sık dokur her sözünü. Söylediğin her sözü kabul ediyorum, yanlışta olsa, çünkü birine inanmışsan neden yanlış yaptı demez kişi, nerde yanlış yaptım demeye başlar.
Suskun gecelere adını yazıyorum. Sessiz böyle her güne adını sayıklıyorum. Sana hiçbir şey yabancı olmasın diye, kırlara, rüzgâra, bu dağ ve tepelere, bu akan ırmağa adını söylüyorum. Tüm bu çiçeklere seni anlatıyorum yabancı durmasın sana diye. Tanıştırıyorum seni her şeyle. Biliyorum sen böyle kırlarda çok durmazsın diye, sen içimdesin diye, sırf senin için gelip, bu nefesi alıyorum. Bu çiçeklere bakıyorum, bu ağaçların kokusunu çekiyorum içime, içimdeki sen mutlu olasın diye. Var mı böyle bir aşk? Odlumu böyle bir aşk bilmiyorum. Ama ben seni tüm zamanlarda yaşanmış her aşktan daha çok seviyorum. Çünkü herkes olduğu kadarıyla çoktur, az olan azıyla çok, çok olan çoğuyla az gelir.
Sevdim seni, sevdi yüreğim seni. Olduğum kadarıyla, az gördüğün kadarıyla çok sevdim seni.
Bir geveze kuşun suskun çığlıklarını dinlediğimde bile, seni söyledi yüreğim.
Gülüşlerimin hepsi sana. Ve bir daha kimseye gülümse demiyeceğim.
Şık ağıtlarıma karıştırıp seni ne türküler mırıldandım bilir misin?
Bir aynaya dönüştü suya bakarken o saf düşüncen, gördüğüm süretinden. Şimdi bakmaya utanır oldum.
Kırıldım, kırıldı yüzümün tüm yansımaları, seni görünce.
Uğursuzluk deselerde kırılan her aynaya, kırılan yüreğim olduktan sonra ne fayda.
Gözlerine bakıyorum oysa her susadığımda. Gözlerine dalıyorum oysa her aşkı aradığımda. Ben gözlerine bakıyorum sevdiğim, sevgiyi aradığımda.
Ağlamak yakışıyor mu diye bu aşka ne çok ağlıyorum bilir misin?
Gözyaşını yakıştırıyorum ben bu aşka. Senin uğruna yaş dökmeyecekse bu gözler, gülmesinin ne anlamı var. Kalbin ne dedi hiç bilmedim, ama hep aklının dediği zamanlarda, bilki cann, gönülden görmediğine, bakmadığına karşı. Akıl nifak ve pisliklerle doludur, çünkü akıl şeytanın ortağıdır. Ama gönül güzellik ve sevgiyle doludur, çünkü gönül “Allah”ın evidir. Bana aklınla mı? yoksa gönlünle mi baktın? Gerçek insan din aklını seçendir, dil aklıyla yürüyenin yolu bil ki cehennemdir. Aklın işi gücü halka hile etmektir. Sırf bu yüzden susuyorum konuşmamak için, aklımı ve kalbimi bir birinden ayırt edemeyenler için susuyorum can.
Evet…
Yakışıyor gözlerime gözyaşları, hele ki senin için düşüyorsa damlacıklar. Bir masum tarafıda olmalı yüzümün.
Aşk ne kadar şık duruyorsa üzerimde ağlamakta öyle güzel duruyor yanaklarımda. Bir eksiklik var sadece, oda avuçlarınla bu damlacıkları silecek ellerin eksik. Ki en sevdiğimiz şarkı olmadı. Bir ihanet varsa bu aşka oda ilahi bilgelerden yoksun aklımın bir tarafıdır, kalbim değil can. Gülüşümde saklı anlamları hiç yazamadım, şimdi o gülüş benden çok uzak. Gözlerin bana çok yakın. Gülümseyen, güldüren, gül gibi yüzümü açtıran gözlerin.
SENİ SEVİYORUM.
Daha gelemedin, saate bakmadan bekliyorum.
Ya da git, belki mutlu bir andasın diye, o anının bölünmesini istemiyorum, çünkü nerde olursan ol, ben mutluluğunu sevgini seviyorum…
Ardından şiir dökerim böyle, şarkı söyler, hasretliklere gem vururum cannn.
Tez gelesin diye seni özlüyorum. Hiç gelmesen de hep seni özleyeceğim. Dedimya gülüm annemi özledim desem, susar azıcık annem olur musun? Onun şefkatli yanıyla. Düştüm desem. Babam olur musun? Onun koruyan ve kaldıran yanıyla. Kimsesizliğime her şeyim olur musun cannn?
Sen diye bakıyorum arada yanı başımdaki çiçeklere, çırılçıplağım sanki sensiz. Giyindiğimde hep sen olmuşsun. Seninle giyindim geceden, seninle giyindim sabahından. Seninle ben giyiniyorum sevdiğim. Nerdesin gel çıplaklığıma giysim, özlemime sesim ol desem, çıplak yanlarımı giydiren elbisem ol diyecektim, giydiğimi bile yırttın.
Ellerimi dolaştırdığın saçlarında avuçlarımı öpüyorum. Yüzüme sürüyorum aşk merhemim diye. Tenime sürüyorum güzellik kremim diye. Bilmezsin sen, ben hiç güzellik kremi kullanmadım, senin güzelliğin dışında.
Sıcaklığın olmasa şimdi ne çok üşürdüm, bu yağmurlu günde ki bu mevsimde pek az yağar yağmur. Sıcacık bu sevgin olmasa ben şimdi donar kalırdım.
Hazır ve nazır olan “Allah”ın güzergâhı gönüldür. Kuşkulu akıllar gönül ülkesini fethedemezler can. Söylediğin acı dolu söylemlerine bile ben duasın dillerde diyorum.
Vuruluyorum aşkının kıyısında dalga dalga boğuluyorum can. Bu defa aşka değil, aşk dediğimin sesindeki sözlere boğuluyorum.
Bir dilek tutuyorum senden yana mutlu ol, bir düşüm olsun senden yana hep umutlu ol. Bir dilek tutup, kıyamıyorum bir papatyayı koparıp olacak olmayacak demeye. Sana benzetiyorum diye, sadece dokunup, öpüyorum hep papatya tanesine.
Gökyüzü bile düşürürken yıldızlarını, ben senin acını, sözlerinle acıttığını, hançer gibi vurup kanattığını bile düşürmeye kıyamadım gönlümden. Eğer yaratılmışların en güzeli olan seni keşfedebilmişsem, hakikat zemininde bu mektubum olsun yeter.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.