- 1170 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CANLAR ÖLESİ DEĞİL
Canım ölesiye yanıyor…
Ruhum paramparça…
Delik deşik…
***
Asla vazgeçemediklerimin arasında “eskiye duyduğum önlenemez özlem” daha da artan bir hasretle koruyor YERİNİ…
Bu yüzdendir ki “eskici” ye çıkmıştır adım…
Eskiye dair ne varsa büyüler beni…
Öncelikle İnsanlar…
Geçen günkü bir yazıma, sevgili bir üyemiz yaptığı yorumda: “Onlar geride kaldı. Zaman değişti. Arkaya değil, önümüze bakmalıyız. Araba kullanan biri sürekli direksiyona bakarsa ne olur? “ diye de bir örnek veriyordu.
“İyi de, bu ülkede sizin dediğiniz geçerli olsaydı eğer, dünyanın en büyük trafik canavarları bu ülkeden çıkar mıydı?” sözleriyle yanıtlamıştım kendilerini ben de...
Büsbütün arkama bakmıyorum elbette…
Önüme bakar olduğumda ise…
Beş duyumu anında körelten…
İnanç, güven ve yaşama isteğimi katleden zehirli bir fırtınan içinde buluyorum kendimi…
***
Ah!.. O yakıp yıkıp yok ettiklerimizin yerine hangi birini koyabildik…
Çok uzun yıllar boyunca hayatları pahasına da olsa düşünceleri, duyarlılıkları, eserleri ve eylemleriyle çok daha insanca, hakça ve adil bir dünya özlemiyle yanıp tutuşan o muhteşem insanların yerini kimler doldurabildi…
Teknoloji sayesinde her şey anında görüntüye geliyor olsa da..
İnsan içine çıkacak yüzü olmayanlar, bazı sanal ortamlarda bambaşka yüzlerle çıkıyorlar iyi niyetli insanların karşısına…
“Suç dosyaları” arşı alalara yükselmiş meclisteki adamlar yıllardır süregelen “dokunulmazlıklarına” öylesine dokunulmazlıklar eklediler ki…
Ne yöne baksam zifiri karanlık…
******
Milletvekiliysen, yorucu tabii…
Turuncu koltuktan kalk, parmağını “seni gidi o… çocuğu” diye salla…
Önüne çıkanın üzerine bin, öte yandan in…
İki saat kafa kafaya ittir…
Koca döt ile ilerle…
İşte bu nedenledir, dört parti “Milletvekillerine geçiş üstünlüğü” tanıyan kanun önerisinde anlaştılar…
★
Meclis lokantasına git…
Kilo yapmayan kepekli ekmek…
Ezogelin çorba…
Çoban salatası, turşu, cacık, havuç ezmesi, portakal suyu, ayran…
Sıcak yemekler; haşlama, incik, buğulama, türlü, tas kebap, karnıyarık, kuşbaşı, ızgara köfte, tavuk, balık…
Tatlılar; güllaç, sütlaç, ekmek kadayıfı, künefe, baklava, helva, dondurma…
Arkasından, şefin sürprizi…
Hesap: 14 lira…
İşte bu nedenle; dört parti temsilcisi, milletvekillerinin mağduriyetini önlemek için “Temsil giderlerinin TBMM bütçesinden ödenmesinde” anlaştılar…
★
Üç dönem milletvekili…
Parmak kaldırıp indirmek dışında bu dönem bir defa konuştu…
O da yeminde…
İşte bu nedenle dört parti temsilcisi “Milletvekillerinin, ölünceye kadar TBMM üyelerinin yararlandıkları haktan yararlanmasında”anlaştılar…
★
Türkiye’nin doğusuna gitme yarışı başladı…
Kim gidebilir, kim gidemez…
“Bunlar Sivas’tan öteye geçemez” dedi birisi…
Öbürü “Ben gittim, sen git görelim” dedi…
Sonunda…
BDP’li hatun elinde harita ile çıktı TBMM kürsüsüne; kırmızı renkli kısım Kürdistan, memleketin yarısı gitmiş…
İşte bu nedenle; dört parti “Milletvekillerine ömür boyu kırmızı pasaport hakkı” maddesinde anlaştılar…
★
Askeri darbeler döneminde dahi bu kadar hukuksuzluk, haksızlık, faşizm, zulüm, baskı, korku yoktu…
Bu nedenle protokolde de anlaştı dört parti…
Milletvekilleri askerlerin üç sıra önüne geçti…
★
Bir şey daha…
Böyle kara bir dönemde milletvekili olup da sesini çıkartmayanların kimlikleri Meclis albümünde duracak orada…
Bunda da anlaştılar:
Estetik cerrahi giderleri de TBMM bütçesinden…
★
Sonuçta…
Hiçbir konuda anlaşamayan dört parti, milletvekillerine avantada uzlaştılar…
Böyle seçmene böyle vekil…
Geçirdiler…
Bekir COŞKUN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.