- 954 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ACIMIZ ÇOK DERİN
Bursaspor Kulübü Başkanı İbrahim Yazıcı’da göçtü gitti şu yalan dünyadan.
Yeri kolay kolay doldurulamayacak bir yıldız daha kaydı dünyadan ve futbol âleminden.
O sadece bir kulüp başkanı değil, onuruyla yaşamayı ilke edinmiş, bir Allah’ın kuluna eğilmeden dik durmayı hayat felsefesi kabul etmiş ve en zor anında bile ilkelerinden zerrece taviz vermemiş ulu bir çınardı.
Bursaspor’un şampiyon olarak mucize yarattığı sene, herhangi bir şaibeye yol açmadan da şampiyon olunabileceğini gösteren şaşmaz bir pusulaydı.
3 Temmuz sürecinde, Türk futbolunun düştüğü bataklıktan, üzerine toplu iğne başı kadar çamur sıçramamış haysiyet abidesiydi.
Şike yaptığı vicdan sahibi herkes tarafından kabul edilen Fenerbahçe’nin 3. lige düşürülmeyi hak ettiği bir ortamda, onun, Türk futbolunun düştüğü girdaptan kurtulabilmesi adına verdiği mertçe mücadele dost- düşman herkes tarafından ayakta alkışlanacak nitelikteydi.
Bir gecede kanunların, tüzüklerin ve talimatların değiştirilerek şikecinin mükâfatlandırıldığı bir ülkede sergilenen rezalete ortak olmadan, tavrını mertçe belirleyen, rüzgâra karşı kırılma pahasına dik durabilen ve gerçeği yüksek sesle haykırabilen biriydi.
Türk futbolunda sahte ilahların birbiriyle göstermelikten kayıkçı kavgası yaptığı günlerde, karanlığı aydınlatan bir meşaleydi.
Statükoya uymadığından, küf kokulu, günah yüklü karanlık odalarda yazılan çirkin senaryoda figüranlık yapmadığından ayıplandı, horlandı, dışlandı, tehdit edildi ama o yine de doğru bildiğini söylemekten bir an bile çekinmedi.
Kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklara dahil olmadı, yırtıcı geçinenlerin artıklarından nasiplenme şerefsizliğine tenezzül etmedi, gerektiğinde bedel ödemeyi de göze alarak namus timsali olarak anılmayı hak etti.
Şaşırttı, kızdırdı, öfkelendirdi ve hatta kudurttu onun bu yiğitçe başkaldırışı birilerini.
Öyleyken, o yine de bildiğini okudu, Türk futbol tarihindeki yerini altın harflerle yazdırdı.
Sadece Türk futbolundaki sahte ilahlar mıydı onunla uğraşan?
Hayır, ne alaka?
O dönemde, AKP Hükümetinin Bursa’nın sorumluluğunu verdiği etkili ve yetkili bir bakanında hışmına uğramıştı hiçbir günahı yokken.
Pardon, bu konuda suçu vardı elbette!
Bakan kardeşi olması sıfatıyla Bursaspor’un pilot takımı Bursa Merinosspor’un başkanıyken, takımını amatör kümeye düşmesine mani olamayan birine Bursaspor başkanlığını terk etmemesiydi tek suçu!
İşte o zaman bütün şimşekleri üzerine çekti İbrahim Başkan.
Vaaaay dedi, güç odakları: Sen nasıl bizi dinlemezsin, dediğimizi yapmazsın, bize asi olursun…
Ve güç odakları dediklerini de yaptılar, utanmadan, sıkılmadan, Allah’tan korkmadan.
Bursaspor takımının müsabakaya çıkmasına yarım saat kala, kulüp binası basıldı, evraklar incelemeye tabi tutuldu, başkan içeri alındı.
Başkan içeri alındığında, hak etmediği bu kötü muameleye hassas kalbi dayanamadı, hastalandı, Şevket Yılmaz Devlet Hastane’sinin mahkûm koğuşunda tedaviye alındı.
Başkanın cezaevinde rahatsızlanarak hastanelik olmasında bir bit yeniği aradı başkanın içeri düşmesine sebep olanlar ve bıyık altından gülerek, ‘’canım bizim başkan da falancayı taklit ediyor’’ diyerek kendi akıllarınca kafa buldular.
Başkan azmiyle bütün zorluğa direndi, önce hastane ortamından sonra da cezaevinden kurtuldu, kutsal saydığı hizmetine kaldığı yerden devam etme güç ve iradesini gösterdi.
O zorlu günler geride kaldı, Bursaspor’u şampiyonluğa ulaştıran başkanı artık top yıkamaz derken yanıldığımızı gördük!
Daha 2 hafta önce, bir toplantı da başkanın yamuk kravatını mesele yapan biri başkanı çok üzdüğünü midemiz bulanarak izledik.
Taraftar arasındaki lakabıyla ‘’İbo’nun’’adamlığına, dürüstlüğüne, yiğitliğine, mertliğine söz edemeyen bir akıl fukarası, kafayı başkanın kravatına takmıştı, cinlik taslayıp kravatındaki hafif yamukluğu eleştirebilme cüretini gösterebilmişti.
Başkan haliyle kırılmıştı kravatındaki hafif yamukluğun dışında kendisini eleştirecek konu bulamayan birine, öyleyken itidalini bozmamış, verdiği cevapla da sözde dalga geçmeye çalışan muhatabını biraz ciddi olmaya davet etme büyüklüğünü göstermişti.
Adamdı, ama bazı durumlarda çaresiz kaldı, bir kısım zavallıya adamlığı öğretemedi.
Çünkü doğarken adam doğuluyor, sonradan adam olunmuyordu.
Zaten sonradan adam olunsaydı, Uludağ Üniversitesinde ‘’Adam Olma Eğitimi’’ adlı bölüm açılırdı, başına da bizim başka getirilirdi, memlekette de adamdan geçilmezdi!
Gelelim bugüne.
Pazar sabahı 05.00 gibi rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan başkanımız ne yazık ki en verimli olacağı bir çağda aramızdan ayrılarak sevenlerini derin acıya boğdu.
Cenazesi Perşembe günü Emirsultan mezarlığına defnedilecek başkana ben hakkımı peşin peşin helal ediyorum.
Doğma, büyüme Bursalı olan dedem, babam Bursaspor’un şampiyonluğunu görmeden ölüp gittiler.
Ben de 50 yaşıma gelmiştim, şampiyonluk göreceğime inanmıyordum, hata şampiyonluk benim için hayalden bile öteydi, benim ömrüm vefa etmeyeceği gibi, bu gidişle çocuklarımın ve torunlarımın da şampiyonluk göreceğine ihtimal vermiyordum.
Ama olduk.
Ölmeden, dünya gözüyle Bursaspor’un şampiyon olduğunu gözlerimle gördüm, o heyecanı yaşadım.
Benim gibi bir Bursaspor taraftarına dünyaları bahşeden birine hakkımı helal etmem de ne yaparım?
Benim asıl merak ettiğim husus, Başkanımızın cenaze namazı kılınırken belki de en ön safta yer alacak olan bir kısım ‘’Riyakarlar’’ ne yapacaklar?
Başkanın yerinde bir başkası olsa, musalla taşına konulduğunda, elinden gelebilse, tabuttan doğrulup, sen, sen sen ve sen…
‘’Sağlığımda benimle çok uğraştınız, şimdi buraya ne yüzle geldiniz? Der, cami avlusundan kovardı…
Ama büyük başkan sağlığında arkasından kuyusunu kazan o sürüngenlerin seviyesine iner miydi? Hiç sanıyorum.
Onun yüreği o kadar büyüktü ki, kendisine küfür edene bile ekmek verirdi.
Bir kayıp bu kadar mı acı olur?
Evet olabiliyormuş.
‘’O’’mümtaz yeri doldurulamayacak bir spor ve gönül adamıydı.
Yeşil beyazlı renklere gönül vermiş biri olarak yüreğim yanıyor.
O’’nu son yolculuğuna uğurlarken kalbimiz yaslı, gözümüz yaşlı, dilimiz dualı olacak.
Yarın ebedi âleme yolcu edilecek merhuma rabbim rahmet eylesin, Bursaspor camiasının ve Türk futbolunun başı sağ olsun…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.