- 1036 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Mecnun'a Ödül...
"Mecnun’a ödül" hakkında...
17.02.08 tarihli STOP köşenizdeki yazınızda, Mecnun’a değinmiş ve Mecnun’un nasıl mecnun olduğunu yazmışsınız...
*
"Mecnun... Bildiğin Mecnun...
Şehir kapılarının dışında, surların dibinde... Bütün güzelliklerden dışlanmış, ama kıymet biçilmiş olan bütün güzellikleri de zaten kendisi dışında bırakmış...
Fakat Mecnun, dışlanmasıyla ve dışında bıraktıklarıyla Mecnun olmuş!.."
*
"Hani insan deli olmadan veli olamaz" derler ya, bize de biraz Mecnunluk bulaşmış olsa gerek ki, şu Mecnun hikayeleri çok hoşuma gider, duygulandırır her zaman beni... İçim bir hoş oluverir... İşte onlardan bir tanesini de (müsaade ederseniz tabii:), paylaşmak isterim sizlerle...
*
Bir gün; bir yerde yemek dağıtılır aç olanlara... Mecnun da sırada amma yemeği dağıtan ise Leyla... Tam sıra geldiğinde Mecnun tabağını uzatır. Uzatır, uzatmasına da, Leyla kepçeyle eline vurarak ona yemek vermez ve sıradan kovar... Bu olay defalarca tekrar eder aynı şekilde... Her defasında hep eline yer kepçeyi Mecnun ama vazgeçmez. Tekrardan sıraya girmeye devam eder... Bu olaya şahit olanlardan biri dayanamaz ve şöyle seslenir Mecnuna;
-Ey Mecnun; her defasında yemek alamadın ve eline yedin kepçeyi hep... Neden hala ısrar ediyorsun..?
Mecnun’un cevabı ise manidardır;
-Dikkat et... Yalnız bir tek benim elime vuruyor!..
*
İşte böyle... Belki sizlerin de vardır Mecnun hikayeleriniz... Siz de, paylaşırsınız belki bizlerle. Ne de olsa site bizim sitemiz ya!:))
*
Muammer abi; sen kimlerin eline kepçe vuruyorsun ya da senin eline kepçe vuranlar da var mı?
*
Sevgiler kere sevgiler:))
...
Not: Bu yazımı Sevgili Muammer Erkul’un ziyaretci defterine yazmıştım...Merak edenler..muammererkul.com’a bakabilirler...