- 992 Okunma
- 8 Yorum
- 2 Beğeni
Kalemine Kurban
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Soğuk buralar.
Eyvah...
Çok üşüyeceğim ben sensiz...
Seni bu kalabalıktan ne uzaklaştırdı bilmiyorum. Ne için, hangi hatalar için sınadığını bilmediğim gibi beni, seni o ufacık dünyamızdan alıp götürenin ne olduğunu da bilmiyorum...
Hiç izin vermedin yüreğime, çırpınışlarından yorulup yorulup dinlenmesine, gözlerimin yaşlarının dinmesine... hemde hiç izin vermedin nedense.
Senin kapattığın kapıların ve o kapıların sen olmayan tarafflarında ben çarelerimin hepsini tükettim...
Hep karanlığa gömüyorsun gündüzleri. Bilmiyorsun ki inatla gecesin sen aslında tüm aydınlık umutlarımıza. Bardağımıza doldurduğumuz hayallerimizi bardağı ile beraber unufak ediyorsun... kırdığın o camları üzerine atıyorsun adımlarını. nasıl beceriyorsan! adım adım yürüdüğümüz yollara uzaklar ekiyorsun.
Yürümekten yorulduğum o yollarda beni sana koşmaya mecbur ediyorsun. Yalnızlığımı dindirdiğim o sevgili ikimizliğimize tüm kalbinle yataklık edemedin sen. Ve suçluluğumu ihbar ettin ayrılığın ferine... göz gözü görmüyor çatışmalarımızdan. Bil sevgilim... sadece sen gitmiyorsun artık.
Çünkü bütün kelimelerime sırtını dönüyorsun, bütün şiirlerime, yazılarıma...
Sen diye beslediğim bütün yarınlarımı ardına saklıyorsun...
Saklıyorsun çünkü benden, gözlerinden yüreğine giden bütün yolları. Kaçırma gözlerini!
"Karanlıklarıma bir kibrit çak" diye dilendiğim zamanlar sana yangın yerinemi çevir dedim seni sevmelerimi?
Ya şiirleri sensiz, kör, dilsiz, öksüz, yarım bırakmaların...???
Oysa çok sebebim vardı benim. Tüm bencilliklerimle seni yaşama arzularım...
Dizlerine kapanıp dilekler tutmuştum ben. Sessizce, içimden...
Titrediğim, yüreğimin mevsimlerinin karakışları çaldığı vakitler bir tek senin sıcağını istedim. Koca şehirde kaybolduğum her fikir savaşımda neferim ol istedim. Feryat figan fırtınalarımda, o uçurum bellediğim umutsuzluklarımın kıyısında düşmeden elimi tutan sen ol istedim. Tenhalarında günlerimin, aylarımın, yıllarımın, ömrüme ömür kat istedim ben. Bencilim ve evet bencilce sevdim seni.
Bir mektup bırakmışsın. İlk ve son mektubun...
"Zamansız bir mevsim bu" diyorsun tüm baharlarımı oracıkta öldürerek sonunda.
"Tüm biriktirdiklerimiz hataydı, bu uçsuz bucaksız deniz, bu yanlış limandı" diyorsun tüm denizleri kirleterek...
"Sen kirlenmeden, ben kirlenmeden bitmeyecekti bu sevda ve ikimizede kıydım özür diliyorum" diyorsun.
Dileme sevgili.
Çünkü,
Öyle bir gidiyorsun ki;
Duyduğum, söylediğim, sevdiğim, sevindiğim tüm "Seni Seviyorum"lara haksızlık ediyorsun.
Düşten Adam
YORUMLAR
Gecenin nemi gibi yağdı üzerime üzerime satırlar; öylesine tanıdıktı çünkü bu sesleniş ve serzenişler...
Nasıl oluyor da bir taraf giderken, diğer taraf bu denli acıyabiliyor diye düşünürüm hep; yani hangi ara oluşup da bu kadar büyüyor bu uçurumlar!
Nasıl kopuyor ipler ve nasıl da bir tarafın boğazına dolanıveriyor çarçabuk!
Derinden etkilendiğim nadir yazılardan biriydi şimdiye dek okuduğum...
Tebrik ve teşekkürlerimle...
düştenadam
bu yazıma kıymetli vaktinden ayırıp okuyan, yorum yazan, yorumlarında "hoşgeldin"leriyle sıcacık karşılayan, daha güzellerini paylaşmayı arzulayan, çok şey söyleyebilecekken hislerini susarak paylaşan, beğenen beğenmeyen tüm dostlara; çok geç kaldım teşekkür etmeye bunun için özür dilerim.
çok kıymetli arkadaşlar; deniz-ce, mimi canoğlu, akilli46, külbahçesindetutsak, hakkınsesi, Ayrık otu her birinize sonsuz teşekkürlerimle.