- 779 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
BESİLİ HÜRREM İLE AKSAK TİMUR AŞKI -4-
Vezir Lanetullah Laneti ile Kumandan Zulmettin Han yanlarına bin kadar çeri, on tane de fil alarak yola çıktılar. Yolda vezir, kumandana sordu.
-Zulmettin…Ne de olsa hasta ziyaretine gidiyoruz. Ne götürelim dersin?
-Vezirim şuradan bi kutu çikolata, bir de çiçek alalım tamam.
-Oğlum kız istemeye mi gidiyoruz? Neticede hasta ziyaretine gidiyoruz. Hem 1402 yılında çikolatayı nereden bulacağız angut?
-O zaman manavdan iki kilo portakal, bir kilo muz alalım?
-Ohooooo..Senin o dediklerin Antalyada yetiştirilmeye başlanacak da biz de götüreceğiz de…Uzun iş. Hem unutma Ankara’dayız. Bu memlekette portakal, muz ne arasın.
-İyi anasını satayım…Akşehirde olması gereken Nasrettin Hoca Ankara’ya gelince iyi…Biz portakal deyince neymiş efendim Ankara’da portakal olmazmış.
-Bana bak Zulmettin. Senin dilin çok uzadı. Sokarım o dilini gözüne…Madem Ankara’datyız buradan Armut alalım . Engürü’nün armudu meşhurdur.
-Tamam ama armudun iyisini götürelim sultana.
-Sen bir şey mi ima etmeye çalışıyorsun?
-Yok yaaa..Ne iması…Haaa..Bir de Engürü kedisi götürelim Sultana.
-Olduuu..Angora tavşanı da götürelim madem.
-He vallah..Bi de tiftik keçisi
-Yok artık. Ankaralı Turgut, Ankaralı Yasemin, Ankaralı Ayşe’yi de götürelim.
İşte bu son söz üzerine gür bir nida yayıldı tüm Ankara ovasına. Bu Timur’un sesiydi?
-Ulaaaannn..Diğerlerini boş verin. Ankaralı Ayşe’yi getirin dileyin benden ne dilerseniz.
Vezir Lanetullah tir tir titredi.
-Yuh anasını satayım. Herif taaa buradan duydu valla. Ağzının tadını da biliyor puşt.
Ses bir daha yankılandı.
-Bu dediklerini de duydum Lanetullah. Hele Ankaralı Ayşe’yi getirme o zaman görürsün sen puştu. Darbeyi kulaktan almadık tampondan aldık.
Hürrem dudaklarını büzdü.
-Lan geri zekalı. Burada Afyon Kaymağı gibi hatun dururken Ayşe de kim?
-Afyon da neresidir? Bre Hatun?
-Koskoca Timur olacaksın. Karahisar-ı Sahip’i bilmiyon. Hem kıvırma bakalım. Ayşe’de kim?
-Yahu kim olacak? Benim kuzen?
-Nerden çıktı bu kuzen şimdi?
-Kendisi Masaküset Üniversitesinde mastır yapıyordu. Yeni geldi.
-Masa üstünde mastür mü yapıyordu? Ay ne sapık bir kuzenmiş o? İstemem...Gelmesin buraya.
Timur ‘’ Ulan Ayşe duymasın valla oylum oylum oyar beni’’ diye geçirdi içinden bıyık altından gülerken.
Birkaç dakika sonra vezir, kumandan, askerler ve filler Hasbi Ağa’nın evine vardılar. Filleri gören Hürrem neşeyle Timur’a sarıldı.
-Canımsın sen Timuuuurrr…Bana yıllardır görmediğim akrabalarımı getirdin ya dile benden ne dilersen.
Daha sonra sevinçle fillere koştu Hürrem. Onlara sarıldı. Kucaklaştı. Doya doya öpüşüp koklaştılar.
Yaşlı Fil , yanındaki filin kulağına.
-Ula Elep Hant…De hele…Biz Bu Timur İb..lisine koskoca bir savaş kazandırdık. Buna rağmen zayıflıktan kemiklerimiz sayılır. Ha bu Anadolu fili ne kazandırdı ki onu bu kadar beslemiş?
-Öyle deme Tortum’lu..Pardon Hortumlu…Baksana karı hamile besbelli. Sultanımıza bir şehzade vermiş demek ki?
-Yahu salaklaşma..Bunlar tanışalı daha bir kaç saat oldu.
-Olsun..Bu sultan kısmısına güven olmaz..Bir saatte hem halvet hem de çocuk yapar bunlar.
-Yani sen karı hamile diyon?
-Kesin..Baksana karına…Orada en az iki tane var bizden.
-Ulan Timur..Ulan Timur. Biz sana senelerdir hizmet veriyoruz. Bir kez bile dönüp yüzümüze bakmadın. Bu Anadolu filinde ne buldun bilmem ki?
O sırada Lanetullah da gelip Timur’un sakallarından öptü (Çağataylarda adet böyleymiş(!) Allahtan Rus değiller..Malum onlar dudaktan öpüşüyor[Bu kısım şaka değil..Gerçekten de Rus erkekleri selamlaşmak için dudaktan öpüşürler ])
-Sultanım geçmiş olsun. Darbeyi makattan almışsın?
-Bana bak Lanetullah. Bunu halka anlatırsan seni kızgın suda haşlama yaparım. Millete sultanın kalçasına ok saplandı diyeceksiniz tamam mı? Bundan böyle benim adım da Aksak Timurdur. Bu böyle biline.
Hürrem de atıldı:
-O armutları da götür. Ben Sultanım kıymetlimi ceviz, fındık, pekmez, bal, cezerye ile besliyorum.
Lanetullah’ın gözleri fal taşı gibi açıldı.
-Senin niyetin nedir bre hatun?
-Ay ne niyetim olacak. Sultanı ÖSS ye hazırlıyorum.
-ÖSS de ne bre hatun?
-Öpme, Sarma, Sevme.
-Bir nevi imtihandır yani. Paramın yarısı ile bir kilo fındık, kalan yarısının dörtte biriyle iki kilo ceviz, artanıyla da bir petek bal alıp yersem on metrelik düz bir duvara kaç saniyede tırmanırım gibi sorulara cevap verecek yani.
-Aynen öyle
-Hımmmm..Çok faideli bir hizmettir. Devam edesin.
Vezir Daha sonra Timur’a döndü.
-Sultanım…Bakıyorum bakım iyi. Amma velakin devlet başsız olmaz. Seni Saraya götürelim.
İşte o ana kadar sessiz sessiz bir kenarda duran Hasbi Ağa gürledi adeta.
-Olamazzzz..Bir yerlere gidemez…Kızımın namusu kirlenmiştir. Bu lekeyi temizlemeden bir yere gidemez.
Hürrem de babasını destekledi.
-Evet namusumu kirletti. Bir yere gidemez.
Timur itiraz etti.
-Ulan şunun şurasında iki tane fındık, biraz fıstık-ceviz yedik. Ne namusu. Olsa olsa az bi bulaşık çıkmıştır. Derdiniz oysa yıkarız anasını satayım.
Hasbi Ağanın İnadı tutmuştu bir kere. ‘’ Namusum da namusum ‘’ Diyor başka bir şey demiyordu. Timur için bu engel çok basit bir engeldi. Bu çiroz herfi bir üfürse hakkından gelirdi. Fakat Hürrem’le göz göze gelince kolu kanadı kırıldı. Bir ordusuna ve fillerine, bir Hürrem’e baktı…Yok..Bu zayıf ordunun Hürrem karşısında hiç şansı yoktu. Çaresiz yelkenleri suya indirdi.
-Tamam Hasbi Ağa Tamam…Çaresi neyse bakalım.
-Çaresi sizin evlenmenizdir. Başka da mümkünatı yoktur.
-Sen şimdi başlık parası da istersin. Ne de olsa buldun sultan damadı.
-Yok başlık maşlık istemiyorum. Şu karşıki dağı delip memlekete su getirirsen kız senin?
-Anlamadım..Eben güzel mi senin?
-Onu yapamayacaksın anlaşılan. Benim Hürrem’e iyi bak...Onu aç koyma başka bir şey istemem.
-Yav Hasbi Ağa..Ben dağı deleyim olmazsa ha?
Hürrem eline dirgeni aldı ve yine dudaklarını büzdü.
-Sen beni hiç sevmiyon zaten?
Timur Bir Hürrem’e baktı, bir dirgene. Ve ağzından o tarihi karar çıktı.
-Tamam..Hürrem’le evleniyorum. Kabul.
Vezir ‘’ Eyvah eyvah hapı yuttuk’’ Ded. Komutan ‘’ Hap nedir bilmem ama ayvayı yedik.’’ Dedi.Askerler ‘’ Yok arkadaş ya..Taa hindistandan bunun için mi geldik. Resmen moku yedik ‘’ dedi. Ama en tarihi sözü filler söyledi: ‘’ Veni, Vidi Vici ‘’ Yani açız açız açızzz.
YORUMLAR
Muhterem Hocam,
Yazdıklarınız okudukça Lisedeki tarihçilerin bize anlattıkları resmi tarih zırvalarına gülüp geçiyorum.her sene öyle yaptım gülüp geçtim.ve liseyi bitirdim.
Nihayet aslında Vahdettinin hain olmadığını,Prut bataklıklarında Baltacının Katerinanın elini sıkmayarak "bizde avrat kısmının eli tutulmaz heramdır" dediğini,kara Murat'ın sarışın mavi gözlü beyaz tenli olduğunu,Aydın da yirmi yıl imamlık yapan Şehy Tonyo'nun aslında hırıstiyan ve adının da Antonyo Banderas olduğunu, Padişah Sekizinci Ahmet'in daha anne karnında iken fazla tekme atmasının ilerde isyana meyilli olduğu manası ile Ebe Melike Kaltak Hatun tarafından padişahın emri,Şeyhülislam Hacı Nikos efendinin fetvasıyla makasla boğulduğunu, Hürrem Sultanın aslında bayan olduğunu, Varna da ikinci savaşın yanlış randevi sebebiyle yapılamadığını,bizimkiler varnada beklerken haçlı ordusu başka bir memlekette Vanra adlı düzlüğkte beklediğini,rakip gelmeyince Sultanın "valla biz üç sıfır hükmen galip sayılırık" diyerek geri döndüğünü,Balım Sultanın iç çamaşır giymediğini,Anadolu Kazaskeri Büşüm Bey'in cemil İpekçinin dedesi olduğunu,Saraydaki Acem ajanının Sülük Nedimesi Kıllı Behice olduğunu öğrendik.
Ve hala öğrenemediğimiz ne çok şey varmış..sayernizde öğrendik.
Saygı ile.
Yine çok güzel bir bölüm olmuş. Aslında Aksak Timur da
Bende isterem elma yanaklardan
Bende isterem kiraz dudaklardan
Bende isterem Hürrem'in ahu gözlerini
diyor ama Sultanya ağırdan satıyor kendini.
Ağa dediğinde Hasbi Ağa gibi olur nasıl kakaladı pardon verdi kızını sultana
Davullar çalsın kızlr oynasın koca karılar keşkeğği dövsün düğün var
Tebrikler devamını merakla bekliyorum
Sevgiler