- 1271 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KEREZA CİNSİ HOROZ
ALLAHIN yarattığı bu kainatta
hep dikkatimi çekmiştir.hemcinsler farklı karekterle bir birinden ayrılması ilgimi çeker.
bu horoz hikayeside öyle bir şey,başımdan geçen bu olay( eskilere dayalı bir olay
anılarımdan birisi olarak hafızamda kalmış.
gençliğin baharında mütevazi bir yaşantı ile ne varlıklı nede çok yoksulluk denecek kadardı
kendi yağıyla kavrulan bir gençlikti işte yeni evlenmiş ayakta kalmaya çalışan milyonlardan
sadece biriydim abimin ford model kamyonunda yedek şoför olarak çalışıyordum.
şehirler arası bir çalışma hayatımızdı bu araba günün şartlarında eski modeldi her gidiş ve
dönüşümüzde mutlaka bakım için tamire sokardık.
bunlardan birini daha yaparken tamirci ustası beni eksik bir parçayı almak için ajandaya
gönderir.yayan gideceğim bir mesafedeydi yavaş,yavaş oraya doğru giderken yolda benden
genç birine rastladım koltuğu altına aldığı bir horozla karşıdan geliyordu dikkatimi çekti
horozun telaşlı ve diri bakışları ilgimi çekti,
---satılık mı? diye sordum
---evet diye cevap verdi genç
---ne kadar istiyorsun ?
---30 lira dedi
hani doğrusu ilk etapta alıcı değildim horoz ilgimi çekmiş söz olsun torba dolsun hesabı
benim kisi sadece bir meraktı
---yok dedim ben bu paraya alamam arkamı döndüm yürüdüm.
---ne kadara istesin? diye bir sesi duydum
tekrar arkama dönüp baktım
hani alıcı gözle bakmadığım için vallahi ben buna (15)lira veririm dedim.
işin doğrusu satmaz diye biliyordum bende ısrarcı değildim.
yahu gel şunu (20)yapalım deyince,adamın paraya ihtiyaçı var galiba diye içimden gelen
bir sese kulak verdim artık söz ağızdan çıkmış almak zorunda kalmıştım ve aldım da
istenilen parçayla horozu aldım tamirciye gittim beni gören herkes soruyor bu ne diye
elimdeki horozu kastederlerken
---gördüğünüz gibi horozdur dedim
neyse satım aldım.
kaça diye sordular.dediğimde herkesin ağzı açık kaldı
---oradakilerden birisi bizimle dalga mı geçiyorsun?bu parayla bu horozu kim satar?
diye inanmak istemediler.
ama işin gerçeği buydu
yine birisi dedi ki bu sana satan her kimse ya delidir yada bir yerden çalıp getirmiştir
bunun gerçek değeri bu paranın çok,çok üstünde
---vallahi orasını bilemiyorum üstelikte ilk etapta almaktan yana değildim ama almış oldum
neyse aldım bu horozumu eve doğru gelirken komşulardan biri gördü
yaşlıydı babam yaşında biri hem yılların komşusu hem babamında arkadaşıydı
biraz çapraz konuşkandı kendini beğenen tiplerden yani
---alaycı bir üslup ukala tavırlarla
---argolu konuşmalardan birini daha yaparak
---ulan bu ne diye sorması zaten başlı başına sinir etmişti beni
ama nede olsa büyüğüm,komşumuz babamın arkadaşı hepsi bir arada olunca
bana ya sabır demek geldi içimden buna rağmen verdim cevabımı
---görüyorsun horoz dedim
---ne yapacaksın? diye sordu
---bu gibi şeyler ne yapılır? amca dedim tabi ki yenmesi için değil mi?
---ulan bu horoz cinstir dövüşken birine benziyor,getir bizim horozla bir karşılaştıralım
bari terbiyesini almış olur.dedi
bende zaten bu konuşmalarından iyice sıkılmıştım birazda merak ettim aldığım bu horozu
baktım herkesin dikkatinde olur peki dedim.
onun horozuyla karşılaştırdık tabi benimkisi adamın dediğine göre biraz daha toymuş
onunkisi daha olgun daha bir yaşlıymış yani avantajlıymış
hani bunları bilmiyorum ben
horoz dövüşünü ilk burada seyretmiş oldum ve tabi ilk olarak sempatim oldu
samimiyetimle söylüyorum hayvanları dövüştürmekten değil bunlara daha sonra değinecem
ama adamın havalara girip işte benim horozum döver inancına kapılıp hüsranla bitmesi
beni ayrı bir duyguyla karşılaştırdı ve ne zaman adamı görsem
cemil amca horozumu getiryim mi ? diye takılırdım.
o günden sonra bende bu horozuma karşı bir sempatim oldu ki gözümde bir kahraman gibi
görmeye başladım.babam o aralar bir devlet kurumunda çalışıyor,eve ancak hafta sonları
gelebiliyordu bu horozumu görünce oğlum getir kes yiyelim dedi yeni almaktansa
baba ne olur bunu benden isteme dedim ve olayı baştan sona kadar anlattım
anlayacağın bu benim kahramanım oldu
---iyide oğlum hayvancağız yalınız yaşamasın,bari yanına bir hayvan daha al ki sıkılmasın
evet mantıklı gelmişti bana,bahçeli evimizde onlara bir güzel kümes yaptım.
ve gözümden sakınıyordum artık öyle bir meraklısı oldum ki
ama dövüştürmek değildi maksadım o artık benim gönlümün kahramanıydı onu sadece
seyretmek ve beslemek istiyordum.
bir gün sefer dönüşümün birinde eşim üzüleceğin bir haber vereceğim dedi sana
yıkılmış merak etmiştim.
---sakın horozun öldü deme bana dedim.
---ne yazık ki bunu diyeceğim dedi
içime sanki doğmuştu ve gün o gündür o horozumun bende yası var
gerçeğine dönerken hayatımızda insanların acımasızlığına hep karşı gelmişim.
öyle zevk niyetine çıkar uğruna ticariye dönüşen bu sevdalara karşıyım.
onları dövüştürürken bizler oturup seyrediyoruz.ne acı bir şey değil mi?
böyle bir anımı paylaşmak kederle neşeyi yaşatırken duyguların konuştuğu dil diyorum
(KEREZA) arap kökenli bir değim.
salahattin topuz 07-05-2013
YORUMLAR
Salahattin Bey anınızı çok güzel anlatmışsınız.Güzel ve anlamlıda bir anı.
İnsan bazen istemeden hayvanlara yakınlık duymakta onlara sevgisini sunmakta.
Günümüzde bu hayvanların kan revan içinde dövüşmesinden çıkar sağlayanlar var elbette.
Bırakın hayvanları, insanları dövüştürerek çıkar sağlayanların dünyasında yaşamaktayız.gelişmiş toplumların Özellikle Arap aleminde şimdilerde yakınınız Suriyede oynadıkları oyun ve insanların boşa giden hayatları buna en güzel örnek değil mi?
beğenerek okuduğum etkileyici bir yazı.tebrik ederim.