- 742 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ZAMAN İNSAN VE YAŞAM
Dün akşam izlediğim bir belgeselin hissettirdikleri sebep oldu yazmama. Belgesel de Ankara Beypazarı anlatılıyordu. Eşeğiyle kil satan yaşlı bir amca baş roldeydi ve onun kil satarken yaşama çıktığı yolculuktu konu. Yaşlı amcanın günün ilk saatlerinde eşeğine yüklediği killerle ilk uğrak yeri, yöresel ekmeklerin yapıldığı bir fırın oluyordu. Amca ikram edilen çay ve yöresel ekmekle kahvaltısını ederken, fırındaki insanların çalışkan karınca misali yardımlaşarak çalışmalarını gördüm ve yürekten alkışladım hepsini. Amca kahvaltısını bitirip vedalaştı fırındakilerle. Eşeğiyle birlikte yola çıktı, gittiği yer Beypazarı’nın çarşısıydı. Selam verdi yün yorganları renkli satenlerle kaplayan süsleyen yorgancılara, iğne ve iplikle el emeği göz nuru yorganlarını dikiyorlardı sabırlarına hayran kaldım. İlerliyordu yaşlı amca bir ayakkabıcının önünden geçiyordu, geçmişten günümüze taşınan sadece deriyle, sağlıklı malzemelerin kullanıldığı el işçiliği ayakkabılar yapılıyordu. Ayakkabı ustalarının geçmişe sahip çıkışlarına ve saygılarını görüyor bende saygıyla tanıklık ediyordum… Çarşıda gezinirken bir dokuma tezgâhının sesi geliyordu kendi gibi yaşlı bir amca Beypazarı’nda kadınların başlarına örttükleri, masa örtüsü, koltuk örtüsü olarak da kullanılan kumaşları dokuyordu tatlı bir ritim eşliğinde. Var mıdır? Dedim bu emeklerin bir ücreti paha biçilebilir mi? Hepsi işlerini sevgiyle yapıyorlardı izleyince kalbimde ve yüzümde mutlu bir tebessüm oluştu. Yaşlı amca çarşıdan bey pazarının tarihi ve güzel evlerine doğru uzanan bir yokuşu tırmanıyordu. Dolaşıyordu geçiyordu evlerin arasından, önünden. Bir, bir teyzeler çıkıp amcadan hal hatır sorarak kil alıyorlardı hoş sohbetli güler yüzlü bir alışveriş oluyordu hem amca hem teyzeler için, benim içinde seyretmesi çok güzeldi. Bakırlarını temizliyorlardı kille hamarat teyzeler. Yaşlı amca akşamüstüne doğru bütün kilini bitirip hiç sorun çıkarmayan uslu ve sevimli eşeğiyle evine doğru yol alıyordu. Akşam olmuştu evine geldiğinde kazandığı parayı saydı yatağının başucunda duran komodininin üstüne bıraktı ve yarın olması için dinlendi sonra uykuya daldı.
Güneş güne gülümsüyordu sabah olmuştu yaşlı amca uyandı takım elbiselerini giyinip yola çıktı. Çarşıda bir berbere girdi, berberi görünce hayranlık ve şaşkınlık hissettim… Berber en az 70 yaşların da saçlarını kar kaplamış yüreği bahar mevsiminde kalan tatlı bir dedeydi. Kilci yaşlı amcayı zamana meydan okuyan elleriyle tıraş ediyordu. Bir kez daha anladım ki insan kendini ne yaşta hissediyorsa o yaştaydı. Tebrik ettim tüm kalbimle genç kalan berber dedeyi. Yaşlı amcanın tıraşı bitmişti ve Beypazarı’nın çarşısından Ankara’nın merkezine giden bir otobüse bindi. Camdan yaşamı seyrederek ve aklından geçirdikleriyle gelmişti Ankara’ya. Büyük bir alışveriş merkezine doğru gitti. Eşeğiyle yokuşları tırmanan amca yürüyen merdivenlere binip iniyordu. Oyuncak mağazalarını geziyordu anladım ki evindeki komodininin üstünde çerçeveyle resmi duran torununa hediye alacaktı. Saatler ilerliyordu ve sonunda bir oyuncak almıştı ama bende görmemiştim ne aldığını merak da ediyordum… Mağazadan çıktı yaşlı amca bindi otobüse hediyesi ve kendi Beypazarı’na geldi.
Gün bitmişti Güneş yerini karanlığa ve ay’a bırakıyordu. Yaşlı amca evine ve odasına geldi karanlığı aydınlatan sadece ay değildi komodinin üstüne bıraktığı torununa aldığı sevimli oyuncak eşek de ışık oluyordu karanlığa… Hediyeyi gördüm ve gülümsedim, kalbim ışıklar içinde kaldı…
Yaşamak her yaşta güzel değil mi?
Bir çocuğu sevindirmek için oyuncak alacak sevgiyle ve yaşama sevinciyle olmak, kalmak dileğiyle…
Zaman an’ların oluşturduğu yaşam dilimi
Yudum, yudum lokma, lokma geçen biten
Zaman kapılar aralar yaşama giden
Geçmişin kapısından geçilmiş
Şimdinin kapısından geçiliyor
Geleceğin kapısından geçilecek mi? Bilinmez.
Ama
Geçmişe ait yaşanmışlar
Şimdiye ait yaşananlar
Geleceğe ait umutla beslenen, beklenen belkili yaşanacaklar var.
İns(an) ve zam(an) an’ları barındırır içinde
Ve ortak noktaları yaşamdır
Yaşam;
Zamanın içindeki an’ların farkında’ lığı, değeri ile insanca sevgiyle geçirilmelidir.
Zaman, insan
Ve
Yaşam…
Yaşamalıyız
Yaşamalısınız
Yaşamalılar…
Yazan: Neslihan ÇETİNKAYALI(18.04. 2012 14.52)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.