Senden nefret edenleri sev; iyilikten başka üstünlük alameti tanımıyorum. -- ludwig van beethoven
Neslihan Çetinkayalı YİLM
Neslihan Çetinkayalı YİLM
@neslihanc-etinkayal-cy-lmaz2

ZAMAN İNSAN VE YAŞAM

6 Mayıs 2013 Pazartesi
Yorum

ZAMAN İNSAN VE YAŞAM

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

778

Okunma

ZAMAN İNSAN VE YAŞAM


Dün akşam izlediğim bir belgeselin hissettirdikleri sebep oldu yazmama. Belgesel de Ankara Beypazarı anlatılıyordu. Eşeğiyle kil satan yaşlı bir amca baş roldeydi ve onun kil satarken yaşama çıktığı yolculuktu konu. Yaşlı amcanın günün ilk saatlerinde eşeğine yüklediği killerle ilk uğrak yeri, yöresel ekmeklerin yapıldığı bir fırın oluyordu. Amca ikram edilen çay ve yöresel ekmekle kahvaltısını ederken, fırındaki insanların çalışkan karınca misali yardımlaşarak çalışmalarını gördüm ve yürekten alkışladım hepsini. Amca kahvaltısını bitirip vedalaştı fırındakilerle. Eşeğiyle birlikte yola çıktı, gittiği yer Beypazarı’nın çarşısıydı. Selam verdi yün yorganları renkli satenlerle kaplayan süsleyen yorgancılara, iğne ve iplikle el emeği göz nuru yorganlarını dikiyorlardı sabırlarına hayran kaldım. İlerliyordu yaşlı amca bir ayakkabıcının önünden geçiyordu, geçmişten günümüze taşınan sadece deriyle, sağlıklı malzemelerin kullanıldığı el işçiliği ayakkabılar yapılıyordu. Ayakkabı ustalarının geçmişe sahip çıkışlarına ve saygılarını görüyor bende saygıyla tanıklık ediyordum… Çarşıda gezinirken bir dokuma tezgâhının sesi geliyordu kendi gibi yaşlı bir amca Beypazarı’nda kadınların başlarına örttükleri, masa örtüsü, koltuk örtüsü olarak da kullanılan kumaşları dokuyordu tatlı bir ritim eşliğinde. Var mıdır? Dedim bu emeklerin bir ücreti paha biçilebilir mi? Hepsi işlerini sevgiyle yapıyorlardı izleyince kalbimde ve yüzümde mutlu bir tebessüm oluştu. Yaşlı amca çarşıdan bey pazarının tarihi ve güzel evlerine doğru uzanan bir yokuşu tırmanıyordu. Dolaşıyordu geçiyordu evlerin arasından, önünden. Bir, bir teyzeler çıkıp amcadan hal hatır sorarak kil alıyorlardı hoş sohbetli güler yüzlü bir alışveriş oluyordu hem amca hem teyzeler için, benim içinde seyretmesi çok güzeldi. Bakırlarını temizliyorlardı kille hamarat teyzeler. Yaşlı amca akşamüstüne doğru bütün kilini bitirip hiç sorun çıkarmayan uslu ve sevimli eşeğiyle evine doğru yol alıyordu. Akşam olmuştu evine geldiğinde kazandığı parayı saydı yatağının başucunda duran komodininin üstüne bıraktı ve yarın olması için dinlendi sonra uykuya daldı.
Güneş güne gülümsüyordu sabah olmuştu yaşlı amca uyandı takım elbiselerini giyinip yola çıktı. Çarşıda bir berbere girdi, berberi görünce hayranlık ve şaşkınlık hissettim… Berber en az 70 yaşların da saçlarını kar kaplamış yüreği bahar mevsiminde kalan tatlı bir dedeydi. Kilci yaşlı amcayı zamana meydan okuyan elleriyle tıraş ediyordu. Bir kez daha anladım ki insan kendini ne yaşta hissediyorsa o yaştaydı. Tebrik ettim tüm kalbimle genç kalan berber dedeyi. Yaşlı amcanın tıraşı bitmişti ve Beypazarı’nın çarşısından Ankara’nın merkezine giden bir otobüse bindi. Camdan yaşamı seyrederek ve aklından geçirdikleriyle gelmişti Ankara’ya. Büyük bir alışveriş merkezine doğru gitti. Eşeğiyle yokuşları tırmanan amca yürüyen merdivenlere binip iniyordu. Oyuncak mağazalarını geziyordu anladım ki evindeki komodininin üstünde çerçeveyle resmi duran torununa hediye alacaktı. Saatler ilerliyordu ve sonunda bir oyuncak almıştı ama bende görmemiştim ne aldığını merak da ediyordum… Mağazadan çıktı yaşlı amca bindi otobüse hediyesi ve kendi Beypazarı’na geldi.
Gün bitmişti Güneş yerini karanlığa ve ay’a bırakıyordu. Yaşlı amca evine ve odasına geldi karanlığı aydınlatan sadece ay değildi komodinin üstüne bıraktığı torununa aldığı sevimli oyuncak eşek de ışık oluyordu karanlığa… Hediyeyi gördüm ve gülümsedim, kalbim ışıklar içinde kaldı…
Yaşamak her yaşta güzel değil mi?
Bir çocuğu sevindirmek için oyuncak alacak sevgiyle ve yaşama sevinciyle olmak, kalmak dileğiyle…



Zaman an’ların oluşturduğu yaşam dilimi
Yudum, yudum lokma, lokma geçen biten
Zaman kapılar aralar yaşama giden
Geçmişin kapısından geçilmiş
Şimdinin kapısından geçiliyor
Geleceğin kapısından geçilecek mi? Bilinmez.
Ama
Geçmişe ait yaşanmışlar
Şimdiye ait yaşananlar
Geleceğe ait umutla beslenen, beklenen belkili yaşanacaklar var.
İns(an) ve zam(an) an’ları barındırır içinde
Ve ortak noktaları yaşamdır
Yaşam;
Zamanın içindeki an’ların farkında’ lığı, değeri ile insanca sevgiyle geçirilmelidir.
Zaman, insan
Ve
Yaşam…
Yaşamalıyız
Yaşamalısınız
Yaşamalılar…
Yazan: Neslihan ÇETİNKAYALI(18.04. 2012 14.52)

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Zaman insan ve yaşam Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Zaman insan ve yaşam yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ZAMAN İNSAN VE YAŞAM yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
6.5.2013 00:07:53
Beğeni:
1
İzlenme:
778
Yorum:
0
BEĞENENLER
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.